19

58 10 5
                                    

Cellat etraf karanlıklaştığında elindeki orağı ters çevirip bir çizgi oluşturdu. Çizgi giderek genişledi ve etrafı beyaz bir ışık sardı. Orağını geri kaldırıp açmış olduğu geçitten içeri girdi.

İlerledikçe sesler artıyor ve görüntüler beliriyordu. Büyük bir salonda genişçe ve sonu bilinmeyen bir masada oturan ölüm melekleri kendi aileleri hakkında konuşuyorlardı. Cellat sessizce yerine geçip oturdu ve çevresindeki cellatlara baktı.

Karşısında oturan azrail uzun gri tenli ve yapılı biriydi. Kaba biri gibi görünse de aslında içinde iyi kalpli biri vardı ve ailesini severdi. Aslında aileyi seven azrailler çok azdı geneli şu şekilde düşünüyordu;

Beni neden böyle düşündü ki? Neden böyle bir aileye sahibim! Onları korumak istemiyorum!...

Ve bunun gibi düşünceler, gri olan azrail ailesinden birinin canını aldığında büyük bir üzüntü hissederdi.

Cellat başını diğer tarafa çevirdi. Orada kötü bakışlı bir azrail elindeki kartlarla karşısındaki kişiyi köşeye sıkıştırmıştı. Koyu yeşil teni ve parlak gözleriyle çok gıcık olan bu azrail tabiki ailesinin düşündüğü görüşü ve huyu alıyordu. Bu tüm azrailler için geçerliydi. Her yeni bir üye için azrail görünüş veya huy değiştirirdi. Tabi bunun pek farkında olmazlardı.

Cellat, Lucy'nin ailesinden bazı görünüm ve huy edinmişti. Lucy'nin babası sessiz ve fazla konuşmayan biriydi. Anneside celladı pelerinli biri olarak düşünmüştü. Lucy ise onun yiyip içmeyen ve tuhaf bir görüntüsü olan bir şey olarak düşünmüştü. Laxus ise onu sabırlı ve sakin biri olarak...

Ve sonuç olarak karşılarına böyle bir sanatsal faaliyet çıktı.

Cellat kendisine sorulan sorulara yanıt veremediği için genel olarak onları dinliyordu. Aslında bu konuşmalar çok ilginç oluyordu.

" Benim küçük çocuk çok ilginç düşüncelere sahip, geçen beni duvara çizdiğini gördüm! Çok sevimli iki kanatla beraber."

Bazı çocuklar 6 yaşlarına kadar azrailleri görebiliyordu. Onun ailesinde doğan yeni çocuk onu görmüş ve onu kanatlı biri olarak düşünmüştü.

" Hey, gri! Gene neden üzgün görünüyorsun? Elinde ne var?"

Bu celladın karşısında oturan azraildi. Beyaz gözleri elindeki beyaz zambağa kaydı. Ailesinde yeni doğan çocuk ciddi bir hastalıktan dolayı hastanedeydi ve cellat onun başına başka yaratık ( veya azrail) üşüşmesin diye beklerken küçük çocuk son 2 saatini azraille konuşup, ona teşekkür etmek için bir zambak uzatmıştı. Yüzünde sevimli bir gülümseme vardı. Gri bunu onlara anlattı ve bazıları bu olaya sempati gösterirken bazıları hamurdanmış ve saçma olduğunu söylemişti.

Cellat bu olay anlatıldıktan sonra Lucy'nin kendisini ilk gördüğü zamanı hatırlamıştı.

Küçük bir kız karşısında gördüğü şeye bakıyor ve ağacın arkasından bir milim kımıldamıyordu. Oyun oynarken yere düşmüş ve elbisesi kirlenmişti, nerede olduğunu da bilmiyordu.

Cellat kendisine bakan ve ürkmüş gözlerle izleyen kıza baktı. Bu durumu düzeltmek için ona yaklaşmalıydı. Kitabında Lucy'nin yere düştüğü günün bugün olmadığı yazılıydı, bu durumda kendisi yere düşmemişti muhtemelen başka bir şey ona bunu yapmıştı. Bu yüzden Lucy'nin kaderini değiştirmeye çalışan bu kişiyi yakalayıp Lucy'nin bedenini düzeltmeliydi.

Cellat kemikli elini pelerininden dışarı çıkardı. Elinden siyah yuvarlak bir şey çıkmaya ve yavaşça şekil almaya başladı. Lucy'ye doğru dönmüş bedeni Lucy'nin zihninde en çok sevdiği şeyi gördü, elindeki minik küre şeklini aldı ve siyah kelebeğe dönüştü.

Lucy'nin gözleri büyüdü ve şaşkınlıkla kendisine doğru gelen kelebeğe hayranlıkla baktı.

" Vay! Bu çok güzel!"

Kız yavaşça ağacın arkasından çıktı. Ve kelebeği açtığı iki avuca kondurdu. Lucy kelebeğe hayranlıkla bakarken kelebek onun yaralarını yavaşça iyileştirdi. Lucy bunu hiç fark etmemişti, siyah kelebek yaraları iyileştirdikten sonra yavaşça baloncuklara dönüştü ve ortadan kayboldu.

Lucy kendisinden biraz uzakta olan cellata hayranlıkla baktı ve uzatılan eli tuttu.

" Bayım! Bayım! Siz büyü yapıyor musunuz? "

Cellat başını iki yana salladı. Lucy onun tam olarak ne olduğunu bilmiyordu ama onun yemek yemeyen ve insanlar gibi günlük ihtiyacı olmayan biri olduğunu anlamıştı, çünkü pelerinin içinde bir iskelet vardı.

" Siz insanları koruyor musunuz?"

Cellat başını olumlu anlamda salladı. Lucy yüzünde bir gülümsemeyle celladın elini sıktı.

" Beni eve bırakmak için mi geldiniz?"

Cellat başını yine olumlu anlamda salladı. Lucy ile yürümeye başladılar.

Bunu düşünen cellat toplantının başladığını belli eden sesi neredeyse duymuyordu.

Başını iki yana salladı ve odaklanmaya çalıştı. Bundan sonra kendisine ne olacağını öğrenmesi gerekiyordu. Şimdiye kadar yok olması gerekiyordu.

Neden hala yaşadığını bilmek istediği için toplantının bitmesini bekleyecekti.





Şah Ve PiyonlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin