1-İkimiz de aşıktık işte

25.9K 1.1K 713
                                    

Bölüm şarkısı: John Legend- All Of Me

İyi Okumalar 💙

Yer: Sangnam Tepesi, Güney Gyeongsang
Zaman: 04.04.2018   07:45


Karşımdaki beden, iki uzun parmağının usulca tuttuğu sigarayı, ustaca iki dudağının arasına götürmüştü, sisli bir sabahın erken saatlerinde.

İçine çektiği duman, benim canımı yakarcasına dudaklarından dışarı firar etmiş, rüzgarlı havanın etkisiyle okul gömleklerimizin üzerine sinmişti.

Jeon Jungkook bunu her zamanki gibi umursamıyor, dalıp gittiği manzaraya karşı yine kusursuz görünüyordu.

"Yine sabahın köründe getirdin bizi buraya, dökül hadi.." dediğimde süper lüks arabasının kaportasında yavaşça kıpırdanıp bana dönmüştü.

"Ne döküleceğim? Aynı işte.."

"Aynı mı? Babanla mı kavga ettin?" diye sorduğumda gerilen yüz hatları haklı gibi olduğumu kanıtlar nitelikteydi.

"Sus. Anma şu şeytanı..."

Bazen duygularımızı törpülememiz gerekirdi zaman zaman. Özellikle nefretimizi... Onu, az da olsa azaltmak için çabalar sarfetmemiz gerekirdi. Fakat Jeon, bunun tam aksine, babasına olan nefretini doruklarında yaşıyor ve bunu dışarı yansıtmaktan da hiç çekinmiyordu.

"Zaten konunun onunla bir alakası yok.."

"Ne ile bir alakası var, Jungkook?" diye sorduğumda, biten sigara izmaritini çakıllı zemine atmasının ardından ayağının ucuyla ezmişti.

"Taehyung..." diye mızmızlanarak konuşmuştu ve arsız ellerinden biri omzumu ufacık bir yumruğa mahkum etmişti.

"Bilmiyormuş gibi yapma işte..."

Kimden bahsettiğini biliyordum aslında. Şanslı olan o ismi biliyordum. Benim yerime, Jungkook'un o güzel kalbinde yer sahibi edinmiş o küstah kişiyi, en az adım kadar iyi biliyordum. Fakat işime gelmiyordu işte.

Çünkü aşk acıtıyordu, kalbimi. Yavaş yavaş yakıyordu.

"Jaehyun, değil mi? Halâ?" dedim yavaşça.

"Taehyung, dayanamıyorum ki..." diyerek yakındığında, çaresiz ellerim onu omuzlarından tutup göğsüme çekmişti.

Dolu gözleri çoktan beyaz okul gömleğimi ıslatırken umursamadım. Sadece o gözyaşlarının değersiz gömleğimi, kutsamasını seyrettim bir süre.

"Ona ulaşamadıkça çıldırıyorum işte.."

Dedikleri kalbimde adeta delikler açarken, acıyı yuttum. Beş buçuk aydır yaptığım gibi yuttum ve sustum. O kulağını kalbimin üzerine koymuş sevdiği çocuğun ismini sayıklarken, ben sustum ve kalbimin yakarışlarını duymaması için dualar edip, gizlendim.

"Siktir etsen artık, onu." demiştim yavaşça. Halbuki böyle bir şey yapmayacağını zaten biliyordum. Belki de bunu duymak canımı yine yakacaktı ama belki...

Belki onu bırakırdı ve içimi rahatlatırdı.

"Saçmalama Taehyung.. Amacın beni öldürmek mi?"

Bahsettiklerimin bir hayal olması, kalbimi intihara sürükleyen başka bir olaydı. Ayrıca amacımın, onu öldürmek olup olmadığını soruyordu bana! Şaka gibiydi... Amacım onun mutlu ve bana ait olmasından başka bir şey değildi halbuki. Bunu bilmiyordu.

"Tabii ki hayır. Bunu düşünmen aptallık Jungkook. Sadece... Ne bileyim, bırak artık şu çocuğu. Dönmüyor işte sana, etrafına baksana..."

Göğsümden başını kaldırmış ve uzunca, ucunda bulunduğumuz uçurumun karşı eteklerine, denizin adeta benim duygularım kadar hırçın olan dalgalarına bakmıştı.

"Etrafıma bakıyorum, Taehyung... Ama.. Ondan başka kimseyi göremiyorum..."

Tanrı, benden yana değildi. Aslında hiçbir zaman öyle olmamıştı ki. Beş buçuk aydır Tanrı'm, bana dünyayı dar ediyordu ve bunu yapmaması için yalvarmaya bile isteğim yoktu.

Çünkü yaklaşık beş buçuk ay önce, Jungkook'a aşık olduğumdan beri, cezalandırıyordu beni Tanrı. Cezam da; Jungkook ve onun söyledikleriydi tabii. Ama diyorum ya.. Ceza eğer Jungkook ise, çekmeye razıyım, gerçekten. Hem de hayatımın sonuna kadar.

"Sanırım onu daha çok görmeye alışacaksın koca bebek Jeon. Çünkü okula gidiyoruz, hadi çalıştır şu bebeğini artık!" diyerek neşeyle söylendiğimde, dediği son cümleyi aklımın her köşesinden def etmek için büyük bir savaş veriyordum. Ayrıca konuşurken de sesimin titrememesi için de öyle. Çünkü acı çeksem bile profesyonel olmalıydım ve ona bir şey belli etmemeliydim.

Yoksa onu kaybederdim.

Ona beş buçuk ay önce, sevgilisi Jaehyun'dan ayrıldığı gün abayı yakmıştım. Ondan öncesinde de üç aylık bir arkadaşlığımız süregeliyordu. Nakille geldiğim aşırı sıkıcı okula onun sayesinde alışmış ve popüler olmasına rağmen benden başka kimseye derdini anlatmayacağı bir konuma oturuvermiştim.

Aşırı derecede yakındık ve ona karşı, yemin ederim ki aşk namına en ufak şey bile beslemiyordum. Tabii aylar öncesine kadar... Sevgilisinden ayrıldığı gün, onun öyle bir acı çektiğini görmüştüm ki bir anda bütün duygularım alt üst olmuş ve onu o aptal eski sevgilisinden daha çok seveceğime dair kendime söz vermiştim.

O günden beridir, o Jaehyun'u görür bana anlatır, ben de onun acısıyla acı çekerek onu dinlerdim. O da aşıktı bende. İkimiz de aşıktık işte. Tabi o, Jaehyun'a, ben ise ona...




✗ ✗ ✗ ✗

Selam!!

Böyle şeyler yazmayı özlemişim. Tabii bu ilk bölüm olduğu için biraz sıkıcı oldu ama sonraki bölümlerin böyle olmayacağına eminim cmzjsmspdslps

Konu biraz klişe gelebilir ama farklılaştıracağıma emin olabilirsiniz!

Desteklerinizi bekliyorum❤️

İkinci bölümü de gelen ilgiye göre hemen yayımlayacağım

Sizi seviyorum ve de şakaklarınızdan öpüyorum! 😚💙

Hoşça kalınız! 💓

Helpmate :: TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin