9.Bölüm

793 83 31
                                    

Yorum yapmayı, beğenmeyi ve kanalıma abone olmayı unutmayın~ (*-*)

Ten temkinli bir şelilde Taeyong'a bakarken sarılıp sarılmamak konusunda çok kararsızdı. Cidden neden Haechan'nın aklına uymuştu ki sanki.
Ten endişeyle kıpırdanırken Taeyong yüzünde tatlı bir gülümseme ile Ten'i kolları arasına aldı.
"Seni çok özlemişimim~" dedi burnunu Ten'in boynuna gömerken.
Ten'in bütün gerginliği bir anda kabolup özlemle kollarını Taeyong'a sardı.

"Özür dilerim, sana söylemek istedim. Gerçekten istedim." dedi Ten.
Taeyong kollarını daha da sıkıştıp omuz silkti.
"Şu an tek umursadığım burada olman." dedi.

Arka fondan kusma ve öğürme sesleri geliyordu.
"İsterseniz sizi yalnız bırakalım hyung?" dedi Jisung hınzır bir şekilde.
Mark ise "GÖZLERİM KÖR OLDU!" diye bağrıyordu.

Jeno onlara gülüp kapıda kalan misafirlerini içeri davet etti.
Ten hyung dışında diğer üçünde maske ve şapka vardı.
Yurda giren çıkan gözetlendiği için bu iyi bir önlemdi.

"Eşyalarınızı ben alayım siz de içeri geçin." dedi Jeno sevecen bir şekilde.
Ikisi maskelerini, ceketlerini ve şapkalarını Jeno'ya verirken
pembe saçlı olan çocuk olumsuz anlamda başını salladı.

Arkadaşı onu dürtükleyip ağzını yüzünü açmaya çalışsa da kesinlikle kabul etmiyordu.
Hepsi birlikte salona geçtiler, Mark ise az önce gittiği tuvaletten henüz dönmüştü.
Misafirlerinin maskelerinin çıktığını görünce ise sevinerek içecek bir şeyler getirmeye gitti.

Salonda keskin bir sessizlik vardı. Yani Taeyong ve Ten ikilisi aralarında fısıldaşıp duruyorlardı ama kalanlar çıt çıkarmıyorlardı.
Jeno pembe saçlı çocuğun yanına oturup aralarında biraz mesafe bırakmıştı.

Jisung tekli koltukların birinde oturuyordu.
Diğer ikisi ise uzun bir koltuğa beraber oturmuşlardı.
Muhtemelen pembe saçlı çocuk ikilinin oturduğu koltukta kalan yere kolayca sığabilirdi ama nedense arkadaşı bunu kesinlikle istemiyor gibi görünüyordu.

Alanını koruyan bir aslandan farksızdı hatta bu yüzden pembe saçlı çocuk diğer uzun koltuğun en ucuna büzülmüştü.

Mark elinde tepsi ile geldiğinde ilk kez ortamdaki insanların yüzüne baktı ve şok geçirdi.
"Senin" dedi "Senin burada ne işin var?"
Herkes Mark'a dönmüştü pembe saçlı çocuğun aslan tipli arkadaşı pis pis sırıtarak ayağa kalktı.
"İzninizle benden söz ettiğini söylemeliyim." dedi.

Mark dehşet içinde tepsiyi masaya bırakıp çocuğa parmağını salladı.
"Uyarıyorum benden uzak dur." dedi.
Çocuk göz devirip elini beline koydu.
"Bu kadar zoru oynamanın mantığı ne anlamıyorum bu sahnede senin beni kaderin olarak görüp koşarak bana sarılman gerekiyordu."dedi.
Mark kaşlarını çatıp "Seni reddetiğimi çok net hatırlıyorum ben." dedi.

Haechan hınzır bir gülümseme ile Mark'a yaklaşmaya başladı
"Ben de burada olmaz özelde konuşalim dediğini sanmıştım." dedi dudaklarını büzerek.
Mark iğrenmiş bir şekilde geriledi
"Benim gibi bir şaheseri kaçırmak istemeyeceğini ikimizde biliyoruz Mark Lee." dedi Haechan.

Mark gittikçe gerileyip arkadaşlarına yardım istercesine baktı.
Ten daha fazla katlanamayıp Haechan'ın kolundan tuttu ve geriye çekti.
"Çok özür dilerim Mark, bu benim kuzenim Lee Haechan. Senin hakkında gereğinden fazla cürretkar oluyor özür dilerim." dedi ve Haechan'nın da boynunu eğerek "Sen de çok üzgünsüm değil mi, canım kuzenim?" dedi.

Haechan Ten'in tutuşundan silkelenip omuz silkti.
" Neden üzgün olayım, sevmek de mi yanlış? Hıh!" dedi ve somurtup yerine oturdu.

Çocuğun ismi Jeno'ya çok tanıdık geliyordu, sanki daha önce bu ismi Jaemin'den duymuştu ama umursamadı. Koredeki tek Haechan bu çocuk değildi ya.

Mark ise Haechan'a dik dik bakıp ondan olabildiğince uzağa oturdu. Arada bir Haechan'ın ona öpücük atması, göz kırpması gibi tacizlere maruz kalıyordu ama yapacak bir şey yoktu.

Ten hyung ayakta durmaya devam edip diğer ikisini de tanıttı.
"Bu da diğer kuzenim Huang Renjun ve Haechan'ın arkadaşı Na jaemin."
Jaemin'in adının duyulması ile herkes pembe saçlı çocuğa bakmıştı.
Jaemin sıkıntı ile maskesini ve şapkasını çıkarıp saygılı bir şekilde eğildi aynısını Renjun'da yapmıştı.

"Tanıştığımıza çok memnun oldum."dedi Jaemin ve kalkarken NCT üyelerine göz kırptı tabi yanına oturan Jeno bunu göremediği için şoklar içinde Jaemin'e bakıyordu.
Jaemin yerine oturup boğazını temizledi ve gergince Jeno'ya baktı.
Jeno bir şeyler söylemek istiyormuş gibi duruyordu. Ama şimdi ne yeri ne zamanıydı.

Jaemin başını hızlıca olumsuz anlamda salladı Jeno'ya.
Jeno ve diğer üyeler Jaemin'in bu davranışlarına anlam veremeselerde oyununu bozmayacaklardı.

Jaemin'in Jeno'nun fanı olduğunu bilen Jisung ise bütün olayı çakmış ve koltuğuna gömülüp iyice ortamı analiz etmeye başlamıştı.
"Bu uzun bir gece olacak." dedi içinden.

Bence de uzun olacak, akşama bölüm atamaya çalışacağım*3*

||ROCKABYE|| [Nomin/Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin