Steve bir çok şeyde iyi olabilirdi ama yalan söylemek konusunda kesinlikle değildi.
*Age of Ultron ve Civil War'ın hiç yaşanmadığı bir evren*
Steve'in odasında geçirdiği zamanlar hiçbirinin gözüne batmıyordu, hayır. Ama ortada bir şey döndüğünü anlamak için çok büyük bir zekâya sahip olmaya da gerek yoktu.
"Clint bile bir şeyler döndüğünü fark ettiğine göre, Steve kesinlikle bir şey saklıyor." Tony önündeki Clint'in huysuzlanmasını ve ona bir ajan olduğunu hatırlatmasını -dünya üzerindeki en iyi ajan olduğunu özellikle vurgulamıştı ki bu aynı anda hem Bucky'i, hem Natasha'yı güldürmüştü- dinlemiyordu.
Bruce elindeki iki kahveyle yanlarına geldiğinde elindekilerden birini Tony'e uzattı. "Siz de Steve'in şu ara ne kadar süt içtiğinin farkında mısınız? Az önce elinde üç büyük paketle odasına gidiyordu."
"Süt ve Steve? Ona ılık süt içirmek için ne kadar işkence çektiğimi anlattığım hikayeleri dinlemediniz mi? Steve süt içmez." Bucky cümlesini bitirdiğinde, karşı koridordan geçen Steve'i gördü. Orada olduklarını fark etmiş gibi değildi. Daha çok elindeki bir şeye bakıyor gibiydi. Bucky gözlerini kısarak ne olduğunu anlamaya çalıştı ama göremeden Steve gözden kaybolmuştu. "Ayrıca süper asker olabilir ama üç kutu sütü kimse içemez." Thor Bruce'u duymazdan gelip havalara bakındı. Asgardlıların daha çok süte ihtiyacı olması o kadar da anormal değildi?
"Belki de biriyle tanışmıştır?" Tony Natasha'nın tahminiyle sırıttı. "Ve büyümek için daha çok süt mü içiyor? Natasha adam yüz yaşında. Aşık olunca odalara kapanacağı zamanı çoktan geçti."
"Belki de depresyondadır? Şu sıralar onunla konuşan var mı?" Bruce'un sorusuna kimseden yanıt gelmedi. "Harika. Birbirimizden haberimiz bile y-" Odaya giren Steve ile birlikte Clint sözünü yarım bırakıp diğerleri gibi sarışın adama döndü.
"Steve depresyonda mısın?" Selam vermek üzere olan adam gelen soruyla birlikte Tony'e baktı. Yüzünde ne olduğunu anlamadığını belli eden bir ifade belirmişti. "Ne?" Natasha Tony'nin yeniden konuşmasına izin vermeden karnına dirseğiyle vurduğunda, adam acıyla inledi. "Tony ve şakaları. Değil mi Tony?" Tony konuşmak yerine yanında oturan Thor'un tarafına kaydı ve kadından uzaklaştı.
"Pekalaa." Steve mırıldanarak tekli koltuğa oturduğunda gözü garip davranan takım arkadaşlarında geziniyordu. Ortamdaki sessizlik bir süre sonra daha devam ettiğinde, Natasha Thor'a döndü. "Thor, eğer bir sorunun olursa anlatabilirsin biliyorsun değil mi?"
"Ne?" Natasha yandan Steve'in tepkilerini süzerken Thor'un sorusunu görmezden geldi. "Yani Jane ile bir sorunun olursa da anlatabilirsin. Loki'den bahsetmek istersen de dinleriz? Biz aynı takımdayız, birbirimize karşı açık olmalıyız değil mi?"
"Ama biz St-" Tony Thor'un açık vereceğini anladığında hızlıca araya girdi. "Hey Bruce, Natasha'ya ne zaman evlenme teklif ediyorsun?" Kahvesinden aldığı yudum boğazına kaçtığında, Bruce öksürmeye başladı. Tony ise ona ters bir bakış atan kadına omuz silkmekle meşguldü. Sonuçta durumu kurtarmıştı.
Tony'nin şanslı kişi seçtiği Bruce öksürmeyi kestiğinde, arkadaşına kıstığı gözleriyle baktı. "Mutluluğumuz ile ilgilenmen ne güzel Tony. Tıpkı gerçek bir takım arkadaşı gibi! Böyle bir şey olursa hepinize söyleyeceğime emin olun. Sonuçta biz bir aileyiz, birbirimizden sır saklamayız." Bruce'un ardından Tony, sonra Clint ardından Natasha ve Bucky takım olmanın ne kadar önemli olduğundan abartarak bahsetmişlerdi ve Bucky cümlesinin içinde yedi kez 'çünkü bir takım olmak bunu gerektirir' dediğine hâlâ inanamıyordu. Thor ise ne olduğunu anlamamaya devam etmiş, her konuşmaya çalıştığında araya biri girerek konuyu değiştirmişti.