3

2K 206 74
                                    

İyi okumalar

*

Baekhyun

Chanyeol.

Chanyeol.

Chanyeol.

Son dört senedir her günüm Chanyeol ile başlayıp Chanyeol ile bitiyordu. Kalbimdeki bu acı bir gün olsun dinmemiş, katlanarak artmıştı. Yanına vicdan azabını da alan bu acı artık tüm benliğimi yok ediyordu.

Chanyeol'un yanına gitmeyi çok istedim, gittim de. O, dükkanda çiçekleriyle acısını paylaşırken onu sokağın başındaki banklara oturup izlerdim, kendi açtığı yarayı kapatmaya çalışmasını gözyaşları içinde izlerdim çoğu günlerde.

Diğer günlerde de evimde solmaya yüz tutmuş tüm çiçeklerle dertleşirdim. Aslında bu hiç bana göre bir şey değildi çünkü Chanyeol'den önce çiçeklerin bir anlama sahip olmalarına bile anlam veremezdim.

İkimizde de kalıcı yaraların açılmasına sebep olsam da, tüm bu acıyla başa çıkmamdaki en yardımcım yine kalbini kırdığım kişinin öğrettiği şeylerdi.

Chanyeol'u öylece ortada bırakma sebebim gözümün korkması, acele etmemiz falan değildi, yalan söylemiştim.

Ben kendimi asla Chanyeol'e layık birisi olarak görmüyordum.

Sevgiliyken her şey güzel geliyordu ama evlilik ciddi bir şeydi ve Chanyeol'un tüm hayatını bende harcaması beni korkutmuştu. O çok iyiydi, çok naifti ama ben...

Ben kendimi onun yanında hiçbir şey gibi hissediyordum. Kendi kalbimdeki iyilik bir hiç kalıyordu onunkinin yanında. Eğer birlikte olsaydık Chanyeol'un hayatını harcıyormuş gibi hissetmesiydi beni korkutan.

*

Yanılıyordu Baekhyun, ama haberi yoktu. Kimin olurdu ki onun pozisyonunda? Yaptığı hataydı, ama telafi edememesi kendini çok küçük görmesiydi. Kendisine değer vermiyordu, Chanyeol gibi birinin ona aşık olması ağır gelmişti ona.

*

"Baekhyun ağabey, bu soruyu nasıl yaptığını anlamadım ben." Kendisi oturdukları kafedeki çiçekleri incelerken yanında oturan küçük çocuğun sorusuyla aklını boşaltıp dikkatini çocuğa vermeyi denedi.

Matematik bölümünden mezun olmuştu, iş bulana kadar özel ders veriyordu küçüklere ve bazen de büyüklere.

"Bakayım," dedi hafif yaşlı gözleri çocuğun sorusuna yönelirken. Biraz soru üzerinde düşündükten sonra masanın üzerindeki kalemi alarak küçük çocuğa anlayabileceği şekilde anlatmaya başladı.

Soruyu bitirdiğinde oturdukları masanın hemen yanında duran bedene çevrildi ikilinin gözleri."Bitti mi yani ders?" dedi küçük Antoine. Masanın başındaki kız hafifçe gülümseyip önüne düşen saçları ince parmaklarıyla kulağının arkasına sıkıştırıp başını salladı.

Renkli gözleri Baekhyun'u bulduğunda, "Bitirmediyseniz bekleyebilirim?" dedi sorar gibi. Baekhyun da kızın gülüşüne kendi gülüşüyle cevap verip "Benim anlatacaklarım bitti, Antoine sorularını bitirmediyse kalabilirim ama." dedi cümlenin sonunda çocuğa dönüp.

Çocuk da başını eğip "Bitti ya," dedi. "Ama biten şey sorular değil benim konu matematik olunca." diye söylenmeye başladı. Baekhyun çocuğun bu hallerine gülerek kıza döndü tekrar. Başını sallayıp kalkarken kız, "Teşekkür ederiz tekrar, bu arada," dedi ve çantasındaki zarfı çıkarıp Baekhyun'a uzattı.

"Babam erken vermemizi söyledi." dediğinde Baekhyun başını sallayıp "Haberim var." diyerek zarfı aldığında "Teşekkür ederim." dedi.

"Bu arada Adeline," dedi Baekhyun ikilinin yanlarından ayrılmadan önce. "Kardeşine düzenli bir ders programı hazırlamasında yardımcı olursan sevinirim." dedikten sonra da "Görüşürüz." diye vedalaştı.

Adeline başını onaylar anlamda sallayıp "Görüşürüz." dedikten sonra gözleriyle kafeden çıkıp uzaklaşan Baekhyun'ı takip etmeye devam etti.

" dedikten sonra gözleriyle kafeden çıkıp uzaklaşan Baekhyun'ı takip etmeye devam etti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Adeline'cim)

*

Baekhyun'ın üzerine gitmeyin bu kadar ya dayanamıyorum ikisine de anne yüreği

mathematician :: chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin