Kalbim çok hızlı atıyordu. Bana mesaj attığı için mi yoksa korkudan mı emin değildim.
Bir şeyler yazmam gerektiği kafama dank ettiğinde derin bir nefes aldım.
Seungmin: Kaçmadım, sadece eve gitmem gerekiyordu
Jinnie: Peki öyleyse
Seungmin: Şey o zaman görüşürüz?
Jinnie: Görüşürüz
Ah tanrım bu ne saçma bir konuşmaydı böyle.
Onun bana mesaj attığına bile anlam veremiyordum hala. Birkaç yakın arkadaşı dışında çevresindekilere duvar örmüş gibiydi.
O duvarın dışında olanlardan biri de bendim. Neden birden bana yazmıştı ki? Hyunjin cidden kafamı çok karıştıyordu.
Eve geldiğimde karşılaştığım manzara da cabasıydı. Annem arkadaşlarımı elleriyle beslerken geldiğimi görünce, Jisung'un ağzına tıktığı pirinç keklerini yerine bırakarak yanıma geldi.
"Nerelerdeydin Seungmin-ah markete gidiyorum dedin kaç saat oldu, hem bak arkadaşların geldi."
Jisung ağzının iki tarafına sıkıştırılan keklerle bana el salladığında kafamı sallamakla yetindim.
"Görebiliyorum anne, bana neden haber vermedin?"
Ceketimi askılığa asarken sormuştum.
"Telefonlarına baktığın mı var ki oğlum, bir de gelmiş bana niye haber vermedin diyorsun."
Özür dilerim anne o sırada Hyunjin'i izlemekle meşguldüm diyemezdim herhalde.
"Neyse ben bizimkilerin yanına gideyim."
Gergince gülümseyip annemin yanından geçerken gözlerini kısmış seninle sonra görüşeceğiz der gibi baktı.
"Ooo kimler buradaymış evin yolunu buldun demek."
Minho hyung yine boş durmayarak benimle dalga geçtiğinde ağzının ortasına vurmamak için zor tuttum kendimi.
"Ha ha ha ha hyung ne kadar da komiksin yine gözlerimden yaş geldi."
Suratına yine o 'Ne yapabilirim ki çok mükemmelim' ifadesini yerleştirirken kollarını koltuğa yasladı.
İkili koltukta Felix ve Changbin hyung oturuyordu, Minho hyung da Jisung'un yanında oturmuş onu izliyordu.
Anlayacağınız her zaman ki gibi sap kalmıştım.
"Öyle üzgün köpek yavrusu gibi bakma açılsaydın ona burada sevgilinle oturuyor olurdun."
Changbin hyung'un konuşmasıyla herkes bana bakmaya başladı. Kendimi tekli koltuğa atarken annemin mutfakta olması işime gelmişti. Komşusunun oğluna aşık olduğumdan haberi yoktu çünkü.
Cinsel yönelimimi zorla da olsa ona söylemeyi başarmıştım. Neyse ki Kore halkının geneline karşın açık görüşlü bir anneye sahip olduğumu öğrenmiştim, olumlu yaklaşacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.
Ben bunları düşünürken Minho hyung elini şıklatarak tüm kafaların ona dönmesini sağladı.
"Buldum! Hepimiz haftaya Day6 konserine gidiyoruz," eliyle beni işaret ederek " ve sen Hyunjin'i de çağırıyorsun."
Gözlerim şokla açılırken ne diyeceğimi bilemedim. Beni tanıyan herkes Day6'i ne kadar çok sevdiğimi bilirdi.
Daha önce konserlerine gitmişliğim vardı ve haftaya Seul'de konser vereceklerini biliyordum.
Peki ya aşık olduğum çocukla birlikte gitmek nasıl olurdu?
Herkes beklentiyle bana bakarken Felix fangirl havasına girmiş 'Evet evet çağır' diyordu.
"Of peki tamam yazacağım ona."
Herkes 'Oh be sonunda' gibi sesler çıkarırken ne halt yiyeceğimi düşünüyordum.
Hyunjin'le ilk defa bugün mesajlaşmıştık ve ben ona sanki çok normalmiş gibi tekrar yazacaktım. Tanrı beni korusun.
Seungmin: Benimle Day6 konserine gelmek ister misin?