Keyifli okumalar...
•
•
•
Zümrüt Yeşili
Bölüm 3 {Ela Gözler}Bacaklarım 'artık bir yere otur !' emrini verirken, gölgede kalan kaldırıma kendimi attım.
Sabahın erken saatlerinde kalkmış ve iş aramak için sokak sokak gezmeye başlamıştım. Ne yazık ki kendime uygun hiçbir iş karşıma çıkmamıştı. Ya deneyimsiz olduğum için kabul edilmemiştim ya da alacağım miktar çok düşük olmuştu. Bir an önce bir işe girmek zorundaydım fakat bu gerçekten zordu.
Çaresizlikle gözlerim etrafta küçük bir gezintiye çıktı. Yaz ayının sıcak havasını fırsat bilen insanlar kendilerini dışarı atmıştı. Sokaklar oldukça kalabalıktı.
Tam önüme baktığımda karşıma çok güzel bir cafe çıktı. Boydan boya cam olan duvarı, içinde ve dışında olan masa ve sandalyeleri, çok fazla çiçekleri olan güzel bir yere benziyordu.
Görüntüsü lisedeyken çalışmak istediğim yerlere benziyordu. Kalabalık olmasını girip de boş yer bulamayıp geri dönen insanlardan anlayabiliyordum. Hayranlıkla bakan gözlerim, tamamen camdan oluşan kapının üstünde asılı duran kağıt parçasında takılı kaldı. Büyük bir heyecan ile ayağa kalkarken, iş bulma umudum bir an da şaha kalkmıştı.
Oraya doğru yürümeye başladığımda, içimden gördüğüm kağıt parçasının 'eleman aranıyor' yazısı olması için dua ettim.
Merdivenleri çıktım ve kapıya doğru ilerledim. Kağıdın üstündeki yazı belli olunca derin bir nefes alıp okudum.
“Deneyimli/Deneyimsiz Eleman Aranıyor !”
Yüzümde uzun zaman sonra büyük bir gülümseme oluştu. Açık olan kapıdan içeri girdim ve biraz etrafı incelemeye başladım. Duvarlar beyaz renk ağırlıklıydı. Birkaç tablo ve yapay çiçekler vardı.
Çok kalabalık olan bu yerde, gördüğüm kadarıyla sadece bir kişi çalışıyordu. Garson tam yanımdaki masadan sipariş alıp geri dönerken onu kolundan tuttum ve durmasını sağladım.
“Pardon, iş için kiminle görüşmem gerekiyor ?”
Benden belki üç belki de dört yaş büyüktü. Sert yüz hatları, gür sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Yakışıklı olmadığını inkar edemem. Gerçekten yakışıklıydı. Hızlı hareketlerle arkadaki kapıyı işaret etti.
“Oradaki kapıdan geçtikten sonra sağ dön, patron orda.”
Teşekkür etmeme izin vermeden hızlı bir şekilde işinin başına döndü. O gittikten kısa bir süre sonra bende onun gösterdiği yere doğru ilerlemeye başladım.
Kapıyı açıp içer girdim ve garsonun dediği gibi biraz ilerleyip sağa döndüm. Karşıma küçük bir masada oturan yaşlı bir amca çıkıverdi. Elindeki kalemle masanın üstünde duran kağıtlar ile ilgileniyordu. Beni fark edince gülümsedi ve boş sandalyeyi göstererek konuşmaya başladı.
“Hoşgeldin güzel kızım. Gel otur.”
Ben de gülümsedim ve işaret ettiği sandalyeye oturdum.
“Merhaba efendim.”
“Merhaba kızım, iş ilanı için mi geldin ?”
“Evet.”
“Mükemmel ! Dün ne yazık ki bir çalışan işten ayrıldı. Gördüğün gibi burası bazen çok kalabalık oluyor. En çokta hafta sonu ! Her neyse, şimdi sana biraz işten bahsedeyim. Çarşamba günü hariç her gün iş var. Sabah saat on iki ile akşam yedi arası iş saatleri. Haftalık 500 TL alacaksın. Ne dersin, senin için uygun mu kızım ?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜT YEŞİLİ
Teen Fiction|Yeşil gözler serisi~1| Küçüktü, etrafındaki yalanlar acı gerçekleri görmesini engelliyordu. Hayatına kaos etkisi yaratacak olan gerçekler, yalanların arkasına saklanmış bir şekilde kendisini bekliyordu. Acı gerçekler elbet bir gün açığa çıkacakt...