episode: 18

1.6K 160 22
                                    

"Yazım yanlışları olabilir, bölüm kontrol edilmemiştir."

...

Bölüm 18✘

Yoongi telefonu açmaya yeltendiğinde elinden telefonu almaya çalıştım. Benden daha güçlü olduğundan, başarmam zordu. Ama nihayetinde telefonumu almıştım.

"Derdi ne bu aptalın?" diye çıkıştı Yoongi. "Hâla ne arıyor bu sende? Belasını falan mı?"

Sinirden ellerinin titrediğini gördüğümde gözlerinden ateş fışkırırcasına telefona baktığını gördüm.

"Aç şu telefonunu." Sesi biraz daha sakin çıktığında ağır hareketlerle telefonu açtım. Ağzımdan çıkan tiz "Alo?" sesi, Yoongi'nin çenesini kasmasına sebep olurken Hyunjin'in kaba sesi dolmuştu kulağıma.

"Neredesin?"

Sorduğu soru tüm bedenimin her bir zerresine kadar sinirlenmemi sağlarken konuştum.

"Ne istiyorsun?"

Yoongi karşımda alayla gülmeye başlarken göz ucuyla ona baktım. Çenesi sinirden kaskatı olmuş, yüzü insanı korkutacak kadar ciddi bir hâl almıştı.

Telefonun karşısındaki Hyunjin derin bir nefes alırken elimi sıktım. Sesini bile duymak istemediğim bir dönemdeyken ne diye birden bire arıyor, tüm her şeyi mahvediyordu?

Zaten gergin olan hava iyice gerilirken, tekrar konuştu Hyunjin.

"Kuzenim, bir kaç gün önce sizin hastanenizde işe başlamış sanırım?"

"Kuzenin mi?"

Hyunjin'in bir kuzeni olduğundan bile haberim yokken, bir de benim hastanemde çalıştığını öğrendiğimde ağzım açık kalmıştı. Yoongi'nin gözleri beni bulduğunda ne olduğunu anlamak istercesine yaklaştı telefona doğru.

"Jeon Jungkook. Kendisi kalp ve damar cerrahisi olarak çalıştığı hastaneden, sizin hastaneye tayin oldu."

Söylediği her şey şaşkınlığımı arttırmaya devam ederken, kaşlarımı çattım.

"Jeon Jungkook, senin kuzenin miydi?"

Sesim olduğundan biraz daha titrek ve tiz çıktığında Yoongi, çatık olan kaşlarını şaşkınca havaya kaldırmıştı.

Jeon Jungkook.

Kalp ve Damar Cerrahı.

Jiu'nun canını yakan o adam, Hyunjin'in kuzeni miydi?

Hyunjin o'nca fazla sürmüş olan sessizliği acımadan bozduğunda, Yoongi çoktan yanıma gelmiş ve bir kulağını telefonun arkasına yaslamıştı bile.

"Dediğim gibi, sadece bunun için aramıştım." Ardından derin bir nefes alarak noktaladı konuşmasını.

"Hoşçakal."

Telefonu kapattıktan sonra masaya koyduğumda, Yoongi tekrar karşıma oturmuş bir cevap bekliyordu.

Tüm parçalar bir bir oturmaya başlamıştı artık. Öğrenilmesi gerek tek şey, neden kavga ettikleri, ayrıldıkları ya da neden konuşmadıklarıydı.

"Demek buydu ha?" dedi Yoongi sessizliği bozarken. "Bu aramanın arkasında başka bir şey olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam."

Ellerini çenesine yerleştirdiğinde konuştum.

"Hastaneye gitmeliyiz."

Yoongi çenesindeki elini hızla indirip gözlerime şaşkınca bakarken konuştu.

"O neden?"

"Aralarında ne yaşandığını Jiu'dan öğrenemiyorsam, Jungkook'la konuşacağım."

Alayla güldü Yoongi.

"Lütfen bana bunun bir şaka olduğunu söyle Selyn."

Ayağa kalktım ve elinden tutup ayağa kaldırdım.

"Şaka değil Yoongi. Jiu'ya yardımcı olmak ve acısını hafifletmek istiyorum sadece." dedim. "Onun bana yaptığı gibi."

"Ah cidden..." sesi inanamıyor gibi çıkmıştı. "Siz beni bir gün öldüreceksiniz."

"Söyle bana Jungkook, zamanında hiç bir kızla kavga ettin mi?"

Alay eder gibi gülmüştü Jungkook.

"Bu sizi neden ilgilendirsin?"

Histerik bir şekilde güldüğümde gözlerime bakmaya devam etmişti sadece. Ortamın sessizleşmesine izin vermeden konuştum.

"Ya o kız, benim en yakın arkadaşımsa?"

Güleryüzü yavaş yavaş düştüğünde şaşkınlığı yüzünden okunuyordu artık.

"N-ne demek en yakın arkadaşınız?"

Derin bir nefes alarak konuştum. İstifimi hiç bozmadan.

"Eğer bahsettiğimiz kız, Jiu ise, evet. Onun en yakın arkadaşıyım."

Jiu bahsini duyan Jungkook yavaşça gözlerini kaçırırken devam ettim.

"Ve sen, bana onun canını neden yaktığını anlatacaksın."

"Üniversitede tanıştık."

Aniden konuşmaya başlayan Jungkook, bizi şaşırtırken devam etti beklemeden.

"Notları ben ve arkadaşlarımınkilerden daha iyi olduğundan ona küçük bir oyun oynamaya karar verdik."

Söylediği her şey beni içten içe hayrete sokarken, kaşlarımı çatmıştım çoktan.

"Onu kendime aşık ettikten sonra, küçük bir oyun oynayarak onu terkettim." dedi. "Tüm gerçeği anlatıp, onu aşağılayarak."

Yoongi sıktığı yumruğunu havaya kaldırarak konuştu.

"Demek sadece kendi çıkarın için canını yaktın ha?" Yüzü son derece ciddi görünüyordu. "Ve bu yaptığından hiç pişmanlık duymuyorsun?"

"Ne yazık ki o başka bir üniversiteye nakil olduktan sonra, farkına vardım her şeyin."

Jungkook, kafasını aşağı eğdikten sonra bir damla yaş süzüldü yanağından.

"Mesela?"

Yoongi sıktığı yumruğunu gevşettikten sonra konuşmuştu. Yüzündeki ciddiyet bir gram azalmamıştı oysaki.

Başını tekrar kaldırdı Jungkook.

"Boşverin. Sadece..." Derin bir nefes aldı. "Onunla konuşmam gerekiyor. Bir an önce."

Alelacele yazdığım bir bölüm olduğundan ilham da yanıma uğramadı ne yazık ki xöxödö

Lafı fazla dolandırmayacağım ballarım, sadece Jungkook'u artık daha sık göreceğiz bölümlerde💕

İyi okumalar❤

Sizi çok çok çok seviyor, bolca sevgi gönderiyorum❤

Wrong¹ Marriages | myg.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin