Tony portallara alıştığını sanıyordu. Mavi bir portal laboratuvarına hamile bir kadını getirdiğindeyse, öyle olmadığını fark etmişti.Birkaç saniye önce önünde beliren kadına bakarken aklından çok fazla şey geçmiyordu.
Strange'in ani girişlerine alışkındı. Ama bu sefer portaldan çıkan kişi o değildi. Doğrusu, çıkmak kelimesinin durumu karşılamadığına emindi. Portal tam anlamıyla kadını fırlatmıştı.
Elini zırhını çağırmak için saatinin üzerinde tutarken, kadının da parmağındaki alyansı tuttuğunu fark etti. Bununla birlikte, sanki yeni fark etmiş gibi kadının şişkin karnına baktı. Hamilelikten anladığını kesinlikle iddia etmeyecekti ama, kadının karnı her an doğurabilirmiş gibi büyüktü.
"Bebeğimi incelemeyi bitirdin mi?" Garip bir şekilde kadının ses tonunda muziplik vardı. Sanki düzenli bir şekilde portallardan fırlatılıyormuş gibi sakindi. Tony hafifçe kaşlarını kaldırdı ve elini yavaşça saatinden çekti.
Onun hareketlerini gözünün ucuyla izleyen kadın da elini parmağındaki alyanstan çekmişti.
"Yani burada portalla belirmen normal bir şeymiş gibi mi davranacağız?"
"Neden, alışkın değil misin?" Kadının gözleri bir süre etrafta dolandı ve sonra yeniden ona baktı.
"Oysaki diğerleri normal karşılamıştı." Söylediklerinden bir anlam çıkarması gerekiyormuş gibi bakarken, Tony ilk kez kendisini odadaki aptal kişi gibi hissetti.
Birkaç saniyenin ardından laboratuvarının kapısı kulede yaşayan diğerleri tarafından kırıldığında ise, fikri çoktan değişmişti.
Muhtemelen onları çağıran Jarvis'ti. Nasıl bu kadar hızlı hazırlandıklarını sorgulamıyordu. Özellikle Natasha'nın savaşa giriyormuş gibi elinde taşıdığı ağır silahı görmezden gelecekti. Bazı zamanlar yastığının altında o silahla uyuduğunu düşünüyordu Tony.
"Bu sefer kimi hamile bıraktın Tones?" Tony'e gerek kalmadan Bucky Clint'e bir dirsek geçirdiğinde, adama daha sonra teşekkür etmeyi aklıma not etti. Çünkü o an daha büyük bir sorunu olduğunun farkındaydı.
Garip bir şekilde kadın içeri gelenlerden korkmuş gibi durmuyordu. Clint'in söylediği cümleye de aldırmış gibi değildi. Bakışları her birinde teker teker gezerken yüzünde garip bir gülümseme vardı.
Ve nedense, Tony aynaya bakıyormuş gibi hissediyordu.
"Hey, Natasha." Natasha ona seslenen kadına bakmak yerine doğrudan Tony'e baktı. "Onu tanıyor muyuz?"
"Laboratuvarıma fırlatıldı Nat. Sence tanıyor muyuz?" Natasha gözlerini hafifçe kısarken kadına döndü. Kim olduğunu çözmeye çalışır gibi gözleriyle kadını tararken, kadın da karnını hafifçe tutarak arkasındaki masaya yaslandı.
"Eğer sorsaydın söylerdim Nat. Bu konuşmayı bugün kaç kez yaptığıma sanırım inanmazsınız. Ben Natasha. Bunun size tanıdık geldiğini ise pek sanmıyorum." Tahmin ettiği gibi, hiçbirinin yüz ifadesinde bir değişiklik olmadı.
"Hiç değilse bu sefer bana saldırmaya çalışmıyorsunuz." Steve yüzünü buruştururken kafasını iki yana salladı. "Kim olduğumuzun farkındasın değil mi? Hamile bir kadına saldırmayacağımızı biliyor olmalısın."
Natasha gülerken morarmaya başlamış bileklerini Steve'e doğru uzattı. Hemen ardından, adama doğru göz kırpmıştı. "Kaptan Hydra pek öyle düşünmüyordu Rogers. Bu saatten sonra sana güvenebileceğimden emin değilim."