11.Bölüm:DARBE

1.7K 95 51
                                    

Ayağıma dolanan geçmişim attığım her adımda tökezlememi sağlasada düşmemek için bütün irademi kullanıyordum. Ne kadar başarılı olduğum tartışma konusu olsada kendi kendime verdiğim telkinler ayakta durmam için bana ufak ufak hatırlatmalar yapıyordu. Aldığım nefesi geriye veremezken gözlerimdeki kararmayı yok saymak beni epeyce zorluyordu. Duyduğum kelimeler kulaklarımda yankı halinde tekrar ediyordu.

Gelinime benziyorsun...

Ben onun geliniydim. Ama bu kelimeden sonra aklıma gelen ismin Burçak olmasıyla birlikte ilk gün şahit olduğum o müstehcen görüntüler zihnime akın etmişti. Oģluyla evliydim, ama gelini ben değildim.

Az önce Mustafa beyin dudaklarından dökülen kelimeler almak istediğim intikamım için atacağım ilk adımın sebebi olacaktı. Artık başlıyorduk ve ben elimden gelenin çok daha fazlasını yapmak istiyordum. Susmayacaktım. Bana yaptıklarını asla affetmeyecektim aynı zamanda onlara bedel ödetecektim. Ve bunun için zerre kadar tereddüt etmiyordum.
Attığımız adımlar Mustafa beyin sesiyle duraksarken yanımdaki adamın kasıldığını fark etmemek imkânsızdı. Duydukları hoşuna gitmemiş gibiydi ama babasının konuşmasından hemen sonra delici mavi gözleri üzerime tırmanmıştı. Ayaklarımdan başlayarak yavaş yavaş yukarı doğru çıkarken huzursuz olsamda tepki vermeden onun vereceği tepkiyi bekledim. En son bakışları yüzüme geldiğinde biraz duraksamış ve yüzümdeki incelemesi uzun sürmüştü. Hiç bir şey yapmadan sadece incelemesine devam etmesini izledim ve bu süreçte gözlerimi gözlerinden ayırmamıştım. Beni tanımasından korksamda anlamak istercesine çattığı kaşları bunun yersiz bir kuruntu olduğunu bas bas bağırıyordu.
Yüzümde duraksayan bakışlarının ardından kaşlarını çatmış ve yüzümü incelemeye devam etmişti. Bu inceleme ne kadar sürdü bilmiyordum ama az sonra yanımıza gelen Mustafa bey bir elini Yiğit'in omzuna diğer elini de benim omzuma koyarak farkında olmadan Yiğit ile aramızdaki mesafeyi küçültmüştü. İşin korkunç yani ise bu yakınlıkta bile Yiğit'in hâlâ çatık kaşlarla yüzümü incelemesiydi.

"Ne o Yiğit? Bana hak vermiş gibi duruyorsun?"

Mustafa beyin alaylı konuşması da Yiğit'in gözlerini üzerimden alamamıştı ve her ne kadar rahat olmaya çalışsamda her geçen saniye tedirginliğim artıyordu. Buna bir son vermek bana kalmıştı ve ben ayağıma kadar gelen fırsatı asla tepmeyecektim.

"Yiğit Bey evlimiydi? Bilmiyordum."

"Evet kızım. Evli hemde güzeller güzeli bir kızla."

Mustafa beyden duyduklarım beni şaşırtsa da tepki vermeden konuşmama devam ettim. Haddimi aşmak umrumda değildi ama bugün ilk darbemi atacaktım.

"Öylemi? Yiğit beyin evli olduğunu bilmiyordum. Malum Burçak hanım va-"

"Hadi Eylül çıkalım biz."

Konuşmamı hiddetle bölen Yiğit'e cevabı babasından gelmişti. Ve ne yalan söyliyim bütün herşeyi bekliyordum ama bu tür bir cevabı beklemiyordum.

"Yiğit? O terbiyesiz kız hâlâ bu şirkete girip çıkabiliyormu?"

"Hayır."

"O halde Eylül kızımız Burçak'ı nerden biliyor?"

Tam sırası. Hadi kızım.

"E şey efendim siz yanlış anladınız. Ben kendisini hiç görmedim. Sadece şirkette bir kaç dedikodu dönüyordu o kadar. Az önce sormak istediğim şey ise..."

Bakışlarımı saniyelik Yiğit'e çevirip hemen ardınden tekrar Mustafa beyle göz temasıma devam etmiştim.

"Yiğit bey evliyken Burçak diye biriyle berabermiş. Sonuçta bu aldatmaya girer."

MAVİ GÖZÜME TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin