B-5

32.4K 762 21
                                    

Belki dedi kalbim belki mutsuz olmazsın. Göz yaşım benden izinsiz akarken kafamı sallamak ile yetindim.

Başımı öne eğmiş geçip gitmesini beklerken bir sıcaklık var oldu yanağımda.

Göz yaşımın izini eline bulaştırıyordu.

"Ağlama Kevzanlar kızı ağlama."

                     

                          B-5

Ağlama.

Demesi kolay uygulaması zor olandı. Ağlamıyordum aksine ciğerimi dışarı bırakmıştım. Sevgisizlikti beni ağlatan. Sinirle söylemiş olduğu sözleri kabul etse de aşkın olmayacağını vurgulaması ne kadar ketum bir adam olduğunu gösteriyordu.

Sevgisi eksik bir adamdı.

Hayat ne gösterir bilinmezdi fakat beni zor günlerin bekleyeceği çok açık ve ortadaydı.

Aşiti ağa gittikten sonra annemin bağırışları arasında odama çıkmış ve bir daha inmemiştim. Dedeme hem kırgındım hem de bağırdığım için çekiniyordum.

Babam ve annem kızsalarda bana kıyamazlardı fakat dedem ne kadar sevse de saygısızlığa tahammülü yoktu.

Saat gece bire gelirken odamdan sessiz adımlar ile çıkmış ve mutfağa iniyordum. Akşam yemek yememiştim ve ben yemek yemeyi çok seven biriydim. Durmadan acıkan biri olarak dayanamıyordum ve kimseye görünmeden bir şeyler yiyip çıkacaktım.

Mutfağa inerek dolabı açmış ve içli köfte ile göz göze gelmiştim.

Ah kalbim !

Şu an tüm duygular kapı dışarı kalmıştı.

Gözyaşları içinde yemek yerken dışarıdan bakan biri bana akıl hastası diyebilirdi. Yemek yediğim için bir an mutlu olsamda on saniyeden uzun sürmemişti ve bu beni daha çok üzüyordu.

Yemeği yemiş tam çıkacakken kapıda babam ile karşılaşmıştım. Dün yüzük takan kızı bugün bağır bağır istemiyorum diyordu. Kafamı yere eğmişken ne diyeceğimi düşünüyordum.

"Keçemın (kızım) gel hele konuşalım biraz."

Çardqğa geçerek oturmuştuk. Nasıl tepki vereceğimi bilemiyordum.

"Bugün dedene yaptığın saygısızlıktı ve sana hiç yakışmadı bilesin ama bunu sonra konuşacağız. Şimdi sana demek istediğim başka bir durum var."

"Dinliyorum baba."

"Sen istemiyorsan ben de atıyorum yüzüğü. Biz seni zorla vermedik kızım. Neden en başından demedin ?"

"Baba..."

"Ben seni bile bile ateşe nasıl atayım ? İstemiyorsun bende vermeyeceğim seni keçemın. Sen ağlamayasan. Yemek bile yememişsen."

"Yedim şimdi baba."

"He anan içli köfte dolaba koydu. Gece yer bu kız dedi."

Sıcak bir gülümse sardı dudaklarımı. Onlar beni bu kadar düşünürken ben onları zor duruma düşüremezdim. Vicdanım el vermiyordu bu duruma.

"Baba ben yüzüğü atmayacağım."

"Kızım sen ne dersin ? Çocuk oyuncağı ettin."

"Baba konuştuk , anlaştık. Özür dilerim olmayacak bir daha."

Babam sinir ile ayağa kalkmıştı.

"İstiyorsan madem bir daha karşıma bu durumla gelmeyesin. "

İstemsiz gözlerim dolarken başımı öne eğdim ve tamam anlamında kafamı salladım.

"E tamam o zaman. Eğme kafanı. Allah rahatlık versin keçemın. Git hadi uyu geç oldu."

"Şev baş baba.(iyi geceler baba).

Odama çıkarken üzerimden büyük bir yük kalkmıştı. Evet onlara göre anlamsız ve çocukça davranmıştım fakat onlar için bunu yapmak zorundaydım.

Kapımı kapattığımda yatağıma geçmiştim tam uykuya dalacakken bir mesaj sesi ile gözlerimi açtım. Tanımadığım bir numaraydı.

05443547867 :
Ben Aşiti ağa. Yarın gelip alıcam seni. Çarşıya çıkacağız.

Aşiti dese tanımayacağız sanki. Ağaymış. Pabucumun ağası !

Ben :
Buna babamlar karar verir. Onlara sor.

05443547867 :
Sordum Dilan sordum. Örf , adet biliriz şükür.

Ben:
Şaşırtıcı.

Laf sokmuştum fakat az biraz tırsmıyor değildim. Numarasını kaydederek cevap beklemeye başladım.

Aşiti ağa :
Daha çok şaşırırsın Kevzanlar kızı.

Ben:
İyi geceler Aşiti ağa.

Aşiti ağa :
Sanada Dilan sanada.

Aşiti ağaya hem laf sokmuş hem de geçiştirerek konuşmayı bitirmiştim bunun acısı umarım benden çıkmazdı. Kötü geçen güne rağmen dudaklarım da bir gülümse ile uykuya geçtim. İçimde ki ses yarım için fısıldıyordu.

Güzel olacak...

Üjjjj leraaaa bejjj leraaaa.

Yeni bölüm sizlerle efendim. Umarım beğenirsiniz. Üç beş demeyelim oysuz geçmeyelim 🌸

Medya : Dilan ( Ebru Şahin)

GÜZ BAHÇESİ ( AŞİTİ AĞA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin