5

1.8K 219 60
                                    

İyi okumalar

*

Antoine, Baekhyun'ın yanından kalkıp kafeden girip onlara doğru yürüyen ablalarına doğru koşup Sophie'ye sarılmıştı.

Sophie de küçük çocuğa sarılıp güldü, "Bu kadar mı özledin beni!" dedi. Masaya geldiklerinde Baekhyun hala ayıramıyordu donuk gözlerini Sophie'den. "Abla, tüm günün okulda ve o çiçekçide geçiyor, Adeline ablam olmasa kimsem kalmayacak!" diyip dudağını büzdü.

Sophie, güzel gülüşünü kardeşine gösterip bir eli çocuğun sırtında ona sarılırken boş eliyle büzdüğü dudaklarını sıktı,  "Okul bitiyor, hem sana söylüyorum sen de gel çiçekçiye diye ama burun kıvırıyorsun bana, sızlanma şimdi." dedi ve bakışlarını Antoine'den masada oturan Baekhyun'a çevirdi, Antoine'nin dudaklarındaki elini ona uzatıp "Merhaba," dedi gülerek.

"Ben Sophie, Antoine'nin diğer ablasıyım." dedi gülüşünü bozmadan. Adeline, Baekhyun'dan cevap gelmesini beklemeden araya girdi, "Biraz oturabilir miyiz? Sonra seni de bırakırız Baekhyun."

Baekhyun, yine aynı donuk tavırlarla başını olumlu anlamda salladı, daha fazla bekletmeden Sophie'nin elini tuttu, "Baekhyun." dedi kısaca.

Sophie, duyduğu isimle Chanyeol'un ona 'Baekhyun' diye seslendiğini hatırladı ama çok da takılmadı, isim benzerliği diye düşünmekle yetindi.

Onlar kısaca tanışırken herkes oturmuş, Antoine iki gündür görmediği Sophie'ye heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatırken Baekhyun aklındaki tüm düşünceler uçup gitmiş, tek bir şey kalmamıştı. Adeline ve Sophie, birer içecek sipariş etti, Sophie Antoine'yle konuşmaya geri dönmüş, Adeline de Baekhyun'a bir şeyler anlatmaya başlamıştı.

Ama Baekhyun'ın gözleri bir an bile Sophie'den ayrılmıyordu, bomboş gözlerle sadece kıza bakıyordu boş zihniyle. Kalbi sızlıyordu.

Adeline, konuşuyordu ama Baekhyun'ın dikkatinin onda olmadığının farkındaydı. Sophie'den hoşlanmış olabileceğini düşündü ama öyle olsaydı eğer bu kadar hissiz bakmazdı, diye düşündü ve kendi kendini çürüttü.

İçecekleri geldiğinde Sophie, Antoine'den çekti dikkatini, geldiğinden beri donuk donuk ona bakan Baekhyun'a çevirdi gözlerini. Gülümseyip konuştu: "Ee, nasılsınız?" Baekhyun etkileniyordu, hala kalbindeki sızı hariç hiçbir şey hissedemiyor, düşünemiyordu.

Chanyeol'un neden Sophie'yi seçtiği açıktı, kendi gibi biriydi. Güler yüzlü, sempatik biriydi. Güzeldi de.

"İyiyim ben, siz?" dedi ortamın daha da garipleşmemesi için. Sophie'nin yüzündeki içten gülüş daha da büyüdü, "İyiyim ben de, koşuşturuyorum işte." dedi ve devam etti: "Yüzünüz çok tanıdık geliyor ama hatırlayamıyorum." dedi.

Adeline, kardeşi böyle söyleyince olayı anladığını düşündü. Eskiden tanıştıklarını ve Baekhyun'ın da onun için böyle baktığını düşündü.

O sırada Baekhyun, "Evet," dedi. "Siz de tanıdık geliyorsunuz ama tanıştığımızı sanmıyorum. Benzerliktir sadece."

Adeline, bu düşünceyi de aklından sildi. Sophie'nin de yüzündeki gülüş küçülüyordu gittikçe karşısındaki bu hissiz bakışlarla.

Ortamda garip bir sessizlik oluşmuş, Adeline bozmuştu bu sefer bu sessizliği: "Baekhyun, içeceklerimiz bitsin kalkarız. Seni de bırakacağız diye konuşmuştuk zaten değil mi?" dedi. Baekhyun, tedirgin olmuştu ama bu lazımdı, iş görüşmesine gidecekti ve daha önceden arabayla bırakılmasını konuşmuşlardı.

Sessiz kalıp başını salladı Sophie'ye bakmadan. Adeline de devam etti sözüne: "Önce yol üstünde  kardeşimi bırakacağız işe, sonra da seni bırakırız Antoine Bey'le." dediğinde Baekhyun'ın aklı tekrar düşüncelerle patlayacak duruma geldi.

İşe bırakacağız.

Abla tüm günün çiçekçide geçiyor.

Chanyeol.

Baekhyun, yine elinden bir şey gelmeden başını sallamakla yetindi.

*

Çiçekçinin olduğu sokağa girdiklerinde, Baekhyun'ın kalbi patlayacaktı. Görür müyüm tekrar? diye düşünmekten alamıyordu kendini. Baekhyun'ın aklı Chanyeol ile dolduğunda Sophie konuştu: "Abla şöyle sağda dur da ineyim burada." dedi ve heyecanla konuşmaya devam etti, "Bak, Chanyeol de dışarıda." dediğinde Baekhyun'ın gözleri büyüyüp hızlıca dışarı döndü.

Araba, tam Chanyeol'un önünde durdu. Arka koltuktaki Baekhyun, kaldırıma yakın tarafta oturmadığına şükretti bir an. Ön koltuktaki Sophie, kapıyı açıp dışarı çıktı, Chanyeol de onu görünce gülümsedi, kısa bir süre sarıldılar.

Baekhyun'ın kalbine tekrar bir bıçak saplandı.

Sophie'nin indiği kapının camını açtı şoför koltuğundaki Adeline ve eğilip camdan Chanyeol'e seslendi şakayla karışık: "Kardeşime iyi bakın Çiçekçi Bey." dediğinde Chanyeol de gülüp arabaya yaklaştı, "Şüphen olmasın Adeline, n'aber?" diye güldü.

Gülmesiyle birlikte kalbindeki bıçak daha da derine girdi.

Uzun zaman oldu günüm böyle aydınlanmayalı.

Adeline ve Chanyeol konuşmaya devam ederken Chanyeol, öne sarkan Antoine ile sohbet ederken Adeline, arkaya dönüp Baekhyun'a baktı, "Chanyeol bu, kardeşim burada çalışıyor." dediğinde Chanyeol, arabada başka kim var diye görmeye çalışmıştı ama Antoine engel oluyordu küçük bedeniyle.

Adeline, tekrar Baekhyun'a dönüp "Öne gelsene." dediğinde Baekyun tereddüt etti ama konuşmadan eli kapının koluna gitti.

Derin bir nefes alıp arabadan indi, ayakta dikilerek arabaya eğilen Chanyeol'un olduğu tarafa döndü.

İkilinin arasında araba vardı ama Baekhyun, aradaki arabaya rağmen bu kadar yakın olmanın heyecanıyla yanıyordu.

Chanyeol de merakla kafasını kaldırdığında ikili, dört sene sonra gözlerini buluşturdu.

Biri özlemden yanıyordu; diğeri özlemin yanında şaşkınlık, öfke ve diğer tüm duygularla.

*

oh be sonunda karşılaştılar

uzun yazdım bu bölümü demeyin bi şey lütfen uzunluğuna lgkjdaoflkjs

mathematician :: chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin