+Ayrı gecelerimizin nöbeti+

582 70 153
                                    

Yazdığım en leş bölümdü, ısrar edenim olmasa yayınlamaya tennezzül dahi etmezdim ya hadi bakalım.

++++

"Oğlum sen delirdin mi?! Ne derdin vardı bu kadar manyak herif?!"

Woojin bir yanda beni azarlamaya hız kesmeden devam ediyor, bir yandanda elindeki ıslak pamukla avucunun içine aldığı avucumu temizliyordu. Tırnaklarım tamamen orada kalmıştı resmen, avuçlarımda tırnaklarımın çekli çıkmıştı. Kurumuş kanla beraber temizlenirken inceden sızıldıyordu. Dişlerimi sıktım, acıdığı söylersem Woojin beni deşerdi. Eline geçen ilk keskin şey ile beni öldüresiye deşerdi ve bu testere olsa bile çekinmez, beni parçalara ayırırdı.

Beni öyle bulur bulmaz önce ellerimi yıkamıştı. O an bu gibi keskin su tüm elimi yakmıştı ama adrenalin, acı hissetmememi sağlıyordu. Sonrasında ise yaka paça çadıra gelmiştik ve yemek sofrası kuruluncaya kadar izin almıştık.

Elinde kandan kirlenen pamuğu siyah çöp poşetinin içine attı. Bu poşeti koymak Kuanlin'in fikriydi, illaki lazım olur, demişti. Bense ona göz devirmiştim ve poşet ne işe yarar kamp alanında, diye söylenmiştim. Yine de çantamın sol tarafına tıkıştırdığı siyah poşet şuan bu işe yarıyordu. Böyle bir işe yaradığını bilse Kuanlin'de beni öldürürdü. Bense acıyan ellerimi oynatamıyor, avucumu sıkamıyordum bile.

"Gerizekalı herif. Aptalsın oğlum sen, biliyor kız bunu. Resmen üstüne oynamış, tabii sende yemi seve seve yutmuşsun. Elinin şu haline bak, kesiklerle dolu şuna bak. Ne olacak bunun hali şimdi?"

+

Woojin kızgındı ancak canı da yanıyordu. Ellerinin arasındaki naif eller perişan haldeydi. Attığı son yumruk yüzünden sağ elinin üzerine resmen parçalanmıştı. Derin bir nefes verdi ama yutkunamadı. Jihoon'un ne kadar hassas bir tene sahip olduğunu biliyordu, yıllar geçse bile orada iz kalacağına adı gibi emindi. Üstelik Chaeyong gibi evrende fazlalık olan bir kız yüzünden. Woojin sinirini nereden çıkaracağını bilmiyordu, en azından mermer yumruklayacak kadar aptal değildi.

Sinirle bir nefes verip temizleme işine devam etti. Hala inanamıyordu. Jihoon'un bir anda böyle bir şey yapabilmiş olmasına, o kızın onu bu denli delirtebilmiş olmasına inanamıyordu. Jihoon elini çarpsa ağlayan bir çocuktu, Woojin durgunlaşmadan edemiyordu. Jihoon onu fazlasıyla şaşırtmış, korkutmuş ve sinirlendirmişti.

+

Woojin avuçlarımı ters çevirdikten sonra ilk yardım çantasından bir tane daha pamuk çıkardı. Sol elimin üstü tahminimden bile beterdi. Eklemlerim yüzülmüştü ve kan üzerlerinde hala tazeydi. Parmak aralarım ve boğumlarımda kurumuş kan izleri vardı. Bunları görmek içimi bir tuhaf yapmıştı. Miğdem bulanmıyor değildi, en son sabah bir şeyler yemiştim. Bu haldeyken elimi bile oynatamıyordum ki ne yiyecektim?

Woojin sinirli olsa da elime baskı uygulamamak için elimden geleni yapıyordu, böyle bir dostu hak edecek ne yapmıştım bilmiyordum. Sol elimin üstünü naifçe temizledi. Yüzü buruşuyor, kaşları çatılıyor ve arada bir dudakları büzülüyordu. Onu bu hale getirdiğim için kendime kızgındım. Benim için endişelensin istememiştim, o an tek istediğim Chaeyong'a olan sinirimi atmaktı.

Kadın ya da erkek hiç fark etmeksizin şiddet karşıtı biriydim, ona asla elimin ucunu dahi kaldırmazdım. Gelin görün ki elim kalkmış ve olan bana olmuştu. Şiddet düşmanlığım elimde patlamıştı. Olan yine bana olmuştu.

Ama pişman değildim, sinirim büyük oranda geçmişti. En sondaki pis sırıtışı aklıma geldikçe bir yerleri yumruklama isteği ile doluyordum ama o anki kadar yoğun değildi bu his. Sanırım Kuanlin'in ondan haberinin bile olmayışı, Chaeyong'un ben dışında Kuanlin ile bir bağlantısının olmadığı gerçeği beni sakinleştiriyordu.

Ne Giyerse Giderdi Hoşuma|| PanWinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin