Bölüm Şarkısı: Ariana Grande- In My Head
Zaman atlamalarına dikkat edin bebeklerim💖
İyi okumalar🖤
Yer: Jeon Villası, Sangnam
Zaman: 15.04.2018 21:30Saçlarım usul usul okşanırken gözlerimi açmaya çalıştım. Göz kapaklarım öylesine ağırdı ki yorgunluktan, açamıyordum. "Jungkook?" dedim sorarcasına. Sesimin bu kez iyi durumda olması beni az da olsa mutlu etmişti. Hem ayrıca üşümüyordum da.
"Taehyung..." dedi Jungkook. Saçlarımı okşamaya devam ediyordu. "Uyandın mı?" Elleri saçlarımdan yavaşça sağ yanağıma kaymış ve orayı da okşamıştı. "Üşümüyorum..." diye mırıldandım. Kıkırdadı usulca. "Evet, üşümüyorsun." dedi. "Seni ısıttım.."
Gözlerimi sonunda açabildiğimde benim odamda olmadığımızı farketmiştim. Koyu mavi renkli pamuklu çarşafların arasında Jungkook'un tam yanında uzanıyordum. Jungkook'un odasındaydık. Buraya defalarca kez gelmiştim ama ilk defa Jeon ile onun yatağında böylesine uzanıyordum.
"Saat kaç?" diye sordum. Olanlardan sonra eve oldukça geç kalmıştım. Büyük ihtimalle benimkiler oldukça endişelenmiş ve haber veremediğim için yaygara çıkarmışlardır. "Dokuz buçuk civarı.." dedi. O der demez hiddetle gövdemi yataktan kaldırmaya çalışmış fakat acıyla inleyerek geri uzanmıştım.
Canım çok acıyordu.
"Dur, Tae!" dedi Jungkook. "Annenleri aradım ben.." diye devam etti. "Sakın.." dedim. "Sakın olanları söyledim, deme bana.." diye devam ettim. Eğer söylemişse annem okulu babam ise tüm şehri yakabilirdi. Ciddiyim. Babam; eli kolu uzun bir adamdı ve şehir bültenlerine oğlunun zorbalık gördüğü haberini anında yayar ve bütün Sangnam'ı karıştırırdı.
"Tabii ki olanları anlatmadım.." dedi. Burukça gözlerime baktı. "Hem nasıl anlatayım? Baban beni fırıncı küreğiyle kovalar..." diye devam edip güldü ardındansa. "Babam fırıncı değil, tatlıcı Jeon.." diye yanıtladığımda yine gülmüştü. "Ekmek de satmıyor mu? Ekmek de satıyorsa fırıncıdır işte.." diye eklediğinde ciddi misin, der gibi bakmıştım ona adeta. Gerçekten bunu mu tartışıyorduk şu an?
"Ne dedin anneme?" diye sordum. Elini tekrar saçıma daldırdı ve okşarken konuştu. "Dün ben sizde kaldığım için bugün de senin bizde kalman için izin istedim." dedi. "Seni telefona istedi ama duşta dedim. Sesini bir duysaydım keşke, diye mırıldandı ama..." diye devam ettiğinde gözlerim biraz dolmuştu. "Sus.." diye sözünü kestim. "Hallettiysen sıkıntı yok.."
"Endişelenme." diye yanıtladı ve yüzümü izlemeye başladı. "Ne zamandır uyuyordum?" diye sordum. Derin bir nefes aldı. "Oradayken.." dedi. Gözlerimin tam içine bakıyordu. "Kollarımda bayıldın ve saatlerce uyanmadın işte.." diye devam etti. "Seni hastaneye götüremedim çünkü on yedi yaşında olduğun için ailene haber verirlerdi.."
"Bu yüzden hemen buraya getirip doktor çağırdım. Ateşini düşürdük ve zatürre falan olmaman için bir sürü ilaç verdik.." dedi. Alnımı okşadı. "Doktor gittikten sonra seni yıkadım.." Dediği şey ile kulaklarıma kadar kızarmıştım. Demek bütün vücudumu görmüştü? "Sonra yaralarına pansuman yaptım.." diye ekledi ben bir tepki vermeden ona bakmaya devam ettiğimde. Tabii içimde fırtınalar kopuyordu fakat dışarıdan sadece bir kulak kızarması olarak gözüküyordu. "Ve iki saattir de yatağımdasın.. Ben de seni izliyorum.."
"Bogum nerede?" dedim. Evet saçma bir soruydu bu, biliyorum. Ama dediği o son cümlenin ardından dikkatimi dağıtmam gerekiyordu. Yoksa kendimi tutamaz ağlardım ben. Kaşlarımı cevap istediğimi belirterek havaya kaldırdığımda yüzü donuklaştı. "Bogum mu?" dedi. "O kadar şey anlattım.. Bogum'u mu merak ediyorsun?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Helpmate :: Taekook
FanfictionTaehyung, en yakın arkadaşı Jungkook'a karşı hissettiklerini içinde bastırmaya çalışırken aynı zamanda da onun takıntılı halde hoşlandığı eski sevgilisiyle de uğraşmak zorundaydı. Fakat belki de Jungkook'un takıntılı olduğu kişi eski sevgilisi değil...