Bölüm 16✘
"Ciddi ciddi çıkıyorsunuz yani? E bu çok güzel bir haber?"
Heyecanla ellerini çırpan Jiu kollarını sardı bana hızlıca. En büyük desteği şüphesiz o veriyordu bana bunca yıl. Ne de olsa yılların verdiği bir güven vardı aramızda. Sadakatsizliğe yer yoktu asla.
"Yoongi bu akşam buraya gelecek. Hem seninle konuşmaya, hem de nasıl olduğuna bakmaya." dedim bir çırpıda. "Geçirdiğin kaza sonrası nasıl olduğuna bakacak fırsatı pek olmamış. Bu yüzden özürünü iletmemi istedi."
Gülümsedi Jiu. Son günlerde çok yoruluyordu. Bu yorgunluk Kalp ve Damar Cerrahisi Jeon Jungkook geldiğinde, nedensizce daha çok artmıştı. Sebebini bilmiyordum, ama ciddi anlamda çok yoruluyordu zihni. Bir psikolog olmasına rağmen aklını kullanmakta zorlanıyor gibiydi.
Bir şey onu çok zorluyordu.
"Eğer geldiğinde burada olamazsam, ona teşekkürlerimi iletmekte çekinme." dedi Jiu gülümsemesini bozmadan. "Ne de olsa artık eniştem. Arada kırgınlık olmasın."
Bu hâline gülümsemeden edememiştim nedensizce. İçim kıpır kıpırdı. Sanki yeni doğan bir bebeğin annesini ilk gördüğü an gibiydi tüm yaşadıklarım. Ben de gerçek aşkı ilk defa bulmuştum ne de olsa.
Yoongi sayesinde.
Koluna fazla sert olmayan bir şekilde vurdum. Ardından gülümseyerek cevap verdim.
"İşin yok mu senin ya? Valla kızarım, hadi işine!"
Jiu ellerini beline koyup konuştu. Sanki yaşlı teyzelerin arasında olan tartışmalar gibiydi aramızdaki çekişme. Nedensizce gülümsüyor, saçma sapan şeyler düşünüyordum durmadan.
"Bana bak, benim tüm işim sensin. Arkadaşıma bile takılamazsam nerede bu gençlik?" dedi Jiu. "Ama nedensizce hastanenin baş hekimi olduğun aklıma geldi. O yüzden bana görüşürüz Selynciğim!"
Kapının yakınında olan çantasını ve ceketini alıp evden hızla çıktığında arkasından bakıp gülümsedim. Benden yaşça büyük olan oydu ve nedensizce benimle ablam gibi ilgileniyordu. İkimizde de olan şakacı kişilik bizi daha eğlenceli arkadaşlar yaparken, zaman zaman yapılan delilikler aramızdaki kuvvetli arkadaşlık bağını daha çok güçlendiriyordu.
Tüm bu düşündüklerimi bırakıp salona ilerledim. Dün gece erken geldikten sonra film gecesi yaptığımızdan ev biraz dağınıktı. Bu sebeple çok üşeniyordum her şeye. Boş olan koltuğa oturup dün olanları düşündüm uzun uzun. En ince ayrıntısından en uzun ayrıntısına kadar. Suç ortağıyla sevgili olan bir kız olarak hâlimden çokça memnundum oysaki.
Beni kabul edeceğini bile düşünmediğim bir adamdan çıkma teklifi almak benim kitabımda yazmıyordu. Fakat, o başkaydı.
Kafamda bin tane düşünce aynı anda dönüp dururken telefonum çaldı birden. Kim olduğuna baktığımda Jiu'nun aradığını görmem bir oldu. Kötü bir şeyin olmamasını umut ederek telefonu açtığımda, ağzımdan tiz bir "Alo?" sesi çıkmıştı.
Karşı taraftan Jiu'nun sesinin geldiğine emin olduğumda derin bir 'Oh' çektim. Ardından birbiri ardına getirdiği her cümleyi dikkatli bir şekilde dinlemeye başladım.
"Hızla evden çıkarken anahtarımı almayı unutmuşum. Uygun bir yere bırakabilir misin canım?"
Yüzüme yayılan gülümseme büyüyüşünü sürdürürken cevapladım.
"Tamamdır tatlım. Bakacağım şimdi."
Karşı taraftan minnettarlığını belli edercesine konuştuğunda, karşılık verdim hızlıca.
"Rica ederim, hadi iyi işler sana. Görüşürüz akşam."
"Akşam güzel yemekler yap, valla biliyorsun kurt gibi aç oluyorum gelince." dedi. Ardından hızlıca devamını getirdi cümlesinin. "Sana da görüşürüz!"
Telefonu hızla kapattıktan sonra, odasına doğru ilerledim. Bir yandan etrafa bakarken, bir taraftan da ayaklarımı hızlandırıyordum.
Odasına geldiğimde yatağının üzerine bakmayı ihmâl etmedikten sonra, çalışma masası ve benzer yerlere baktım. Askılıkta asılan bir anahtar gördüğümde derin bir nefes aldım. Kafamı refleks olarak çevirdiğimde masanın üzerindeki siyah defter gözüme çarpmıştı.
Jiu günlük mü yazıyordu?
Defterin olduğu tarafa gittiğimde, defterin köşesinde küçük ve beyaz renkli bir 'J.' yazmasını beklemiyordum.
Okusam ne olurdu ki?
Hayır, bu yaptığım kesinlikle doğru değildi.
Ama onun en yakın arkadaşıyım?
Deftere arkamı dönüp odadan çıkmaya yeltendiğimde, merakımın beni öldüreceğini hissettim. Ardından da defteri aldım ve odadan çıktım.
Defteri üzeri boş olan sehpaya koyduktan sonra anahtarı her hangi bir ayakkabının içine bıraktım ve hızlıca defterin yanına geri döndüm.
Bakalım neler saklıyorsun Jiu?
Defterin kalın, siyah kapağını açacağım sırada midemin verdiği açlık alarmı çaldığında sinirle defteri bırakıp mutfağa yöneldim. Akşam üzeri bu defteri bir gizlice okumam gerekiyordu.
Jiu uyurken.
Tüm bunları boşverip defteri yerine koyduktan sonra mutfağa yöneldim.
Eğer yaptığım bu küçük plan tutarsa, Jiu ile yüzleşebilecektim.
✘
Yıllar sonra merhaba güzeller! Uzun bir süredir beklettiğim için üzgünüm. 2 gün önce Trabzon'a geldim ve burada ne yazık ki internet yok, bundan dolayı görüşemiyoruz:(
Aceleyle yazdığım bir bölüm olduğundan hem betimleme, hem de yazım yanlışları için özürlerimi sunuyorum hepinize😅❤
Sağlıkla kalın!
Sizi sevdiğimi unutmayııın💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrong¹ Marriages | myg.
FanfictionPolis Memuru Min Yoongi ve Baş Hekim Selyn, onları aldatan eşlerinin yalanlarını ortaya çıkarmak için birlik olur. Not: İlk kitabım olduğundan her türlü saçmalık, anlam bozukluğu, yazım yanlışı vs. bulunabilir. Yargılamadan okursanız, beni çok mutlu...