3 ay sonra
Dersten sonra kızlar sınıftan Sevda'yla alışverişe gitmişti.
Saatlerce dolaştıktan sonra yorgunlukla bir kafeye gittiler.
Cemre:
"Ne iyi yaptık ya. Ders çalışmaktan beynim yanmıştı artık."
Sevda:
"Aynen.. enerji depolamaya ihtiyacımız vardı." diye güldü.
Eylül:
"Şimdi bir dondurma iyi gider."
Songül:
"Kesinlikle.."
Dondurmalarını yerken Eylül ve Cemre kendi arasında konuşmaya dalmışken Songül aldığı çantayı inceliyor, Sevda da telefonuyla uğraşıyordu.
Sevda:
"Anlaşılan tek enerji depolayan biz değiliz." dedi gülerek.
Songül:
"Niye?"
Sevda telefonunu Songül'e çevirdiğinde ekranda Güney ve Defne'nin resmi görünmüştü.
Songül yutkunurken belli etmemek için burukca gülümsedi.
Cemre:
"Ne olmuş?" diye sorduğunda Sevda resmi kızlara da gösterdi.
İkisi de zoraki bir gülüş atarken Sevda daha fazla kendini tutamadı.
"Ya sizin Defne'lerle aranızda ne var? Küs müsünüz?"
Eylül:
"Pek anlaşamıyoruz diyelim."
Sevda:
"Ne oldu ki? Güney'le de konuşmuyorusunuz."
Cemre:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
FanficDilhun... Farsça 'içi kan ağlayan, kalbi yaralı' anlamlarına gelen bir kelime. Songül de böyle.. kalbi yaralı. Güney yaraladı kalbini.