o n d ö r t

612 31 120
                                    

Selam ben geldim. Görüşürüz ben gittim.

*******

"......Ya ben öyle mi dedim? Abartma. Sadece seni şuan sevgili anlamında görmediğimi belirttim. Sen gemileri yakıyorsun. Şimdi mi cidden? Sanem geri dönmüşken? Bak güven problemlerim var ve aşamıyorum....."

Sikerdim problemini aslında ama içkiliydim, kafam allak bullaktı, gecenin bir yarısıydı ve ben Efe'nin kapısına dayanmıştım. Kızların her biri -hepsi teker teker- 'içme çok, sonra sapıtıyorsun' demesine rağmen içmiştim ve tabii ki sapıtmıştım.

"Lan bak başlayacağım güvenine! Ben sana aşığım diyorum, seviyorum diyorum! Sen hala tutturmuşsun bir Sanem de Sanem. Bu kadar çok seviyordun yasını tutsaydın! Bunları söylerken bile acaba kalbini kırdım mı diye düşünüyorum bir yandan biliyor musun? Sıçayım seni seven kalbime! Abarttım ama kusura bakma! Gerçekten özür dilerim. Gidiyorum. Rahatsız ettim. "

Kapıyı çarpıp çıktığımda arkamdan geleceğini biliyordum çünkü adımı seslenip durmamı söylüyordu. Dinledim mi? Hayır. Sokağa çıktığımda ellerimde ayakkabılarımla yürürken ağlıyordum. Ben onu seviyordum ve konuştuğumuz süre boyunca yakınlaştığımızı, artık daha yakın olduğumuzu düşünmüştüm. Her defasında ona onu arkadaşım gibi görmediğimden bahsetmiştim halbuki. Nesini anlamamıştı? Gerçekten göründüğü kadar zeki değildi belki de.

Kolumdan tutup çektiğinde acıyla yüzümü buruşturdum.

"Bırak be camış! Ne yapıyorsun? Hayatından çıkıyorum işte! Daha ne istiyorsun, yaşa hayatını Saneminle! Sikicem zaten o kızı gördüğüm yerde! Sinirlerimi tekrar hoplatma bak ağlayacağım. Git başımdan! "

Ağlamaya tekrar başlamamla kolları arasına almıştı beni. Çırpınmalarım boşunaydı, bırakmıyordu adi piç. En son çareyi yüzüne tükürmekte buldum ve sonuç...... tükürükle kurtuldum.

"Ya kızım lama mısın amına koyayım ya! Az dramatik bir an yaşadık sıç içi.... Ah teyze ne yapıyorsun? Herkes kafayı yedi anasını avradını siktiğimin mahallesinde! Terlik atmak ne? Niye atıyorsun? Giz sende içeri geç yemin ederim sinirden kuduruyorum, alırım ayağımın altına bu terlikle döverim."

Camdan çıkan teyze elinde çekirdeğiyle bizi izlerken Efe'nin suratına tükürüp onu bağırtınca terliği alnının çatına fırlatmıştı. Bu durumda sakin kalamayan Efe'min elleri sinirden titriyor, çenesi gerim gerim geriliyordu. Daha da sinirlendirmeye lüzum yoktu. Canımı seviyordum ve yaşamam gereken bir sürü şey vardı. Mesela, gondola bindiğimde üzerime kusan kızı bulmak gibi.

"Tamam bey, girerim içeri."

Ellerimde ayakkabılarım başım önde suçlu bir çocukmuş gibi yürürken havalandım. Hayır, havalandım derken osurmaktan bahsetmiyorum aq iç sesi. Efe kucağına aldı diyorum. Ayaklarımın acımamasıyla alakalı bir kaç şey gevelerken kıkırdadım. Teyze Efeye terliğiyle alakalı bağırıken Efe 'gelmiş karı doksanına beni eve atma derdinde duyuyor musun?' dedi. Teyzeyi takmayıp eve girdiğimizde beni indirip salona geçti.

"Ben senin saksın mıyım lan! Bir de evin girişine koyup gidiyor! Bak yemin ediyorum çok sinirliyim ama belli edemiyorum. Çünkü çok tatlısın, zalımın oğlu. Yoksa meyve bıçağıyla 60 yerinden bıçaklamıştım seni!"

Efe kahkaha atıp koltukta ovaymışcasına yayılmaya devam etti. Ayakkabılarımı kapının girişine koyup dolaptan bir iki tane bira çıkarttım. Doymuyorum rezilliğe! Efe elimdekileri görünce kalkıp elimden almıştı.

"Senin gibi küçüklerin uyku saati geldi de geçiyor. Hadi yürü uyumaya. Yemin ediyorum çekilecek dert değilsinde dayanıyorum."

Bababababa havuç beye bakın hele bababababa. Efe! Mutfak. Acilen youtube'u bırakmalıyım. Sen ki Sanem gibi birine katlanmışsın bana mı dayanmak zor geldi be zalım? Elinden çekip aldım biralardan birini.

YAN-DJARTZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin