"Evlenince bizim konakta hep birlikte oturacağız. Bunu biliyorsun değil mi ? Ben aşiret ağasıyım. Atam yanımda olmalı."
"Bilirim. Ben kalabalık ailede büyüdüm zaten."
Aşiti ağa tam ağzını açmış konuşacakken gelen kurşun sesi çığlıklarım havaya karışmıştı.
B-7
Bilinmez bir zaman dilimde oradan oraya savruluyordum. Tüm kurgular , oyunlar bizim başımızda nöbetteydi sanki. Şu zaman diliminde tek düşündüğüm bu arabadan nasıl sağ çıkacağımızdı.
Kurşunlar hava da dans ederken Aşiti ağa bir eli ile başımı korurken diğer eli ile arabayı sürmeye çalışıyordu.
"Güzelim korkma. Ben buradayım."
Güzelim mi demişti bana ?
Ah!
Ne güzel bir seslenmeydi bu böyle. Bu sert adamdan hiç duyacağımı düşünmeyeceğim bir kelimeydi. Tüm düşüncelerime ket vurarak cevap verdim.
"Korkmuyorum ağam."
Cümlemin bitmesi ile bir alev parçası olan gözleri bana dönmüştü.
"Sesin titremesin Dilan. Bunun bedelini ödeteceğim onlara."
Cümlesinin bitmesi ile benim tarafımdaki cam patlamış ve şok olmuştum. Camlar koluma gelmişti , yüzümü Aşiti ağaya dönmüştüm.
"Hassiktir. Güzelim iyi misin ? "
"Kol....kolum acıyor."
"Onların gelmişini geçmişini sikerim. Orospu çocukları."
Aşiti ağa küfürler savururken gözlerim istemsizce kollarıma dönmüştü. Kolumda ki kanı görmem ile başım dönerken Aşiti ağa telefon ile konuşuyor ve karşı tarafa bir şeyler söylüyordu.
Küfürler hava da uçuşurken Aşiti ağanın bu kızgın hâli lavları dışarıya taşmış bir volkana benziyordu.
Taşlı bir yola girdiğimizde her yer bulanık bir suya dönüşmüştü.
Kanım akıyordu.
Hissediyordum ve bu midemi alt üst etmeye yetiyordu.
"Dilan."
Cevap veremiyordum.
"Dilan bana bak. Aç gözlerini , uyuma. Kolunu sarmamız lazım ama ben bu soktuğum arabasını durduramam."
Sözleri kulaklarıma ilişiyordu fakat tepki vermeme yetmiyordu.
"Allah kahretsin. Allah kahretsin. Dilan kendine gel. "
"Ağa....m yardıma gelen olmayacak mı ?"
Cümle kurmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Kafamı kaldırarak Aşiti ağaya baktığım da mavi gözleri bir alev topunun ortasında kalmıştı. Ter içinde kalan alnı bir ay gibi parlıyordu. Şu hâli bile güzeldi.
Gözleri tekrar bana döndüğünde gözlerinde ki tek hakim duygu endişeydi.
İnanılması güçtü fakat bu durum beni mutlu etmişti. Vurulmanın etkisi ile düşüncelerim farklı diyarlarda gezerken gözlerim uyku diye yalvarmaya başlamıştı.
Tenimde ki sıvının sıcaklığını hissedemez olurken bir yandan üşüyor bir yandan terliyordum.
Ölüm.
Bu duyguların beni getirdiği tek kapı ölümdü.
Ölüm korkusu tüm bedenime yayılırken yardım dilenen elim Aşiti ağanın elini bulmuştu. Tek isteğim artık sarsılmamaktı. Hâlâ arabadaydık ve hâlâ tek başımızaydık.
Neden yardım eden birileri yoktu ?
Daha önemlisi peşimizdeki adamlar kimlerdi?
Canımıza kast edecek kadar ne düşmanlıkları vardı ?
"A...ğam."
"Geliyorlar güzelim. Yorma kendini , geliyorlar. Bir yerde durup koluna bakmam lazım ama peşimizden geliyorlar. Tek olsam bu kadar yol gelmez onlara gösterirdim fakat sen varsın."
Ben olmasam canını hiçe sayarak tek başına karşılarına çıkacağını söylüyordu.
Ona delirmişsin demek istesem de bunun sonucu bana pahalıya patlardı.
O Aşiti ağaydı.
Elimi tutan Aşiti ağa biraz daha hızlanırken ruhumun girdapları da bir o kadar hızlanmış ve buğulanmıştı.
İlk elimi tutuşu bu durumda olmamalıydı.
Düşüncelerimin bu haldeyken bile bu yola sapmasına inanamazken ellerim Aşiti ağadan kayıp gitmişti.
Durmuştuk.
Fakat geç kalmıştık galiba.
Aşiti ağanın sesi kulaklarımdaydı fakat tepkilerim ve sesim sonsuzluğa gömülmüştü.
Kirpiklerime tüm gücümü veriyordum fakat milim oynatamıyordum.
Sonsuzluk kuyularına yuvarlanırken son duyduğum onun sesiydi.
"Dilan beni bırakma. Dilan."
Üjjjjj lera bejjj leraaa.
Yeni bölüm sizlerle. Lütfen emeğe saygı oy ve yorumlarınızı bekliyorum bebekler.🌸AşDil mi desek ?
Yoksaa
DilAş mı ????
Hadi yorumaaaaaa ♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZ BAHÇESİ ( AŞİTİ AĞA)
Beletrie"İstemiyorum dede. Ben daha küçüğüm istemiyorum. " "Dün yüzükler takılırken aklın neredeydi Dilan hanım." "Evlenmeyeceğim." Kelimenin dudaklarımdan çıkması ile kendimi yerde bulmam aynı saniye dilimi arasında olmuştu. Dedemin tokadı konakta duvardan...