Bölüm 4 |Kendini Beğenmiş|

1.3K 49 2
                                    

Keyifli okumalar...



Zümrüt Yeşili
Bölüm 4 {Kendini Beğenmiş}

   Hayatı daha yeni tanımaya başladığım zamanlar, ilk edindiğim düşman öz annem olmuştu. Benden neden nefret ettiğini bilmiyordum fakat doğrudan benimle alakası olduğunu da düşünmüyordum.

   Babam annemin yokluğunu ne kadar en aza düşürmek için uğraşsa da, anne sevgisi her şeyden daha farklıydı. Ne yazık ki annem olmasına rağmen onun sevgisini hiçbir zaman görmemiştim.

   Büyüdüm, hayatın acı gerçekleri ile yüz yüze geldim. Artık tek annem değil, babam da benden nefret ediyordu. Sebebi ne olursa olsun, babamın beni evden kovmuş olması canımı çok yakmıştı.

   Hapishanede yaşadığım şeylerden sonra bir de evden kovulmuş, yeni hayatıma hızlı bir giriş yapmak zorunda kalmıştım. Tesadüfen bir iş bulduğum zaman şanssızlık bir süre beni terk etmişti. Üzüldüğümü söyleyemem !

   Cumartesi gününün akşamında ela gözlü adamın yanından ayrıldıktan sonra eve gelmiştim. Yalan olmasın, aklımdan çıkmak bilmiyordu. Belki de hayatımda bir daha hiç görmeyeceğim birini bu kadar düşünmek saçma olabilirdi. Siz bir de bunu beynime anlatın !

   Pazar günü evde yapabildiğim bütün aktiviteleri yaparak zamanımı geçirmeye çalışmıştım. Akşam ise evdeki eksikler için Zeynep ile alışverişe gittik. İhtiyacımız olan ve birazda keyif yapmak için aldığımız şeylerin parasını ödeyip eve geri gelmiştik. Zeynep ne kadar ısrar etse de ben inatçı biri olarak paranın ikiye bölünmesini istemiş ve istediğimi almıştım. Hem evinde kalacak, hem de hiçbir şey yapmayacak değildim.
Bugün erkenden kalkmış, ilk iş günüm için hazırlanmaya başlamıştım. Heyecanlı mıydım ? Belki...

   Aynada son kez kendime bakıp evden çıktım. Zeynep benden bir saat önce çıkmıştı. Doktorluk kolay bir meslek değildi. Hem de hiç.

   Otobüse binip kısa bir yolculuk geçirdikten sonra sonunda gelmiştim. İçeri girdiğimde fazla kalabalık olmadığını fark ettim. Benim için bu durum iyi olmuştu. İşe alışma sürecim daha rahat geçecekti. Ben etrafta göz gezdirirken, aniden yanıma gelen garson ile biraz korkmuş olabilirim.

“Merhaba ! Yeni eleman sen olmalısın.”

“Evet, öyle.”

“Öncelikle tanışalım. Ben Burak, yakışıklı, sevecen, esprileri harikulade olan Burak Solmaz. Sen ?”

   Egoist biri değildi, hatta oldukça sempatik ve güler yüzlüydü.

“Öykü, Öykü Yıldırım.”

   Onu ilk gördüğünüzde sert, soğuk biri olduğunu düşünürdünüz. Bu ön yargı gerçekten de hiç doğru değildi.

   Burak bırakın sert olmayı, hayatımda gördüğüm en sempatik insan olabilirdi. Benden yaşça daha büyük olduğu kesindi ama konuşmaları küçük bir çocuğu andırıyordu.

   Beni yönlendirmesiyle 'sadece personel girebilir' yazısı yazan kapıdan içeri girdik. Uzun bir masa vardı. Duvarlara yakın yerde ocaklar ve onların başında yemek yapan 2 aşçı vardı. Ne büyük, ne de küçüktü. Burak bana birkaç bilgi söyledikten sonra önlük ve not alacağım küçük bir defter verdi.

   Biraz sonra derin bir nefes alıp ilk siparişi almak üzere bir masaya doğru ilerledim. Daha önce de buraya benzer bir yerde çalıştığım için pekte heyecanlı değildim. Sadece kimse daha ilk günden kovulmak istemez, değil mi ?

   Masanın önüne geldiğimde arka cebimden küçük not defterini çıkardım.

“Hoş geldiniz, ne arzu edersiniz ?”

ZÜMRÜT YEŞİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin