5

100 10 0
                                    

Lucy cellatın yanına gelip pelerinini sıkı sıkı tuttu.

" Garip bir ses duydum, sende duydun mu?"

Cellat başını aşağı yukarı salladı. Lucy bu yerde nasıl yaratıklar olduğunu bilmiyordu. Açıkçası bu kadar çabuk karşılaşmayı beklemiyordu.

Mantarların arasında beliren garip bir yaratık gördüler. Lucy cellatın arkasından bakıyordu. Yaratık, yavaş adımlarla yanlarına geliyordu. Gün ışığına çıktığında Lucy gözlerini kocaman açtı.

" Ceylan! Yada.........değil....bilemedim...kulakları fil kulağına benziyor rengi gri değil gerçi.....o şey kuyruğu mu?! Tilki kuyruğuna benziyor!"

Lucy gözlerinden kalp fışkırarak ceylana doğru yaklaştı. Ceylan ilk geri geri adımladı ama Lucy'nin saçına takılmış yaprağı görünce geri gitmeyi bıraktı. Lucy ceylanın başını okşayıp kulakarına dokundu. O sırada ise ceylan Lucy'nin saçını kemiriyordu.

" Çok tatlı~  :)" (Y.N acaba saçının kemirildiğinin farkında mı?)

Arkada kalan cellat ise tip tip onlara bakıyordu. Ama yaklaşmıyordu. Lucy yanına gelmediğini görünce cellata döndü.

" Sen neden gelmiyorsun? Baksana çok tatlı. Yoksa...."

Cellat hızla başını sağa sola salladı. Lucy ise pis pis sırıttı.

" Korkuyor musun? Senin gibi ölmüş insanlara rehberlik eden biri tatlı bir ceylandan mı korkuyor?"

Cellat tepki vermedi. Lucy ise güldü. Ceylan'ın kulaklarını bırakıp kulağına fısıldadı.

" Bizi yukarı taşıyabilir misin? O kadar gücün var mı?"

Ceylanın kulakları aşağı yukarı hareket etmişti. Lucy memnuniyetle gülümsedi. Ceylan yavaşça ince bacaklarını kırıp yere oturdu. Uzun turuncu kuyruğu ileri geri hareket ederek sallanıyordu. Lucy dikkatle ceylanın sırtına bindi. Sonra bakışlarını cellata çevirdi. Yaklaşık 5 dakika boyunca birbirlerine bakmışlardı. Lucy cellatın bu fikri sevmediğini anlamıştı. Ama başka türlü o yere çıkmaları imkansızdı.

Lucy ceylanın arkasını hafif sıvazladı. Cellat hala dikiliyordu.

" Hadi ama! En fazla ne olabilir ki? İnat edip durma, yoksa seni arkada bırakırım."

Cellatın tek kaşını kaldırıp Lucy'ye bakışı ve " En fazla ne olacağını ben sana söyleyeyim! Mantarlar zehirli çıkıp bizi oracıkta zehirleyebilirler. Yada Ceylan yukarı çıkamadan geberip gider ve bizde onunla beraber yere kapaklanırız. Ve muhtemelen ölürüz ki ölme işi sana işlemez muhtemelen." dediğini farz ederken Lucy inadını sürdürdü.

Cellat en sonunda ceylanın üstüne binmişti. Lucy zaferle sırıtırken ceylana gidebileceklerini söyledi.

Ceylan ince bacaklarını kaldırdı. Lucy heyecanla olacakları beklerken cellat ecel terleri döküyordu. Ceylan hızla öne doğru fırladı ve iki adımda mantarın gövdesinde koşmaya başladı.

Lucy ağızından çıkan kahkahalara engel olamıyordu. Cellat ise kollarını sarkıtmış bir şekilde arkaya doğru düşüyordu. Lucy son anda onu tutmuştu.

" Hey hey hey! Uyan koca adam! Daha yeni başladık! Nasıl bu kadar kolay bayılabilirsin?!"

Lucy sesini duyurmaya çalışıyordu ama cellat çoktan nalları dikmişti. Lucy bir eliye cellatı bir eliylede aşağı düşmemek için ceylanın tüylerini tutuyordu.

Ceylan hızla ilerlemeye devam etti. Sonra kulakları birden hareket etti. Lucy uzaylı görmüşçesine gözlerini pörtletti.

Filden biraz daha küçük olan kulakarı iki kat daha büyümüştü. Ve ceylan havalanmaya başlamıştı. Lucy'nin şaşkın bakışarı yerini mutluluğa bıraktı ve çığlık attı.

" Biz geliyoruz! Seni devasa mantar!"




Şah Ve PiyonlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin