Zorla kendimizi dışarı attığımızda hala olayın etkisinden çıkamamıştım.
Hyunjin birden Jongho'nun üzerine atlamış ve yumruklarını aralıksız yüzüne geçirmişti.
Daha fazla kendine zarar vermemesi için kolundan çekiştirmeye çalışmıştım.
Sonunda pes etmiş ve onu öylece bırakıp yüzüne tükürmüştü.
Sağ eli art arda vurduğu yumruklar yüzünden zedelenmişti.
Sağlam olan eliyle elimi tutup lavabodan çıkarmıştı ikimizi.
Tek kelime etmeden hızla yürümesi beni strese sokarken önümüze çıkan insanlara sinirle bağırıp yolundan çekilmesini söylemesi beni korkutmuştu.
"Hyunjin yavaşlar mısın artık?"
Kolunu tutup kısık çıkan sesimle konuştuğumda adımlarını durdurdu.
Derin bir nefes alıp kafasını yüzüme çevirdi.
Ateş saçan gözleri yumuşarken iç geçirdi.
Yaralı eli yanağıma yerleştiğinde üzgün ama bir o kadar da kırgın bakıyordu.
"Ben, özür dilerim korkuttum seni. Ama o şerefsizi seninle öyle görünce kendime hakim olamadım. O herifin burada olduğunu bildiğim halde yalnız bırakmamalıydım seni. Saplantılı manyağın teki."
O anlar zihnimde canlanırken gözlerimin dolmasına engel olamadım.
Hyunjin anında beni göğsüne çekerken derin bir nefes aldım.
Burnum pek iyi koku almazdı ama onun kokusu burnuma kazınmış gibiydi. Rahatlatıyordu.
"Hyunjin..."
Hala birbirimize sarılıyorken mırıldandım.
"Söyle sevgilim."
Saçlarımı okşarken iç geçirdim.
"Bu gece, bizde kalsan olur mu?"
Vereceği tepkiyi görmek için kafamı usulca boynundan çektim ve yüzüne baktım.
Kızgın ve sinirli Hyunjin gitmiş yerine gözleri kaybolana kadar gülümseyen Hyunjin gelmişti.
"Beraber uyuyacaksak neden olmasın?"
Burnumu öpüp söylendiğinde yaşlı gözlerime rağmen gülümsedim ben de.
Oradan çıkıp masalara doğru yürümeye başladık.
Biz oradayken pasta kesmişlerdi ve şuan hareketli bir şarkı eşliğinde dans ediyorlardı.
Orta yaşlarında olan insanların dansını izlemek komiğime gitmişti.
Elimi çekiştiren Hyunjin'e ve bir de beni sürüklediği yere baktığımda onu durdurmaya çalıştım.
"Hayır Hyunjin olmaz. Hayır dedim dursana. Tanrım..."
Sonunda dans eden insanların ortasına geldiğimizde eliyle bir dakika işareti yapıp müziği ayarlayan çocuğun yanına gitti.
Yanıma geldiğinde kulaklarıma Crush - Beautiful dolmaya başladı.
Herkes kendini şarkıya kaptırmış, dans ediyordu. Annemle babamı romantik bir dansın içerisinde gördüğümde gülümsedim.
Ellerini belime yerleştiren Hyunjin'e döndüğümde kollarımı boynunda birleştirdim.
Kafamı omzuna yasladığımda kendimi hiç olmadığım kadar huzurlu hissediyordum.
"Hep böyle olalım, birlikte."