BÖLÜM 31 - BİTİRİM İKİLİ; MİNE&TOPRAK
"Prosser bütün hayatının bir tür rüya olduğunu hisseder,Bazen de bunun kimin rüyası olduğunu ve rüyayı görenin gördüklerinden hoşlanıp hoşlanmadığını merak ederdi."
-Douglas Adams
Temmuz, 2013
Çamlıhemşin, RİZE
Mine, Peri ve Toprak erkenden uyandı o sabah. Kimseyi telaşa sokmadan Çamlıhemşin'e giden ilk dolmuşa atlayıp Çamlıhemşin İlçe Devlet Hastanesi'nin yolunu tuttular. Dolmuşta otururken Mine'nin kucağına koyduğu sırt çantasının içinde hissettiği kutuyu üçünden başka kimse bilmiyordu elbette. Ama onlara herkes her şeyi biliyormuş da onları izliyormuş gibi geliyordu.
Bir ara ayakta duran saçı sakalına karışmış bir adamı çaktırmadan Mine ve Peri'ye işaret ederek "Kızlaar!" dedi Toprak. Kendi de ayaktaydı. İki yaşlı dede vardı o adamla aralarında. "Şu adam dolmuşa bindiğimizden beri bizi mi izliyor ne?"
Toprak'ın işaret ettiği adama bakan Mine "Ayy olabilir valla!" dedi telaşlanarak. Daha sıkı tuttu çantasını. Pis pis bakmaya başladı adama..
Mine'yi dürterek adama bakan saçma bakışlarını kendine çevirterek "Yaa saçmalamayın!" dedi grubun en realist kızı Peri! "Alnımızda 'biz bir işler çeviriyoruz!' mu yazıyor sanki.. İyice paranoyaya bağladınız!"
Baktığı adam pencereden dışarıyı seyrederken gözlerini ondan hiç ayırmadan "Ne olur ne olmaz kızım!" dedi Mine.. "Ya kutunun içinde çok değerli bir şey varsa ve kaybedersek? Ya da çaldırırsak? Bizim başımız belaya girer o zaman! Kutuyu sağ salim sahibine teslim edene kadar gözümüzü kulağımızı dört açmalıyız!"
"Aynen!" dedi Toprak, Mine ve Peri'ye doğru eğilerek. Gözlerini kısarak "Çok dikkatli olmalıyız!" diye devam etti.
"Mine! Sakın gözünü ayırma çantandan!"
Hızlı hızlı salladı kafasını Mine. "Bende! Bende!" dedi Toprak'a göz kırparak.
Polisiye filmlerinden fırlamış da yanlışlıkla Çamlıhemşin güzergahında yol alan bu dolmuşa düşmüş gibi tavırlar sergileyen arkadaşlarına inanamayarak baktı Peri. İçinden gülmek geliyordu ama bastırdı. "Allah'ım" dedi. "Çok değil azıcık mantık istiyorum şu kızlar için!"
Toprak ve Mine'ye hiç bitmeyecekmiş gibi geçen yolculuk ikisinin komik hallerini izleyen Peri'ye çok çabuk geçti gibi geldi. Dolmuşa bindiklerinden beri saçma sapan tavırlar sergilemişler, kendi kendilerine havaya girmişlerdi güzel arkadaşları (!)
Kah ergenlik safhasının ilk adımlarındaki bir çocuktan şüphelenmişler, kah gözleri bile görmeyen bir teyzeye ters ters bakmışlardı. Saçı sakalına karışan o adamı saymıyordu bile zira adam dolmuştan inene kadar dövecekmiş gibi bakmışlardı kızlar. O kadar dikkat çekmişlerdi ki adam dönüp bakmıştı bir kere ve 'ne oluyor lan ne bakıp duruyorsunuz?!' demişti gözleriyle. Nihayet o zaman suspus olup kalmışlardı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLÜMSE YAZIYORUM #wattsy2019
Teen FictionÖzgün hikaye sevenlere.. "Gençken aptalca şeyler yapmazsan, yaşlılığında gülerek hatırlayacağın anıların olmaz." Mine.. Toprak.. Peri.. Oğuz.. Ali.. Çığır açacak bir panzehir.. Geçmişinde kaybolmuş körpecik bir genç.. Dünyanın en huzurlu köşesinde...