4 ay sonra
Yaz tatili bitmiş okullar açılmıştı. Artık Songül'ler 11. sınıf öğrencisiydi.
Songül hala Güney'in Defne'den ayrılacağını umuyordu. Çünkü gerçekten Defne'yi sevdiğini düşünmüyor, aşkları ona inandırıcı gelmiyordu.
Fakat bugün yaşananların onu bir kez daha hayal kırıklığına uğratacağından habersizdi.
Hocanın gelmesini beklerken Cemre Songül'ün sırasına oturmuş onlara izlediği filmi anlatıyordu.
"Ya çok romantikti. Mutlaka izleyin kızlar."
Eylül:
"Ne aşklar var ya..."
Cemre:
"Ben de böyle bi aşk istiyorum."
Eylül:
"Ben de..."
Songül sessizce onları dinlerken yan sıradaki tek başına oturan Güney de ara ara onlara bakıyordu.
Cemre:
"Sen istemiyor musun?" dedi Songül'ün koluna dokunup.
Songül başını iki yana salladı.
"Yok.. aşk uzak olsun benden."
Eylül:
"Niye ya?"
Songül kendilerine bakan Güney'e ters bir bakış attı ve mırıldandı.
"Aşk pişmanlık bence."
*********
Dersin sonlarına doğru hoca hepsinden birer anı yazmalarını istemişti.Songül elini çenesine koyup düşündü. Ne yazabilirdi ki?
Sonunda aklına ailesiyle gittikleri tatilde yaşadıkları bir anı gelmiş ve onu yazmaya başlamıştı.
Herkes yazmayı bitirdiğinde hoca ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
أدب الهواةDilhun... Farsça 'içi kan ağlayan, kalbi yaralı' anlamlarına gelen bir kelime. Songül de böyle.. kalbi yaralı. Güney yaraladı kalbini.