||ROCKABYE|| [Nomin/Jaeno]

14. Bölüm

Taeyong sudan çıkıp bonesini ile gözlüğünü de aynı anda çıkardı ve saçlarını salladı.
"Woah! Hyung mükemmel yüzüyorsun~" diye şakıdı Jisung.
Taeyong bilmiş bir şekilde gülümseyip saçlarını eliyle geriye attı.
Jisung Taeyong'un bu havalı davranışına karşın bir fan gibi çığlık attı.
"Woah Tae oppa çok yakışıklı" gibi ya da "Oppa kaslarına dokunmak istiyorum." gibi şeyler söyleyip ellerini çırptı.
Taeyong tamamlanan egosu ile sırıtıl Jisung'un saçını karıştırdı.

"Mark ve Jeno nerede?" diye sordu Jisung'un yanına otururken.
Jisung omuz silkip "Mark hyung acil bir işinin çıktığını söyledi, Jeno hyung ise basketbol oynuyor."dedi.

Taeyong kaşlarını çatıp havuza baktı.
Jeno son günlerde yurda bile gelmiyordu, menejer hyung skandal sonrası boşalan programın hıncını alırmışcasına Jeno'yu yoğunluk içinde boğuyordu.
O kadar çalışmaya halsiz düşer diye düşünürsünüz ama hayır bir de gece gece basketbol oynamayı huy edinmişti.

"Gece gelirse bana söyle olur mu? Ben duş alıp yatmaya gidiyorum."dedi Taeyong ayağa kalkarken.

Jisung gülümseyip barış işareti yaptı "Sen o işi bana bırak." dedi.

*
Jeno sırtından terler akarken topu bir oraya bir buraya sektirip sıçramaya topu potaya sokmaya devam ediyordu.
Yorulmak bilmiyor, soluklanmıyordu bile. Bütün manevralara çalışıyor ve sıçrıyor topu potaya tekrar tekrar sokuyordu.
Renjun Jaemin'in kolundan tutuyor.
Yana doğru bir savruluş.

Renjun dudaklarını Jaemin'in dudaklarına değdiriyor.

Kendi çevrende bir tur.

Jaemin ona karşılık veriyor.

Sıçra ve basket.

Jeno aklına dolan bütün düşünceler ile küfredip topu yere vurdu sertçe kendini ise sırtını tel örgülere yaslayacak şekilde yere.
Saçlarından ter sicim gibi süzülüyordu. Başını tellere yaslayıp gökyüzüne bakmaya başladı.
Çok geç kalmıştı, kalın kafasının Jisung'un söylediklerini idrak etmesi o kadar uzun sürmüştü ki yetişememişti.
"Lanet olsun." diye fısıldadı ve dizlerini kendine çekip kafasını da dizlerine gömdü.
"Lanet olsun." dedi tekrar sesi çatlamış gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Şu sıralar her zaman olduğu gibi.

*
Jeno yurda geldiğinde yorgunluktan ölüyordu ağladıktan sonra tekrar hırslanmış ve bir kaç saat daha oynamıştı. Neredeyse sabah olmak üzereydi ama Jeno yurda henüz dönebilmişti.
Hızlıca banyoya girip bir duş aldı ve olduğu gibi kendini yatağına bıraktı.
Tam uykuya daldığı anda sırtına inen şaplak ile irkilip kalktı.

"Saat kaç olmuş daha yeni mi geliyorsun?" diye bağıdı Taeyong arkasında Jisung ve gözlerini ovuşturan Mark vardı.
Jeno yüzünü buruşturup "Git başımdan hyung." dedi.
Taeyong'un sinirden elleri kaşınıyordu.
"Bak Jeno derdin ne bilmiyorum ama senin kendine yaptığın bu saçma sapan ceza bizim senin için edişlenmemize neden oluyor ." dedi ellerini beline koymuştu.

"Endişelenmeyin bütün programımı tam uyguluyorum." dedi Jeno umursamaz bir tavırla.

Taeyong parmakları ile şakaklarını okşayıp.
"Bana bak gerizekalı." dedi.
"Yarım saatlik uykuyla tamamladığın program umurumda bile değil, kendine eziyet çektirmen ise beni çileden çıkartıyor. Bana bunu yapmaya hakkın yok! Senin hakkında endişe etmekten kendi hayatıma doğru düzgün odaklanamıyorum. Sorun Jaemin ise konuşup çözün yoksa ben ikinizi de sürükleye sürükleye getirip barıştırırım."

Jeno göz devirip ses çıkarmadı.
Taeyong sinirle nefes verdi ve ayaklarını vura vura odasına gidip kapıyı çarptı.

Mark Jeno'nun kafasını ayağı ile dürtükledi.
"Taeyong hyung sana küstü biliyorsun değil mi? Artık mahşer gününe kadar barışmayı beklersin." dedi.
Jeno Mark'ın ayağını itekleyip oflayarak doğruldu ve oturdu.
"Hiçbir şeyi doğru yapamıyorum. Tae hyung'un bana olan sevgisini bile hiçe sayıyorum, napıcam ben?"

Mark Jeno'nun yanına oturup kolunu arkadaşına doladı.
"Seni bu hale sokan gerçekten Jaemin ise onunla konuşman lazım dostum. Üstelik seni özlüyorum artık kafanı toplayıp aramıza dönsen iyi olur." dedi.
Jeno gülümseyerek baktı Mark'a.
Jisung ikisine bakıp dudaklarını dişledi ve yavaş yavaş Jeno'nun karşısına gelip önünde çöktü.

"Hyung, çok özür dilerim! Hepsi benim yüzümden sana onları söylememeliydim." diye sıraladı.
Jeno şok içinde Jisung'a baktı ve saçlarını karıştırdı.

"Saçmalama sen her şeyi fark etmemi sağladın, üstelik bana göz kulak olmak için geceleri sahaya gelip beni gözetlediğini biliyorum." dedi.
Jisung utanmış görünüyordu.
"Sonuçta hepsi benim suçumdu." dedi. "Bu kadarını da yapmam lazım."

"Aigoo~ bizim bebeğimiz büyümüşte bize göz kulak oluyormuş." dedi Jeno ve Jisung'u aralarına çekip Mark ile gıdıklamaya başladılar.

Geceniz güzel geçer belki diye attım, önceki bölüm için özür olsun bu. :)