"Canın çok yandı mı Anne?..
Öykü:
Beynimde Ares'in söylediği sözlerle eve varmış anahtarımla içeriye girdim. Odama doğru çıkan merdivenlere giderken duyduğum sesle durmak zorunda kaldım.
"Neredeydin?"
Duyduğum ses üvey kardeşim Doğukan'a aitti. Gözlerinde endişe vardı.
"Merak ettim seni."
Koltuğa bıraktım yorgun bedenim
"Bir yemekteydim."
Kaşlarım çatıldı.
"Sen ne zaman geldin Amerika'dan?"
"Bir saat oldu sizi özledim geldim."
Doğukan iyi bir çocuktu. Babamla kan bağının olmaması onu daha çok sevmeme neden oluyordu. Doğukan'ı gittiğimiz bir yetimhanede görmüştük ve bende o sıralar 16 yaşındaydım benden 2 yaş küçüktü ve babama ondan o çocuğun bizimle kalmasını ve soy adımızı taşımasını istemiştim. Babama iyi gelirdi diye düşünmüştüm. Babam ise kabul etmemişti ve o an ilk defa sinirlenmiş ve hayatımda ilk defa kendim için birşey istediğimi söylemiştim. O ise evlenmeden onu alamayacağını ama yinede halledeceğini söylemişti ve Doğukan bizimleydi.
Ayağa kalkarak ona sarıldım.
"Gelmene çok sevindim. Hoş geldin." Gülerek oda
"Hoş buldum Prenses."
Annesi pavyon güzeliydi babasını herkesle yattığı için bulamamıştı ama biz bulmuştuk oda şerefsizin tekiydi. İkiside Doğukan'ı istememişti zaten bende vermeye niyetli değildim.
Hayat dolu bir çocuğun yaşama sevincini yok ederlerdi.
Saçlarımı karıştırdığında eline vurdum. Güldü.
"Uyusam sorun olur mu Doğu?"
Ona Doğu derdim. Gülümsedi
"Benimde uykum var uyu hadi iyi geceler." Odama gidip üzerimi değiştirdikten sonra iki sigara içtikten sonra Ares'in söylediği sözlerle uykuya daldım.
Gözlerimi açtığım ve yataktan doğrulduğumda annemle yaşadığımız evdeydim gülümsedim. Küçücüktüm. Odanın kapısı aralıktı. Odadan çıktığımda aşağıdan gelen seslere kulak kaparttım duyamamıştım merdivenlerin başına doğru yaklaştım. Sesler netleşiyordu. Birkaç basamak indim ve duvara yapıştım beni göremezlerdi ama ben görüyordum.
Annem ellerini saçlarına atmış ağlıyordu.
Canım acıdı.
Babamın bağırışını duydum.
"Yeliz beni delirtme. SEVMİYORUM LAN SENİ ALDATIYORUM NERENLE ANLIYORSUN!"
Annem hıçkırdığında saklandığım yerden hızlıca kalktım ve merdivenleri hızlıca inip annemle babamın arasına girdim. Babama ayağımla tekme attım.
"Annemi üzüyorsun. Ne yaptı sana annem!" Bağırarak yumruklarımı ayaklarına geçirmeye başladım.
"GİT AĞLATIYORSUN ONU GİTTT!"
Babam gülerek bacağıyla tekme çıkarttığında fırlamıştım.
Bedenim çok acıyordu.
Gözlerim dolu dolu olmuştu ama ağlamayacaktım çünkü annem daha çok üzülürdü.
Evimizin kapısı gürültüyle kapanırken babam gitmişti.
Annem yanıma gelmiş ve bana sarılarak özür diliyor ve ağlıyordu. Gülümsedim geri çekildim ve ellerimle annemin gözyaşlarını sildim.
"İyiyim Annem."
İrkilerek uyandım. Doğruldum ve ellerimle yüzümü kapatarak kendime gelmeye çalıştım. Ayağa kalktım. Uyumam hataydı. Her uyuduğumda kabuslar anılar boğazımı sıkıca sarıyordu. Dayanamıyordum. Dayanmak zorundaydım. Saate baktığımda 05:37 olduğunu gördüm ve odadan çıktım. Mutfağa giderek soğuk bir su doldurarak içtim. Annem yaşadığı zamanlardaki evimizde değildik. O ev esrarengiz bir şekilde yanmıştı. Gözümün önünde annemden kalan şeyin yanışını izlemiştim. Lâkin annemle alakalı herşeyi almış ve diğer evimize götürmüştüm. Annemin dolabından bir sürü kutu çıkmıştı kızıma yazıyordu. Açmamıştım hiçbir zaman. Doğum günümde açacaktım. Kendime sert bir kahve yaptıktan sonra onu yudumlarken müzik dinleyerek kitabımı okumaya başladım. Resim yapmayı özlemiştim.
Bir günümü ayırıp yapacaktım. En sonunda kahvem bittiğinde kitabı kapattım ve saate baktığımda 8.54 olduğunu gördüğümde odamdan çıkarak kahve fincanını mutfağa bıraktım ve üzerimi giyinmek üzere yukarıya çıktım.
Bir siyah kot birde siyah t-shirt giydikten sonra gözlüklerimi telefonumu herşeyimi alıp siyah spor ayakkabılarımı giyip çıktım. Doğukan'a mesaj atıp işim olduğunu ama akşam vaktimi ona ayıracağımı söyledim. Şirkete doğru arabamı sürdüm.
Annem şirketin %45'ine sahipti bir zamanlar o ölünce vasiyetinde hisselerin benim olması gerektiğini ve hiçbir şekilde hisselere dokunulmaması gerektiği yazılmıştı. 18 yaşımı geçtiğimde şirket bana o hisseleri vermiş artı %10'luk bir hisse daha almıştım kısacası kararları ben veriyordum. Babam yaşlanmıştı zaten.
Ona baba demek istemiyordum lâkin babamdı mecburdum.
Babalar kızların kahramanıdır ilk aşkıdır lafını duymuştum lâkin benim babamın bana etmediği şey kalmamıştı.
Vücudumda onun iğrenç dokunuşları ve bir sürü iz ve morluk vardı.
Tecavüz etmişti babam bana.
Kimse bilmiyordu annem hariç.
Keşke yanımda olsa ve bana sarılsaydı.
Özlemiştim kokusunu, saçlarını herşeyiyle özlemiştim.
Şirketteki işlerimi halledip kulübe doğru sürdüm.
Arabadan inip sigaramı yakarken korumalar hafif bir baş eğerek selam verdiler.
İçeriye girdim gözlerim Cem'i ararken Eymen'in sarıldığı kızı ve yanında sıkılmış bir adet Ares'i görmeyi beklemiyordu.
Cem sahnede gitar çalarken mikrafondan konuşmaya başladığında kaşlarım çatıldı. Kulüp kalabalık değildi iyi ki.
"Öykü patroncuğum gelmiş ara verelim." Herkesin bakışı bana dönerken Cem sahneden inmişti ona doğru ilerledim. "Patron gelmezdin ne oldu?"
Diye sorarken barmenlerin oraya gittik ve barmenden içki istedim. Ters bir şekilde Cem'e baktım.
"Sana mı soracağım Cem gelip gelmeyeceğimi?"
Ellerini kaldırdı gülümsedi.
"Pardon patron."
Sigara yaktım. Dirseklerimi masaya koydum ellerimi saçlarıma geçirdim ve ofladım. Aresler beni görmüşlerdi. Umursamadım. Sigaramı içmeye devam ettim. Kulüpte sigara içmek yasaktı VIP olanlar hariç. Eymen'in sesiyle daldığım düşüncelere ara verdim. Eymen gülümseyerek
"Selam oturabilir miyiz?"
Kafamı salladım. Üçü de oturmuştu. Eymen yanındaki kızı gösterdi. Sıradandı kız.
"Bu Burcu. Sevgilim"
Kafamı salladım. "Öykü."
Cem konuşmasa olmazdı gülümseyerek "Bende Cem."
Kız gülümseyerek
"Memnun oldum."
Cem "Bende."
Biten içkime baktım ve yenisini istedim. Yenisi gelirken onuda hemen bitirdim. Ard arda 9 bardak içtiğimde diğerleri sohbet ediyordu Ares konuşmuyordu beni izliyordu.
10. bardağımı elime aldığımda Buse'nin sesini duydum. "Çok içmiyor musun canım. Bırak bence artık."
Cem gerilmişti. Beni tanıyordu. Cem gülerek lâkin gerginlikle "Boşver." Demişti Buse Hanım'a sevmemiştim bu kızı.
"Benim hakkımdaki hiçbirşeye karışma."
Sesim buz gibi çıkmıştı kız korkmuştu. Umrumda değildi. Kız başını sallarken son bardağımı içip kalktım. Cem
"Patron şey önemli gelişmeler var."
Durdum ona döndüm. Bakışlarımdan anladı ve kalktı.
"Ben getiriyorum iki dakikada."
Yukarıya çıktı iki dakika sonra geldi elindeki dosyayı ve zarfı uzattı. Dosyayı açtım ve babamın arkasından tuttuğum adamın bulduğu şeyler yazıyordu. Fotoğraflar vardı babam bir kadınla sarılıyordu. Kadın hakkında hiçbirşey yazmıyordu. Cem'e döndüm
"Kadın kim?" Ofladı.
"Bulamadım patron çok aradım kim olduğu gözükmüyor."
Eymenler bizi dinliyordu. Umrumda değildi. Dosyaya çevirdim bakışlarımı. Kadının yüzü tam olarak vardı şimdi. Bu kadını tanıyordum.
"Bu kadını tanıyorum."
Cem şaşkınlık dolu bir ses çıkardı.
"Kadını ben bulamadım patron sen nasıl buldun kim?"
Gözlerim doldu ve damlalar aktı başımı kaldırdım. "Tuğçe Özkan."*****************************************
Tuğçe kim acaba? Öyküyü ağlatacak kadar neden etkiledi? Ares Öykü'nün ağlamasına ne tepki verecek? Ares ile Öykü yakınlaşacak mı? Öykü babasına hesap soracak mı? O kadın kim? Bunların hepsini Perşembe günü öğreneceksiniz. Beklemede kalın... :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağım #Wattys2019 (ASKIDA)
أدب نسائي"Gökkuşağında olan bütün renkler onda vardı. Ben ise Simsiyahtım." ●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●● (Kesit) "Siyah hiç bu kadar güzel olmamıştı." Yanağımdaki elini çekmedi ufak dokunuşlarla okşadı. Yüzüne baktığımda gözünden akan yaş canımı yaktı...