bad teacher 1-2 | hs [DÜZENLENİYOR]

date night [2]

Bu bölüm Harry'nin ağzından, lütfen bolca yorum atın💓 keyifli okumalar

Karşımdaki yeşil gözlerin önündeki menüde dolaşmasını izlerken sırıtmadan edemedim. Tapılası görünüyordu,o kırmızı elbiseyi üzerinden çıkarmak istiyordum. Kusursuz kıvrımlarını saklamasını istemiyordum. Tabii,bunu daha sonraya saklamak iyi olurdu.

"Ne var?" dedi kıkırdayarak.

"Yok bir şey. Seçtin mi?" Başını onaylayan bir şekilde salladı. Ardından garsonu çağırdık ve siparişlerimizi verdik. Garson gittikten sonra Alyssa'ya döndüm. Bana utangaç bir şekilde bakıyordu.

"Bay Styles-"

"Harry." diye düzelttim onu.

Boğazını temizledi. "Bana hiç kendinizden bahsetmediniz ve ben, ben siz-seninle neredeyse yatıyordum." derin bir nefes aldı. Ne diyeceğini biliyordum. Beni tanımak istiyordu ve haklıydı da.

Ardından devam etti. "Bana kendinizden bahsedebilir misiniz? Ailenizden, yaşantınızdan..."

Tahmin ettiğim gibi.
"Benim hakkımda bilmen gereken fazla bir şey yok, Alyssa. İnan bana bilmek istemezsin." Saçma geçmişimi veya ailemi öğrenmesini istemiyordum. Bu fazla gereksizdi.

Gözlerini kırpıştırdı. "Fakat neden? Tanımadığım biriyle oturup bi-"

Onu yarıda böldüm. "Babam bir uyuşturucu bağımlısıydı, beni esirgeme kurumuna bırakmış, annem de beni doğururken ölmüş. Sonra bir aile beni evlatlık edindi. Şu anda Avustralya'da yaşıyorlar. Bu kadar."

Yutkunduğunu gördüm. Güzel yemeğimiz benim yüzümden mahvolmamalı.

"Harry...özür dilerim, ben... hatırlatmak istememiştim." dedi. O kadar masum görünüyordu ki onu kötü hissettirdiğim için kendime kızdım.

"Önemi yok, güzelim."

Gülümsediğinde ben de ona gamzelerimi gösterdim. Benim hakkımda bilmediği fazla şey vardı. Bunları öğrenseydi benimle bırakın yemek yemeyi, dersime bile girmezdi.

Tam bunları düşünürken karşı çaprazımdaki masada oturan kadın dikkatimi çekti, çok tanıdık gelmişti.
Kadının karşısında oturan adam biraz daha yana çekildiğinde kadının yüzünü net olarak gördüm.

Lanet olsun.

flashback

"Tanrı aşkına Claudia! Bunun bir önemi yok!" diye bağırdım. Yağmur son süratle yağmaya devam ediyordu. Arabanın sileceklerini hızlandırdım.

"Beni resmen o sürtükle aldattığına inanamıyorum, Harold. Bir de buna bir 'ufak bir hata" diyorsun. Çıldıracağım!"

Sinirlerim tepeme geldiğinde direksiyonu sıkıca kavradım ve gaza biraz daha yüklendim.Onu hemen eve bırakmalı ve bara dönmeliydim.

"Harry! Ne yaptığını zannediyorsun? Yavaşla!"

Onu umursamadan bir arabayı daha solladım.

"Hey, beni duyuyor musun? Dur artık aptal! Tanrım, ikimizde öleceğiz."

Yol bomboştu ve onu dinleyecek değildim. O sırada kırmızı ışığın yandığını gördüm. Geçsem ne olurdu ki? Ondan bir an önce kurtulmalıydım.