1 ay sonra
Kızlarla okuldan sonra bir kafeye gelmiştik. Tatilden sonra Güney'le doğru düzgün konuşmamıştık. Bu durum moralimi bozsa da elimden bir şey gelmiyordu. Sıkıntıyla ofladım.
Cemre "Hayırdır Songül?" dedi soran gözlerle.
Eylül güldü.
"Dertlendin mi?"
"Ya kızlar tatilden beri Güney'le konuşmuyoruz." dedim.
Cemre de farketmişti.
"Evet ya siz bu aralar hiç konuşmuyorsunuz."
Defne nihayet yorum yaptı.
"Songül böyle yaparsa konuşmazlar tabi."
"Ne yaptım ki?"
"Sürekli gözlerini kaçırıyorsun. Utanıyorsun.. biraz konuşkan ol."
Cemre Defne'ye katılmıyordu.
"Kusura bakma da Songül baştan beri böyleydi. O zaman kendine göre birini bulsun."
Eylül de Cemre'yi destekledi.
"Bu kız onun için kendini değiştiremez."
"Acaba mesaj mı atsam?" diye sordum. "Sonuçta en son o mesaj atmıştı. Belki de ben mesaj atmayınca konuşmak istemiyorum sanmıştır."
Cemre "Sen bilirsin. At istersen." deyince Eylül'le Defne'ye baktım soran gözlerle.
Eylül yorum yapmazken Defne "At tabi.." dedi heyecanla.
"Atıyorum o zaman." deyip telefonumı çıkardım.
'Güney merhaba.' yazıp gönderdim.
Defne çıkıştı.
"Merhaba ne ya? Nasılsın falan diye sorsana."
'Nasılsın?' yazıp attım ve cevap beklemeye başladım.
İnterneti açık olduğu halde görmemişti.
"Görmedi." diye mırıldanıp telefonu masaya koydum.
Eylül "Görür birazdan." dedi çayından bir yudum alıp. "Ya Defne geçen bir çanta beğenmiştik ya baksana indirime girmiş mi?"
Defne hemen telefonunu çıkardı.
"Bakalım."
Onlar sohbete dalarken benim aklım Güney'den gelecek mesajdaydı.
Eve gelince bir şeyler atıştırıp odama geçtim. Üstüme eşofmanlarımı giymiştim ki telefonun gelen mesaj sesiyle titredi.
Hızla telefonu kapıp mesajı açtım.
'Kusura bakma yeni gördüm mesajını. Arkadaşlarla dışardaydım da şimdi eve geldim. Sen ne yapıyorsun?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
FanfictionDilhun... Farsça 'içi kan ağlayan, kalbi yaralı' anlamlarına gelen bir kelime. Songül de böyle.. kalbi yaralı. Güney yaraladı kalbini.