Bölüm 11 |Yalnız Değilsin|

891 40 1
                                    

Keyifli okumalar...



Zümrüt Yeşili
Bölüm 11 {Yalnız Değilsin}

   Gerçekler acı verir, bu sebeple insanlar yalanlara inanmak ister. Son birkaç yıl içinde yaşadığım şeyler benim için oldukça zordu.
Annemin -annem sandığım kişinin- benden neden nefret ettiğini öğrenmiştim mesela. Ben onun kızı değildim.

   Beni sevdiğini düşündüğüm babama ne demeli ? Belki de beni kızı gibi görmüştü. Ancak aramızda hiçbir zaman baba-kız ilişkisi olmamıştı.

   Faruk ve Hilal, gerçek annem ve babam olan kişiler. Onları daha tanımıyorum bile. Yüzlerini bir kez olsun görmedim.

   Bu bir karşılıksız aşk hikayesi gibiydi. Yağız Hilal'i seviyordu fakat Hilal, sevdiği adam Faruk ile kaçmıştı. İçinde büyük bir nefret oluşan Yağız, intikam almak istiyordu.

   Bu hikaye de suçsuz olan biri varsa, o da bendim. Hiçbir şey yapmamış olmama rağmen başıma gelmeyen kalmamıştı. Hapishaneye girmiş, evden kovulmuş ve kaçırılmıştım. Eminim ki yirmi bir yaşında olan hiç kimse bu yaşadığım şeylerin hepsini bir an da yaşamamıştır. Kendimi yaşlı bir teyze gibi hissediyordum.

   Öğrendiğim gerçeklerden sonra ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yağız her ne kadar bana her şeyi anlatmış olsa da, tamamen ona inanacak değildim. Dedikleri gerçek bile olsa sadece duyduğum birkaç cümleyle hareket etmem doğru değildi.

   Dün akşam eve geldiğimde Zeynep her şeyi anlatmamı istemişti. Ona başıma gelen her şeyi anlatmıştım. Fark ettiğim bir gerçek daha vardı. Zeynep benim kuzenim değildi. O da bunu fark etmiş olmalı ki, ne olursa olsun beni sevdiğini ve kardeşi gibi gördüğünü söylemişti. Anlattığım şeylere garip tepkiler vermişti. O bile bu kadarını beklemiyor olmalıydı.

   Bana her şeyin yoluna gireceği ile ilgili uzun bir konuşma yapmış ve yorgun olduğumu fark edip beni odama göndermişti.

   Sabah uyandığımda bugünün cumartesi olduğunu fark etmiştim. İşe gitmem gerekiyordu ve bugün yoğun olan günlerden biriydi.

   Cafeye gittiğimde daha ilk dakikalarda insanlar buraya akın etmeye başlamıştı. Yorucu bir gün bizi bekliyordu.

   Sıcak havada gidilebilecek en güzel yerlerden biri de deniz. Denizin o güzel kokusu ve sıcak kum ben de gözlerimi kapatma isteği uyandırıyordu.

   Kumsalda kimsenin olmaması dikkatimi çekti. Neden kimse yoktu ?
Gözlerimi parıldayan denizden çekip etrafıma baktım. Arkası dönük küçük bir kız çocuğu karşıma çıktı.

   Benim gibi göz alıcı sarı saçları vardı. Neden tek başına oturduğunu merak ettim. Kumun üstünde biraz kayarak yanına gittim. Bana bakmıyordu.

Ufaklık ?

   Yüzünü bana döndüğünde şok olmuştum. Bu, bendim. Küçüklük halim. Gözlerimi ondan çekip tekrar etrafıma baktım. Artık kumsalda değildim.

   Etrafımda ağaçlar vardı. Güneş yerini Ay'a bırakmıştı. Başımı küçük kız çocuğuna doğru çevirdim. Bana bakıyordu ama gözlerinden yaşlar akıyordu. Yanında diz çöküp yanaklarından akan yaşı sildim.

Ne oldu ? Canın mı yanıyor ?

   Başını iki yana salladı. Arkasını işaret edince oraya doğru baktım. Bir tarafta bu zaman kadar annem ve babam sandığım kişiler diğer tarafta ise yüzü görünmeyen iki kişi vardı.

ZÜMRÜT YEŞİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin