|8.Bölüm|"Sigara tadında öpücük"

575 27 18
                                    

Ahanda sizi yeni bölüm. İstediğimiz ve beklediğimiz sayıyı kat be kat geçerek erken bölümü hak ettiniz. 

iyi okumalar!

Miray'ın ağzından;

Gözlerimi açmak istemiyordum ama odanın dışından gelen sesler uyumama izin vermiyordu. Birisi oldukça kızmış olacak ki hırıltılı konuşuyordu.

Başımı yastıktan kaldırdım. Bedenim biraz daha uyku için kıvranıyordu ki bende bunu istiyordum ama sesin sahibinin kim olduğunu algıladığımda kalkmak zorunda kaldım.

Burak Poyraz'ın yanında durmuş sinirle bağırıyordu. Bağırmaktan boğazındaki damar şişmiş gözleri kızarmıştı. Yumruklarını iyice sıkmış bekliyordu. Birazdan Poyraz'ın üstüne atlayabilirdi. Hızla ona doğru ilerledim. Miray, kızım sen bu aralar başıma iyice iyilik meleği kesildin.

"Ne oluyor burada?"diye sordum uykulu bir ses tonuyla. Ortamı yumuşatmak için attığım laf ters etki yarattı.

"Karışma!"diye bağırdı Burak. Bir adım gerileyip şaşkınlıktan irileşmiş gözlerimle ona baktım. Normalde hiç umursamaz dediğini yaparak karışmazdım ama bilmiyorum el atmam gerekiyordu duruma. Defne nerdeydi?

"Burak sakin ol!"dedim ve iyice yanına sokuldum. İnce parmaklarımı koluna doladım ve odaya dönmesini sağlamak amacıyla çekmeye çalıştım. Bir santim bile yerinden oynamazken hala Poyraz'a ateş saçan gözleriyle bakıyordu. O ateşte nasıl kavruldun sen Burak?

Poyraz ise gayet sakin bir tavırla dikiliyordu. Umursamaz bir şekilde bekliyordu. Defne'nin kapıda belirlemesiyle yerinde kıpırdandı.

"Gidelim?"dedi Defne. Ardından bir bana bir Burak'a baktı. Durumu biraz kavramış olacak ki ya da benim yaptığım el kol hareketlerinden bir şeyler anlamış olacak hemen uzaklaşmak amacıyla Poyraz'ın kolunu kavradı.

Defne'yle iyi anlaşmamızın nedenlerinden biri her zaman ben bile kendi el kol hareketlerimi anlamasam da o anlıyordu.

Gerginleşen ortam Poyraz'ın gitmesiyle yumuşadı ve eski haline döndü.

"Bana bağırmanın bir açıklaması var mı acaba?"diye sordum kollarımı birbirlerine dolayarak. Tamam kızgın olduğunu anlamıştım ama neden kabak benim başıma patlıyordu ki? Daha geçen gün Nutella mı paylamamış mıydım ben senle?

"Sinirliydim kusura bakma."dedi duygusuz bir ses tonuyla. Kaşlarımı çattım ve yüzünü incelemeye başladım Onur'un aksine ne düşündüğünü söyleyen birisiydi ve onu ilk defa bu kadar sinirli bir şekilde görüyordum. Onur ise her zaman böyleydi. Her zaman sinirli.

"Orasını bende anladım herhalde. Neden sinirlisin?"diye sordum. Hala pijamamla duruyor oluşumu fark ettiğimde içten içen kıpırdandım. Ortalıkta böyle dolaşmayı sevmezdim.

"Biraz özel bir sorun."dedi hemen. Anlatmak istemiyordu demek ki. Tamam, bende silah zoruyla anlattıracak değildim ya. Başımı salladım ve dolabıma yöneldim. Hemen elime bir şort ve beyaz gömlek aldım.

"Eğer izin verirsen giyineceğim."dediğimde başını salladı ve kapıya doğru yöneldi. Tam çıkmak üzereyken bana doğru döndü ve çarpık bir gülümsemeyle konuştu.

"Kendimi affettirmek için sana kahvaltı ısmarlayayım. Kapının önünde bekliyorum."

Cevap vermemi beklemeden odadan çıktı ve beni yarı sırıtır bir halde tek başıma bıraktı. Bugün öncelikli planlarım arasında bu yoktu ama araya sıkıştırabilirdim. İlk olarak buranın en dedikoducu ve sürtük kızını bulup Onur'un bana neden bağırdığını öğrenmeliydim.

Ahlaksız MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin