Dokunma

25 1 0
                                    

Gözlerimi yavaş yavaş aralarken buraya nasıl geldiğimi hatırlamaya çalıştım.
Dün gece aklıma geldiğinde küfürler eşliğinde ayağa kalktım.

'Gece' evi aramaya başladığım, hiç bir yerde olmadığını anlayıp telefonu aramaya başladım.
Ev telefonu vardı ki oda bir işime yaramazdı. Kapıya çıktım burası Gece'nin eviydi korumalar da yoktu. Arabayı gördüğüm gibi hızla ilerledim arabamı bırakmışlardı.

Kapısını açtığımda kilitli olmadığından açılmıştı.
Hızlı davranarak telefonumu aramaya başladım. Dün gece tam yanımda oturuyordu. Tekrar küfür edip telefonumu aramaya devam ettim.
Yoktu.

Arka koltukta Gece'nin çantasını görmemle hemen onu aldım elime. Telefonu içindeydi.
Şifresini bir kaç kere deneyip sonunda bulduğumda hemen Kaan'ı aradım. Bir kaç çalıştan sonra açılırken. Uykulu olduğunu anladım.

'Beni çok iyi dinle....Gece yok dün sizden ayrıldıktan sonra başka bir yola saptım. Büyük ihtimalle bizi takip ettiler beni eve bırakmışlar ama Gece yok' dedim.
'Abi nasıl yok?'
'Kaan beni nerenden dinliyorsun yok işte. Hemen onu bulmalıyız adamları topla bizim mekana geç' dedim.
'Tamam' diyerek kapattı. Kendime gelemiyordum dün gece onu orda arabada bekletmeyecektim. O s** yoluna sapmayacaktım.

Arabayı hızla çalıştırıp mekana doğru ilerlemeye başladım. Onun yokluğu yanımda olmaması beni olumsuz etkiliyordu. Onu kim ne yapabilirdi?
Derin nefes aldım. En çok ihtiyacım olan şeydi bu.

Rüzgar demesi senin için demesi kulaklarımda yankı yaparken kalbime hiç bilmediğim bir sızı girdi.
Onu kaybetmek korkusuyla yaşamıştım her bir dakika ve şimdi bu korku iliklerime kadar hakimdi.
Elim ayağıma dolaşmıştı sanki. Ne hissedeceğimi ne yapacağımı bilmiyordum çok ayıkmışım gibi  bir de içkinin verdiği sersemlik kendimi toparlayamamamda ısrarcıydı.

İçeri girip Kaan'ın yanına masaya ilerledim.
'Abi Sen iyi...' sözünü kestim.
'İyiyim' dedim ama o iyi değildi hissediyordum. Kalbimdeki acı ağlamaklı gözlerinin her an önüme gelmesi. Neden ağlamaklı olduğu gözlerinin geldiğini bile bilmiyordum.
'Peşimizdekilerden biri yaptı bunu. Unsur dışında' dedim. Onun yapmasını beklemezdim Gece'nin dün akşam onun olduğunu düşündüğünü biliyordum.
'Diğer ikiside onu öldürmeyi planlıyor' dedi Kaan. Her ne kadar bunu bilsemde başka birinin ağzından duymak daha çok canımı yakmıştı.

İki elimide masaya koydum.
'Dün akşam durduğum yol çok karanlıktı orda kameralarda yoktur büyük ihtimalle' dedim.
'Yine de biz bakalım' dedi Kaan işimizi garantiye almalıydık.
'Her an hazırda durun ne kadar adam toplarsanız o kadar iyi. Unutmayın Uras'ın adamlarınada haber verin onlar daha iyi bilir kimlerin olduğunu' dedim. Hepsi başını olumlu anlamda salladığında odadan çıkmalarını istedim.

Elimi tekrar saçlarımın arasına götürüp karıştırdım.
'Abi sen iyi değilsin'
'Gece'yi bulana kadar iyi olmayacağım' dedim.
'Merak etme bulunacak' başımla onayladım. Gece'nin telefonu çaldığında masanın üstündeki duran telefona baktım. Unsur arıyordu.

Telefonu yere atacağım sırada Kaan benden önce davranıp aldı.
'Sakın abi' dedi. Derin nefes aldım.
'Ondan yardım isteyebil...' sözünü kestim.
'Bu s.. beyninden sadece bunlar mı çıkıyor?'  Ciddi ses tonuyla
'Bırak artık şu kıskançlığı. Gece'nin hayatı tehlikede bunu bal gibi biliyorsun peki onu kaçıran kim? Mafya.... Unsur kim? Mafya. Sen mafya değilsin Rüzgar onların dilinden sadece onlar anlar' haklılık payı çok yüksekti ama ne olursa olsun Unsur benim yardım isteyeceğim son kişiydi.

'O benim kardeşimi öldürdü' dedim.
'Şimdi onu kurtarabilir' diye ekledi.
'Eğer bir şey bulamazsam ondan yardım isterim' dedim. Başıyla onayladı
'Ben kameralar var mı diye bakmaya gidiyorum' dedi. Tepki vermeden masanın üstündeki telefona odaklandım.

KARANLIĞIN YENİLMEZ NEFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin