32. Bölüm

412 72 17
                                    

Olcay:

"Songül..."

Songül:

"Yine ne oldu?" dedi bıkkınlıkla.

Olcay:

"İki dakika konuşalım mı?"

Güney sinirle yutkunurken Songül'ün olumsuz cevap vermesi için dualar ediyordu.

Songül:

"Güney'le konuşuyoruz gördüğün gibi."

Olcay:

"Bak ben bugün sana biraz kaba davrandım. Kusura bakma."

Songül:

"Önemli değil." diye geçiştirdi.

Olcay:

"Görüşürüz." diye göz kırpıp yanlarından ayrılırken Songül Güney'e döndü.

Songül:

"Güney..." diye derin bir nefes aldı. "Ben çok düşündün... gerçekten çok kırdın beni... Ama..."

Güney:

"Ama?"

Songül:

"Ama.. bize bir şans verebiliriz sanırım."

Güney algılayamamıştı.

"N.. nasıl yani?" dedi gözlerini kısıp.

Songül:

"Yani eğer sen de istiyorsan deneyebiliriz." diye gülümsediğinde Güney'in gözleri iri iri açılmıştı.

"İ.. istemem mi kızım? İsterim tabi."

Songül güldü.

"Tamam o zaman."

Güney:

"Tamam..." derken panikten ne yapacağını bilemiyordu. Sonunda akıl edip Songül'e sarılmak için kollarını açtı.

Songül gülümseyerek Güney'e sarılırken geri çekilmek yerine bir süre öylece kalmıştı Güney'in göğsünde.

Güney:

"Çok mutlu olacağız. Emin ol pişman olmayacaksın." diye fısıldadı Songül'ün saçlarına minik bir öpücük kondurup.

**********
Bir hafta sonra

Songül ve Güney bir haftadır beraber oldukça keyifli vakit geçiriyordu. Güney Songül'ün ona verdiği şansı iyi değerlendirmek için çabalarken, Songül Güney'e şans vermekle ne kadar doğru yaptığının farkındaydı.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin