Songül öğlen telefonuna gelen mesaj sesiyle gözlerini açmıştı. Mesaj Güney'dendi.
'Günaydın. Konuştun mu geliyor musun?'
Songül Güney'in mesajıyla uyandığı için gülümsedi. Gözlerini ovarak dikleşti ve cevap yazdı.
'Günaydın. Konuştum müsaitsen geleceğim.' dedi konuşmasa da inandırıcı olması için.
Güney anında geri dönmüştü.
'Müsaitim tabi.'
Songül saate baktı. Saat 12 olmuştu.
'İki saate gelirim. Konum atar mısın?'
Güney konumu göndermişti.
'Bekliyorum.'
**********
Songül kahvaltıdan sonra mutfağı toplayan annesinin yanına gitti."Anne.. ben hazırlanıp çıkacağım."
Gülay:
"Dersin yoktu hani bugün?"
Songül:
"Dersim yok da ödev yapmaya arkadaşıma gidiyorum."
Gülay:
"Kızım üniversitede ne ödevi?"
Songül:
"Grup çalışması. Bir salon projesi çizeceğiz de."
Gülay:
"Kimmiş bakayım bu arkadaş?"
Songül:
"Şey.. lisede vardı ya Güney o."
Gülay tek kaşını kaldırdı.
"Sen onunla küs değil miydin? Hem aynı sınıfta mısınız siz?"
Songül:
"Sonra konuşsak anne? Çıkmam lazım çünkü."
Gülay Songül'ün gitmesini pek istemese de Songül annesini ikna edip odasına hazırlanmaya gitmişti.
Dakikalar sonra Songül hazırlanıp evden çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
ФанфикDilhun... Farsça 'içi kan ağlayan, kalbi yaralı' anlamlarına gelen bir kelime. Songül de böyle.. kalbi yaralı. Güney yaraladı kalbini.