Gözyaşı

35 9 4
                                    

'Diz çök' dedi.
'Çökmeyeceğim' dedim hayatta kimse bana diz çöktürememişti. Silahı daha çok bastırıp
'Diz çök' diye bağırdı. Adama dönüp görüş açıma aldım. Bana 'napıyorsun' bakışı attığında sırıtıp
'Cehenneme hoşgeldin' dedim. Ne olduğunu anlayamadan silahı ters çevirip arkasına sığındım. Silahı kafasına dayadığımda arkamdan gelen silah sesiyle biri yere düştü.
'12'den' diye bağırdım. Bu Rüzgar'dı. Önümdeki adamın da başına sıkıp öldürdüm. Diğer ikisi ateş etmeye başlamıştı ki hızla arabanın arkasına geçtim.

'Sana beraber gidelim demiştim' dedi. Ona bakarak
'Aksiyonları severim' dedim. Bana sabır dercesine baktı.
'Bana diz çöktürmek isteyen var mı?' Dedim. İkiside arabalarına binmek üzereyken başımı kaldırıp birini daha yaraladım.

Rüzgar yanımdan ayrılıp diğer adama yaklaştı. Onu yakalayacağı sırada adam kendi kafasına sıktı. Biliyordu ki elimize geçince ona yaşatacaklarımız daha ağırdı. Rüzgar bana döndüğünde
'Biliyorsun aptal kafalar mezara yakışır' dedim gülerek

'Hadi birileri daha gelmeden gidelim' başımla onaylayıp arabaya bindim. Yolun açıkta kalan kısmından geçtiğimde Rüzgar tam arkamdan geliyordu. Silahı yan koltuğa attım bu yaşadıklarım ben biraz önce adam vurmuştum hemde gözümü dahi kırpmadan. Artık biliyordum ki birileride beni gözünü dahi kırpmadan öldürecekti çünkü artık suç dünyasına girmiştim.

Yol boyunca dikiz aynasından Rüzgar'a baktım. Eve geldiğimizde hiç konuşmamıştı. Bana karşı siniri varmış gibi hissediyordum daha doğrusu gözlerinde okuyabiliyordum.

'Ben odaya çıkıyorum' dedim. Salona koltuğa oturmuş ayak bileğini dizinin üstüne atmıştı iki ellerinide yana açıp başını arkaya yasladı. Cevap vermemişti varki ben cevap vermesini bekliyordum. Kendime sinirlenip odama çıktım. Onu neden bu kadar önemsiyordum?

Üstüme siyah eşofmanı ve dar göbeği açık bluzu geçirdim. Yorgundum ama uykum yoktu tekrar aşağı inip kendime kahve yaptım. Rüzgar hala aynı konumdaydı. Bar taburesine oturup kahvemi yudumlamaya başladım.

Abimin yanında olmalıydım belki ama onu öyle görünce daha da kötü oluyordum. Yanında olmak istiyordum fakat sürekli gülen yüzünün solgun olmasına dayanamıyordum. Bencil olmuştum sanki onun bana ihtiyacı vardı ama ben sırf dayanamıyorum diye onu görmekten kaçınıyordum.

             - 11 yaşındayken -

'Abi' dedim kısık olan sesimle
'Abim' dedi sesi kalbinin en derinlerinden gelmişti sanki.

'Napıyorsun burda? Sen dinlen ben sana bakarım' Gözlerinin içi parlıyordu. Ayağa kalkarak ellerini silkeledi.

'Sürpriz' dedi. Ellerimi birbirine vurarak zıpladım.
'Oley abim artık iyileşti' dedim. Hasta yatağında 2 gün boyunca yatıyordu.
'İyileştim Gecem ve bak bizim için ev yapıyorum' yerdeki çamur gibi olan şeye baktım.
'Annemin istediği ev mi?' Dedim.
'Masallardaki mutlu olunan evlerden'
dedi. Topraklı ellerini yüzüme sürüp

'Mutlu olacağız' dedi. Elimi yüzüme sürdüğümde çamur olduğunu anladım.

'Ya abi çamur yaptın' dedim mızmız bir şekilde. O kahkahalarla gülerken yerdeki çamura elimi bandırdım.
Abim kaçışırken peşinden koşmaya başladım. Kahkahalarla koşuyordu.

KARANLIĞIN YENİLMEZ NEFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin