|9.Bölüm|"İntikam"

451 23 16
                                    

Miray'ın ağzından;

İnsanın sabrının zorlandığı zamanlar vardır işte ben tam o anlardan birindeydi. Kardeşim alt tarafı bir çizgisiz kağıt vereceksin nedir bu dır dır? Acilen aklıma gelen yeni kurguyu yazmam gerekiyordu ama bu kırtasiyeci teyze yarım saattir yüzüme bile bakmamıştı şimdi ise saçlarıma uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Sonunda dayanamayıp çıktım ve bir banka oturdum. Telefonumu çıkarıp aklımdaki kurguyu yazdıktan sonra mesajlara baktım. Tanımadığım bir numaradan mesaj geldiğini görünce hızla açtım.

‘Okula gelsen iyi olur kızıl. İstediğin şeyi öğrendim.’

Muhteşem beynimi çalıştırmaya gerek duymadan bu mesajı atanın Sinem olduğunu anlamıştım. Hemen oturduğum banktan kalktım ve canım sıkılıp kaçtığım okula geri döndüm. Ne kadarda istediğim bölümü okusam da okul sıkıcıydı. Yani bu evrenseldi. Ama çekimlere gittiğimiz zamanlar gayet eğlenceli oluyordu. Bir sinema ve televizyon bölümü öğrencisi olarak söylüyorum mesleğimi elime aldığımda tüm film şirketlerine başvurup en düşük mevkiden işe başlayarak yükselecek ve hepsinin canına okuyacağım.

Her neyse gelecek planlarını geleceğe bırakırsak şuanda taksiye atlamış etrafı izlemekle meşgul olan bir Miray vardı. 

Sabah Burak ile çok güzel bir kahvaltı yapmıştım. Gerçekten kendini affettirmişti ama ben oyun oynayıp affetmediğimi söylemiştim o da bu hafta sonu beni sinemaya davet etmişti. Ciğer görmüş kedi misali teklifi kabul ettim. Tabi kızım, ben sinema öğrencisiyim her türlü filme gitmek benim yararıma.

Etrafta gülüp eğlenen insanları gördükçe oturduğum koltuğa biraz daha sindim. Kulaklığı çıkarıp şarkı açtım ve okul önümde belirene kadar aynı şarkıyı tekrar tekrar dinledim. Şoföre ücretini uzatıp arabadan indim. Okulun kapısının önünde siyah saçlarıyla Sinem beni bekliyordu. Kendimi ‘Gossip Girl’ dizisinde gibi hissetmeden edemedim. Etrafımı gözetleyip bir yerden Chuck çıkar diye bekledim ama hayal kırıklığı.

Adımlarımı hızlandırdım ve Sinem’in yanına ulaştım. Pişkin gülümsemesiyle bana bakıyordu.

“Anlat bakalım.”dedim merakla. Kemik bekleyen köpek gibi yanında dikilmiş duruyordum.

“Kızın adı Gizem. Sırf Onur’u sevdiğinden dolayı üzerine iftira atmış. Burak ile yattığını söylemiş ve bu fotoğrafı göstermiş.”dediğinde elindeki telefonu kaldırdı ve midemi kaldıran fotoğrafı gösterdi. Gözlerimi şaşkınlıkla açtım ve yutkundum. Bu fotoğraf nasıl olabilirdi? Böyle bir şey olmamıştı ki?

“Fotoğrafı kız kendi fotoshopla yapmış. Gerçekten fazla seviyor herhalde. Sizin ayrıldığınızı söyleyince hemen döküldü zaten.”dedi. Başımı kaldırdım ve sinirden titreyen parmaklarımı koluna koydum.

“Bu kızı nerde bulabilirim?”diye sordum. Bacaklarıma yüklenen enerjiyi hemen atmak istiyordum. O kızı öyle bir benzetecektim ki okula bir ton makyaj ile gelmesi gerekecekti.

“Kafeteryaya bak. Olmadı ikinci kattaki kızlar tuvaletine büyük ihtimal ordadır. Hiç çıktığı yok zaten.”

“Teşekkür ederim Sinem. Gerçekten çok teşekkür ederim.”dedim ve içten bir şekilde gülümsedim. Aynı içtenlikle bana gülümsediğinde belki bu kız için yanlış şeyler düşünmüştüm.

Öfkeden titreyen bacaklarımı ve ellerimi sabit tutmaya özen göstererek ilerlemeye başladım. Koridora girdiğimde bir sürü öğrenci konuşup yürüyordu. Büyük bir uğultu etrafı doldurmuş zihnimi işgal ediyordu. Beni oyalıyordu. Hızlıca içlerinden geçtim ve Defne’nin sınıfına doğru yürüdüm. Bir kıza saldıracaksam yardımcı birilerine ihtiyacım vardı o da tek kız arkadaşım ve en iyi arkadaşım Defne olmalıydı.

Ahlaksız MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin