28/1- Kokum tenine sinene kadar sevişeceğiz

4.9K 306 96
                                    

Bölüm Şarkıları:

Lana Del Rey- Cherry
Chase Atlantic- Church
Nick Jonas - Close (Ft. Tove Lo)

Biraz ayıplı şeyler mi varmış bu bölüm ya? 🤭

İyi okumalar🖤



Yer: Sangnam Tepesi, Güney Gyeongsang
Zaman: 16.06.2018 22:50

Arabanın buğulanmış camlarından birine kafasını yaslamış karşımdaki, tamamen dağılmış bedene baktım. Üstü çıplak, saçları terli, kasıkları lekeli... Gözleri yarı kapalı, nefes nefese...

Arabasının arka koltuklarında o bir tarafa, ben diğer tarafa uzanmışken geçen beş dakikanın ardından daha fazla dayanamamış ve ona dönüp karın kaslarından başlayarak yukarıya doğru birkaç öpücük kondurarak boynuna ilerlemiştim.

"Bir de bana, duralım, demiştin Taehyung.." diye fısıldadı, Jungkook. Fısıldadı çünkü o kadar çok inlemiştik ki şimdiye konuşmak için bile ferimiz kalmamıştı ses tellerimizde.

"Dediysem ne olmuş?" diye sordum aynı şekilde fısıldayarak. Aynı zamanda da dudaklarımı boynuna sürtüyordum. "Bizim şu hale geleceğimiz, gecenin başından beri belli değil miydi zaten?"

Dudakları yukarı doğru kıvrılmış ve tatlı bir kıkırtı yayılmıştı etrafa. Gecenin başını düşündüğüne emindim. Birbirimizi hırsla öptüğümüz anları gözlerinin önüne getirdiğine emindim. Tıpkı benim gibi. "Belliydi..." diye mırıldandı. "Belliydi, güzelim."



Zaman: 16.06.2018 21:35

"Jeon Jungkook, böyle sever."

Dediği son cümlenin ardından gözlerim yavaştan kararmaya başlamış ve çaresizce omuzlarına daha sıkı tutunmaya başlamışken o dudaklarını sol kulağımla aynı hizaya getirmiş ve "Hissediyor musun?" demişti. "Jeon'un, senin Jeon'un seni herkesten farklı seviyor."

"Beni mahvediyorsun." diye mırıldandım. Ama bu mahvediliş tamamen iyi yönde bir mahvedilişti. Beni mahvediyordu. Yıkıyordu, kırıyordu, döküyordu. Sonra yeniden topluyor, yeniden inşaa ediyordu. Ve farkediyordum ki bundan garip bir şekilde hoşlanan bir benliğim vardı içimde.

"Bunu reddedemem." diye yanıtladı. Kulağımın hemen altına uzun bir öpücük kondurdu ve içim titrerken dudaklarını yanağıma sürterek şakaklarımda durdu. "Aklından öpüp seni mahvedebilirim, bunu sen de reddedemezsin. Öyle değil mi?"

Başımı aşağı yukarı salladım. Şakağımı öptüğü an her şeyin biteceğini, bu gecelik tamamen delireceğimi biliyordum. Aklımı yitirirdim. Dudakları daha şu an şakaklarımın hemen bir milim ötesindeyken bile -hatta belki de daha az- delirecek gibiydim.

"Bu hoşuna gidiyor mu?" diye sordu, kasıklarını bana hafifçe bastırırken. Onun bu hareketiyle daha da yandığımı hissediyordum. Hatta emindim ki üzerinde oturduğum kaputtan on kat daha sıcaktı bu bedenim.

Belindeki ellerim yavaş adımlarla kalçasına inerken istemsizce sanki bunu yapmak bir emirmiş gibi avuçlarım arasındaki sert yapıyı sıkıverdim ve onu kendime biraz daha bastırırken buldum. "Gidiyor." diye mırıldandım sorusuna cevaben. "Çok fena gidiyor."

Helpmate :: TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin