Seungmin: Bir dakika, ciddi misin sen?
Jinnie: Evet gayet ciddiyim
Seungmin : Şey, ben kabul etmezsin sanmıştım o yüzden şaşırdım biraz
Jinnie: Ben de öyle sanmıştım
Seungmin: Ne?
Jinnie: Yazdığımı görmemiş gibi yap
Jinnie: Sonuç olarak geliyorum, hem belki birbirimizi daha yakından tanımış oluruz
TANRIM. HWANG HYUNJIN SEN BANA NELER YAPIYORSUN BÖYLE.
Tamam, tamam sakinim.
HAYIR LANET OLSUN SAKİN FALAN DEĞİLİM.
Kafamı yastığa gömüp avazımın çıktığı kadar bağırdım.
Bağırmaya devam edecektim ki art arda bildirim sesi gelince bağırmayı kesip telefona baktım.
Jinnie: Seungmin?
Jinnie: Hey, orada mısın?
Jinnie: Görüldü atmayı kes
Jinnie: Yoksa sen... Utandın mı?
Bu çocuk ne saçmalıyordu böyle? Tabiki de utanmamıştım. Sadece feels geçiriyordum o kadar.Yastığı kucağıma koyup yazmaya başladım.
Seungmin: Hayır tabiki, o da nereden çıktı?
Mesajımı anında görüp yazmaya başlayınca heyecanlandım. Yazmamı mı beklemişti yani? Hayır canım ne alakası var o an telefonu elinde olduğu içindir.(Y.N: Tabi sen onu benim külahıma anlat.)
Jinnie: Ne bileyim birden yazmayı kesince öyle düşündüm
Seungmin: Yok öyle bir şey
Seungmin: Sadece annem çağırmıştı ona bakmaya gitmiştim
Oh bugün ne güzel de sallıyordum böyle.Jinnie: Peki
Peki mi? Yazacak başka bir şey bulamadın mı cidden benim güzeller güzeli aşk böcüğüm.Bu da çok vıcık vıcık oldu ama neyse. Buna Hwang Hyunjin etkisi diyoruz.
Seungmin: Konser Çarşamba günü saat 18.00'da başlayacak bu aradaJinnie: İki gün var yani, tamam seni alırım
Beni alacakmış ya ne kadar da nazi- NE?
TANRIM... Bugün ölemem olmaz. Daha beraber konsere gideceğiz lütfen bugün olmaz.
Seungmin: Tamam o zaman görüşürüz Jinnie
Ben onu içimden geçiriyorum sanmıştım...Elimle alnıma vurup kendime sövmekle meşguldüm. O sırada bildirim sesi tüm odayı doldurdu ve kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
Bakmak istemiyordum hayır. Bakmazsam da olmazdı. Of, lanet.
Tek gözümü kapatıp yavaşça gelen mesaja baktım ve TUTUN BENİ İYİ DEĞİLİM.
Jinnie: Görüşürüz Minnie :)
Yazarın anlatımından:Hyunjin, Seungmin'in davetini kabul etmiş ve her ne kadar kendisine itiraf edemese de onu tatlı bulmuştu.
Son attığı mesajda adını kısaltması hoşuna gitmişti? Ve bu garipti onun için.
Çevresinde çok insan bulundurmuyordu evet ama bu ona bir şans tanımayacağı anlamına gelmezdi.
Yüzünde oluşan tebessümle Seungmin'in yaptığı gibi o da Seungmin'in adını kısalttı ve mesajı yolladı.
Chan onun bu halini gülerek izlerken sonunda duvarlarını biraz da olsa yıktığı için mutluydu.
Seungmin ise, ah deli çocuk. Gelen mesajdan sonra kaç saat odasının içinde koşturdu bir o, bir ben, bir de tanrı bilirdi.
Sevinçten deliye dönmüş, annesinin ve babasının şaşkın yüzlerini umursamadan defalarca yanaklarını öpmüştü.
Bir mesajla bu hale geldiyse ilerde ne yapacağını hiç kestiremiyordu.
İki gün ona ıstırap verici yavaşlıkta olup geçmek bilmeyecekti.
Sonunda Hyunjin kendi evine gittiğinde, kısa bir duş alıp yatağının soğuk çarşafıyla bir olmuştu.
Kafasını yastığa koyduğunda istemsizce aklı Seungmin'e gitmişti.
Onu düşünürken kendisini uykunun tatlı kollarına bıraktı.
Seungmin'e ise bu gece uyku yoktu. Kalbi bu denli hızlı atarken uyuması imkansızdı çünkü.