Keyifli okumalar...
•
•
•
Zümrüt Yeşili
Bölüm 26 {Uyan Artık} FinalRüzgar Alkım, 11:38
Bugün aralık ayının son günü, ayrıca 2019 yılının son saatleri. Yeni bir yılın başlangıcına ilk adımı atmak için çok az bir zaman kaldı. Her yer ışıl ışıl, insanlar sevinçli. Dünya bir yaşını daha kutluyor.
Dakikalar birbirini kovalarken herhangi bir eğlence ortamında değil, hafif yağan karın altında bilmediğim bir sokakta yürüyordum. Diğerlerinin aksine siyahlara bürünmüş olan ben, bembeyaz olan bu ortamda oldukça dikkat çekiyordum.
Birini sevmek güzeldi. Kendinden önce onu düşünmek, yanında olmadığı her an özlemek... Aşık olmak, sevmek güzeldi fakat sonuçları ağır olabiliyordu. Mesela hayatının her anında yanında olan o kişinin, bir an da mezarının başında ağlarken bulabilirdin kendini. Ve bu kaybı, kalpte ki yarayı kapatmak mümkün olmayabilirdi. Sen saçının bir teline bile zarar gelmemesi için uğraşırken, kendisi gözlerini sonsuzluğa kapatırdı. Bir daha o gülüşü göremez, kokusunu içinize çekemezdiniz.
Ölüm adında bir gerçek vardı bu hayatta, kabul etmek zorunda olduğumuz.
Durdum ve her gün geldiğim o yeri kısa bir süre inceledim. Ambulanslar, koşuşturan insanlar... Kimse mutlu değildi burada, harika...
İki yana doğru açılan kapıdan içeri girdim. Hastane kokusu burnuma dolmaya başladığında ezbere bildiğim koridorun sonundaki asansöre bindim. Üçüncü katın düğmesine basıp kapının kapanmasını bekledim.
213 numaralı hastane odasına doğru ilerledim ve kapının önünde durdum.Derin bir nefes alıp verirken elim yine kalbimin üstündeki yerini aldı. Her seferinde böyle oluyordu. Bu oda benim 'gerçek ben' olduğum tek yerdi, dışarıda her şey daha farklıydı.
Kapıyı açıp yavaşça içeri girdim. Burnuma onun kokusu doldu bu sefer. Kapıyı kapattım. Burayı diğer yerlerden daha özel kılan, içeride sevdiğim kadının olmasıydı. Onun kokusuyla doluydu bu oda.
Gülümsedim. Duygu barındıran bir gülümseme değildi bu, sadece o üzülmesin diye...
Yatağının yanında ki boş koltuğa oturdum. Ona bağlı olan kabloları görmek istemiyordum, bu yüzden sadece suratına baktım. Teni beyazdı, fazla beyaz... Dudakları eskisi kadar kırmızı değildi, fazla solgun...
Kaç gün, kaç hafta geçmişti o gözlerini açmadığı. Zümrüt yeşili gözlerini görmeyeli ne kadar olmuştu ? Haftalardır uyuyordu sevdiğim kadın, bu kadar uyku yetmez miydi ?
Trafik kazası. Küçük bir dikkatsizlik ve alkollü bir sürücü yüzünden burada yatıyordu Öykü. Daha az hasar alan taraf bendim, küçük çatlaklar ve birkaç yara... Ama Öykü başını cama çarpmıştı. Kendime geldiğim an onu sormuş, zorla odadan çıkıp ameliyathane odasının önüne gelmiştim. Saatlerce bekledim orada. Herkes buradaydı, babamız, arkadaşlarımız...
Peki doktor çıktığında ne dedi ?
'Hayati tehlikesi devam ediyor.'
Yine bekledim. Gözlerini açmasını, bana iyi olduğunu söylemesini bekledim.
Gözlerini açmadı, bana iyiyim demedi. Onun yerine doktor konuştu.
'Hasta başına aldığı darbe yüzünden komaya girdi. Bekleyeceğiz, belki birkaç gün, belki birkaç hafta veya yıl.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜT YEŞİLİ
Teen Fiction|Yeşil gözler serisi~1| Küçüktü, etrafındaki yalanlar acı gerçekleri görmesini engelliyordu. Hayatına kaos etkisi yaratacak olan gerçekler, yalanların arkasına saklanmış bir şekilde kendisini bekliyordu. Acı gerçekler elbet bir gün açığa çıkacakt...