3.Bölüm:GEÇMİŞ

2.5K 107 17
                                    

14.09.2005

Havadaki ılık esinti sarı saçlarını uçururken ağzındaki şekerin mükemmel tadıyla mest oluyordu. Yere dökülen bir kaç yaprak tanesinin yanına giderek ellerine aldı o sararmış yaprakları. Bir yaprak yada bir çiçek dalında daha güzel değilmiydi? Neden yere dökülmüştü ki?

Yere eğilerek dökülen bir kaç yaprağı daha topladı. Ağzındaki şekeri emmekten de geri kalmazken yerden topladığı yaprakları kucağına doldurarak koca ağacın yanına geldi. Bu yaprakları ait oldukları yerlere ağacın dallarına bırakmalıydı. Ama o ağacın tepesine boyu yetmezdi ki...

Elindeki yaprakları ağacın dibine bırakarak ağzındaki çilekli şekeri çubuğundan tutarak ağzından çekti. İşaret parmağını çenesinin üzerine koyarak ne yapabilceğini düşündü. Tabi ya... abisinden yardım isteyebilirdi. O yardım ederdi. Kendi kendine gülümseyerek çilek desenli eteğinin eteklerini düzelterek koşa koşa eve gitti. Evin önünde bahçedeki çiçekleri sulayan abisinin yanına giderek ağzında bitmek üzere olan şekeri ağzından çıkararak abisine en tatlı gülümsemesini sundu. Abisi yanına gelen kız kardeşinin kendisinden bir şey isteyeceğini bildiğinden elindeki hortumu bırakarak çeşmenin yanında gidip kapattı. Bahçedeki hasır halının üzerine oturarak mavi kardeşinin gelmesini bekledi. Eteğini düzelterek abisinin yanına oturan küçük kız biten şekerinin üzüntüsünü yaşıyordu şu an.

"Ne isticen mavi?"

"Abi hani sen diyordun ya bana 'çiçekler dalında güzeldir. Koparma' diye. Aşağıdaki derenin orda ceviz ağacı varya hani, yaprakları dökülmüş dalına geri koyalımmı? Benim boyum yetişmedi."

Konuşurken oynattığı elleri ve mimikten mimiğe giren suratıyla çok şirin bir kız çocuğuydu kız kardeşi. Yüzünde oluşan koca gülümsemeyle ayağaya kalkarak kız kardeşini kolunun altına aldı ve yürümeye başladılar.

"Bak küçük cadı. Ben sana çiçekler dalında güzeldir dedim. Dökülen yaprakları tut tekrar dalına yapıştır demedim."

Abisinin söyledikleriyle yüzü asılan Eylem küçük siniriyle omzunda olan abisine ait olan eli iterek ellerini göğsünde bağladı.

"Trip mi atıyon mavi cadı?"

"Hıh. Konuşma benimle."

Derin bir nefes alarak sabır çekti. Cadısı başladıysa trip atmaya bu işn sonu bakkalda çilekli şekerle biterdi. Çilekli şeker almak kolaydı da kız kardeşi tam bir cadıydı. Öyle bir keçi inadı vardı ki o bakkala gidene kadar kırk dereden su getirtirdi. Hızlı bir kaç adım adarak kız kardeşini tekrar kolunun altına aldı.

"Bak küçük cadım çiçekler her zaman dalında güzeldir. Koparmaktansa dalında koklamak dalında sevmek daha güzeldir. Ama bu mevsimde ağaçlar yapraklarını döker. Buna biz istesekte istemesekte engel olamayız."

Dudaklarını büzerek abisine baktı.

"Ama nie ki?"

"Çünkü sonbaharda ağaçlar yaprak döker ki bir dahaki baharda yaprakları yemyeşil çıksın yaprakları."

"Anladım. Ama ben yinede o yaprakları ağacın dallarına koymak istiyorum abi."

"Ha illa katır inadım tuttu o ağacın tepesine çıkçam diyosun yani."

Söylene söylene ceviz ağacının yanına geldiler. Ağacın dibine koyduğu yaprakları kucağına alarak abisinin yanına gitti. Eğilerek abisinin omzuna binerek ağacın dalına bastı. Poposunu ağacın dalına yaslayarak ağzında tuttuğu kazağının ucun bıraktı. Kucağında duran yaprakları ağaçta oluşan deliklere sıkıştırmaya başladı. İşi bittiğinde aşağıya inmek istedi ama abisi görünürlerde yoktu. Bir kaç kez abisine seslenmesine rağmen abisi gelmeyince korkmaya başladı. Ağaçtan inmek istiyordu ama tek başına nasıl başarıcaktı ki bunu. Korkardı o. Ya yere düşerse? Bir kaç kez daha abisine seslendi ama sonuç aynı olunca mavi gözleri dolarak korkusunun artmasını sağladı.

MAVİ GÖZÜME TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin