episode: 8

2.5K 232 44
                                    

Yazım yanlışları olabilir, bölüm kontrol edilmemiştir.

Bölüm 8✘

"Ciddi misin? Bunu yapacaksınız yani?"

Jiu ellerini göğsünde birleştirmiş, sorguya çekmiş gibi sorduğunda tebessüm ettim.

"Evet, hem.. Neden olmasın ki?" dedim. "Bay Min.. Yani Yoongi ve ben böyle bir şeyi kesinlikle haketmemiştik."

Göz devirmekle yetindi Jiu. Benim için endişelenmesini seviyordum, fakat onun bu konuya karışması taraftarı değildim.

"Ben sadece başının belaya girmesini istemiyorum. Umarım Yoongi dediğin kişiye güvenebilirim." dedi.

Derin bir çektim. Ardından hemen arkamda duran koltuğa bıraktım kendimi.

"Sen bu işe karışma. Senin bu işe karışman doğru değil." dedim sadece. Dediğim gibi eski soğuk Selyn, şuandan itibaren geri dönmüştü.

"Peki Selyn. Başın belaya girdiğinde, bana kendini kapat öyleyse. Tamam mı?" dedi. "Unutma ki kötülük eden, kötülük bulur."

Ardından çantası ve montunu aldı ve hastaneye gitmek üzere evden çıktı. Derin bir iç çektim. Hakkımı aramak ne zamandan beri suç olduysa, Jiu inatla bunu kurcalıyordu.

Mutfağa yöneldim. Dolaptan kahve çıkarırken aklımdan düşüncelerin geçişine engel olamıyordum. Tüm bu olanlar, Yoongi ile hiç bir alakamız yokken birden suç ortağı olmamız... Tuhaf hissediyordum ve bulunduğumuz tüm bu durum baştan aşağı garipti.

Kaynatmış olduğum suyu bardağımdaki kahveye döktüm ve tekrar salona ilerledim. Üzerime üzerime gelen duvarlar ve bitmek bilmeyen düşüncelerim de elbette ki bana eşlik ediyordu. Acı kahvemi yudumlarken boğazımı yakışı, Hyunjin'in kırışlarından daha fazla değildi. Sadece, unutmam gerekiyordu her şeyi. Yeni bir sayfa açmalıydım. Eminim iyi gelecekti. Bunu hissetmek bile güzeldi.

Aniden telefonuma bildirim gelmesiyle fırladım koltuktan. Hyunjin olduğunu düşünmek bir anlığına mutlu hissettirmişti. Fakat mesaj atan o değil, suç ortağım Yoongi'ydi.

MinYoongi: Hyunjin ile konuşmalısın.

SelynKim: Sana da merhaba.
Bunun planımız için iyi bir şey
olduğunu sanmıyorum.

MinYoongi: Eğer onlarla hiç bir şey
olmamış gibi konuşmaya, nefretimizi
göstermemeye çalışırsak, işimiz
kolaylaşacaktır, ortak;)

SelynKim: Peki, dediğin gibi olsun.
Sadece bana ne yapmam gerektiğini
söyle.

MinYoongi: Şimdilik yapmamız
gereken tek şey bu. Asıl plan,
yaklaşık bir hafta sonra, hiç
beklemedikleri bir anda gerçekleşecek.

MinYoongi: Sadece dediğimi yap ve
gerisini boşver. Her şeyi halledeceğim.

MinYoongi: İyi günler, suç ortağım.

Telefonu öylece masanın üzerine bıraktım. Ne yapmam gerektiğini, Hyunjin'in sesini duymaya hazır değilken böyle bir şeyi nasıl yapacağımı anlamlandıramazken düşüncelerin başımı istila etmesine tekrar izin verdim.

Çaresizce tekrar aldım telefonu elime. Hyunjin'i aradım. İçimdeki nefret gitgide büyürken, izin verdim kalbimin bir kez daha umutlanmasına.

Telefonu çaldı, çaldı, çaldı. Ama bakan olmadı. Bu sebeple Jiu'ya küçük bir mesaj çekip eve geri döneceğimi ve Hyunjin ile görüşeceğimi bildirdim. Ardından yavaşça hazırlanmaya koyuldum.

Ne söyleyeceğimi, nasıl davranacağımı bile bilmiyordum. Tüm bu olanlar adil değildi fakat yapmaktan başka çarem yoktu. Benim kadar acı çekecekti, çekmeliydi.

Montumu giyerken telefonuma tekrar gelen bildirim sesi yüzünden duraksamıştım. Yoongi olduğunu düşünsem de, yazan kişinin Begüm olması cidden canımı sıkmaktan başka bir şey yapmamıştı.

Jiu98_: Cidden planı uygulayacaksınız yani?

Jiu98_: Nasıl istersen Selyn. Sadece dikkatli ol, nedense şu Yoongi dediğin adama pek güvenesim gelmiyor.

Derin bir of çekerek, telefonumu montumun cebine yerleştirdim. Hızla ayakkabılarımı giyindim ve evden nihayet çıkabildim.

"Hyunjin? Nerelerdesin? Yarım saattir seni arıyorum!"

Nereye bakarsam bakayım bulamadığım Hyunjin'i aramayı bırakıp koltuğa attım kendimi. Beni nasıl karşılayacağını bilmiyordum lakin, her ne kadar intikam almak istesem de, onu sevmekten alıkoyamıyordum kendimi.

Ona böyle bir aşk beslediğim için nefret ediyordum tüm her şeyden.

Bir süre sonra açılan kapının cızırtılı sesi tüm odayı doldurduğunda hızla ayağa kalktım. Nihayet gelmiş olmasına sevinirken, bu işi bitirmenin vereceği huzursuzlukla karşı karşıyaydım şimdi.

Kahve harelerini gözlerime diktiğinde, her zamanki gibi afalladıktan sonra kendime gelmeye çalışırken şaşkınca bakmaya başlamıştı bana.

"Selyn? Jiu ile kaldığını zannediyordum?" dedi kapıyı kapatırken. "Her neyse, zaten seninle önemli bir konu üzerinde konuşmak istiyordum, iyi oldu geldiğin."

"Aslında ben de tam bu yüzden gelmiştim." dedim hafifçe gülümseyerek. Belki de her şeye yeniden başlamak isteyecekti. Kim bilebilirdi ki?

"Ya, demek sen de aynı şeyleri hissediyordun?" dedi gözlerini biraz büyüterek. "Birazdan söyleyeceklerimin, geleceğimizi olumlu etkileyeceğini düşünüyorum. Bu yüzden sonuna kadar dinlemeni rica edeceğim."

"Madem olumlu olduğunu düşünüyorsun, öyleyse aynı anda söyleyelim, hadi!"

Ellerimle geriye doğru sayarken, Hyunjin'in gülümsediğini farkederek biraz daha umutlandırdım kendimi. Her ne kadar bir planın parçası olsa da bu söyleyeceklerim, Hyunjin ile biraz daha vakit geçirebilme fırsatıydı.

3...2...1!

Geri sayım bittiğinde aynı andan seslice bağırmıştık ikimizde.

"Her şeye baştan başlamak istiyorum!"

"Boşanmak istiyorum!"

Selam güzellerim, nasılsınız? Bu bölümü biraz daha uzun yapmaya çalıştım fakat, yine ve yine uykudan gözlerim kapanıyor.

10. Bölüme gelmek üzereyiz bu arada, kitap hakkındaki düşüncelerinizi paylaşın lütfen.

Eski versiyonda sorduğum gibi, bölüm sonu sorular yapayım da, nostalji olsun öyleyse😂

Sizce Begüm'ün dediği gibi, Selin'in Yoongi'ye güvenmemesi mi gerekiyor?

Hyunjin neden boşanmak istedi?

Plamlarının alt üst olması sebebiyle, Yoongi ve Selin'in yeni planı ne olacak?

Tahminlerini yorum kısmına yazmayı unutmayın.

Sizi çok sevdiğimi de~❤



Wrong¹ Marriages | myg.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin