20- Senin için geliyorlar

5.1K 486 267
                                    

Bölüm Şarkısı: Zayn- Entertainer

İyi Okumalar🖤





Yer: Sangnam Lisesi, 12-C
Zaman: 30.05.2018         12:29

Beş... Dört... Üç...

İki...

Ve bir...

"Tanrı'm şükürler olsun, zil çaldı!"

Dersin bittiğini işaret eden zille birlikte biyoloji öğretmenimiz sevgili Bay Irwin'in sesi duyulmuş ve tahtaya o an yazdığı cümleyi tamamlamaya dahi tenezzül etmeyerek elindeki tebeşiri bırakıp sınıftan koşar adım çıkmıştı.

Ah hadi ama!

Sınıfta onu dinleyen bir kişinin bile olmadığını düşünüyordu ama...

Hey? Ben varım ya.. Kim Taehyung..

Neden şu lanet cümleyi tamamlamadın?

Sıramda tahtaya bakarak somurturken yan dönüp yanımdaki malum boşluğa bacaklarımı uzattım ve öğle arasına girmiş oluşumuza da kendimce mutlu oldum.

Kırk dakika kafa dinlerdim belki?

"Yakışıklı Taehyung?"

Kafa dinlemek mi? Ben mi?

Saçmalık.

"Müsait misin?" diyen Bogum'a kafamı dahi kaldırmadan "Hayır." dedim. "Değilim, git."

"Yapma Taehyung..." dedi ve ayak bileklerimi tutarak kaldırıp boş olan sıraya oturdu ve baldırlarının üzerine ayaklarımı bıraktı. "Öğle arasındayız. Sohbet edelim biraz.."

"Sohbet edecek başka arkadaşın yok mu senin?" diye sordum gözlerimi devirerek. Elimdeki kalemi de üfleyerek sırama bırakmış ve Bay Irwin'in yarım bıraktığı cümleyi de kendimce tamamlamaktan vazgeçmiştim.

"Hayır, yok." diye yanıtladı başını iki yana sallayarak. Elleri de pantolonumun paçasıyla oynuyordu aynı zamanda. "Senin için de sınıfımdan çıkıp buralara kadar geldim, Tae.."

"Sınıfın hemen yan tarafımızda, Bogum." dedim istemsizce gülerek. "Abartma."

"Gelmem hoşuna gitti değil mi?" dedi kaşlarını gülüşümü işaret etmek adına hızlıca aşağı yukarı indirip kaldırırken.

Derin bir nefes aldım ve dudaklarımı birbirine bastırıp gülüşümü gizledim. "Hiçte bile."

Gülümsedi. Sonra durup birkaç saniyeliğine ifadesizleşti ve sonra tekrardan gülümsedi.

Kütüphanede benden hoşlandığını söylediğinden beri aslında ona karşı hislerim çok değişmişti. Ondan uzak durmak istiyordum. Ondan zaten hoşlanmıyordum ve bu ikiye katlanmıştı artık.

Ama şu an istemsizce ona yeniden gülüyordum.

Bu onu mutlu ediyordu. Belki de ümitlendiriyordu. Gözlerinden belliydi.

"Hep gül böyle." dedi. "Ne güzelsin..."

"Teşekkür ederim, Bogum." dedim. Yanaklarımın yandığını hissetmiştim. "En nazik arkadaşım sensin sanırım..."

"Hâlâ mı?" dedi gözlerini devirerek. "Arkadaş kalmak mı istiyorsun hâlâ?" deyip önümdeki kaleme uzandı ve onu tek eliyle evirip çevirmeye başladı.

"Bogum.." dedim. "Seninle arkadaşlık dışında başka hiçbir şey yapamam." diye devam edip bir elimi omzuna çıkardım. "Üzgünüm."

"O zaman..." dedi ve omzundaki elimi alıp üzerindeki damarlara yavaşça parmaklarını sürttü. "İki arkadaş olarak evime gidip biraz fizik dersi çalışırız, hım?"

Helpmate :: TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin