bölüm 15

87 14 4
                                    

Okuyun bakalım bombeler vaar😍 yorum yapmayı unutmayınn. Sizin yorumlarınıza göre hareket edicemm.

Sibel ortalıklarda yoktu. Oysaki bana geleceğini söylemişti. Hoş bende gelmesini istemiyordum. Mutlu olmuştum. Hocayı bir müddet dinledikten sonra herkes çadırlarını kurmaya başladı. Biz Didem ile İlyas'ta Mustafa ile kuruyorlardı. Didem zemini serdi ve kocaman cubukları gecirmeye basladı. İki çubuğu çaoraz şekilde yaptık. Şimdi sıra üst kısımdaydı. Didem kurduğumuz yerin içine girip "üzerime ört ben içten bağlicam sende sabitle" dedi. Kafa salladım. Didem bir müddet uğraştıktan sonra bi tarafını bağlamıştı. Soluk soluğa kalmış bir vaziyette bana:

-Kızım bu çok zor bee

-Yaparsın sen Didomm.

-Tabii.

Gururlu bir sekilde içeri girdi. Girir girmez BUUUM. Yaptığımız herşey didemin üzerine devrildi. Kahkahalarla gülerken didem çadırım örtüsüne sarılmış şekilde boş gözlerle bana baktı.

-Komik mi melis yaa?

-Tamam tamam. Ama cidden komik ya.

-Bastım kahkahayı. Mustafa ileriden bize geldi.

-Napıyosunuz kızlar?

Didem cadırın yeşil örtüsünü bir elbise gibi yapıp manken pozu verdi.

-Hiç mustafa yeni elbise mi deniyoruz sen napıyosun?

-Yeni elbisen çok güzelmiş Didem. Bayıldımm.

-Salak çocuk ya. Gel dikilme yardım et bize.

Kafa sallayarak bize yardım etmeye başladı. Etrafıma bakındım İlyas yoktu. Sahi neredeydi o. Sonra didem ve mustafaya döndüm. Yakışıyorlardı. Birbirleri için yaratılmış bile diyebilirim. Didem bana İlyas'ı yakıştırıyosa bende ona Mustafa'yı yakıştırırdım. Hemen lafa girdim.

-Vallahi yuvayı dişi kuş kurarmış didem. Size mutluluklar.

-nE?

-Diyorum ki pek bi tatlısınız.

Mustafa pür dikkat bizi dinliyordu. Sahi bu çocuk bi tepki verirdi niye susuyordu ki?

-He Melis he ondan.

-Tabiki ondan. Hadi siz biraz çalışın geliyorum ben.

-Kaç zaten burayı bana bırak kaç. Açım zaten Melis valla seni yerim.

Bende kaşlarımla mustafayı işaret ederek.

-Sen beni değil başkasını ye

Dedim ve koşar adım ikisini yalnız bırakıp gittim. Göl kenarına 0 bir ormandaydık. Çok güzeldi. Bizde normal çadırlardan biraz uzak bir yere konuçlanmıştık. Gölün hemen kıyısına. İlyas'ı aradım.

Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor. Lütfen sinyal sesinden sonra.....

Endişelenmedim değildi. Az önce çadır kuruyordu. Nereye gitmişti ki? Belki ormana odun toplamaya gitmiştir diyerek ormanın içine doğru baktım. Ama göremiyordum. Seslenmek istesem de bir şey demedim. Sonuçta yanlış anlaşılabilirdim. Biraz daha ortalıkta gezindim. Motoru buradaydı. Didem ve mustafaya baktım oturmuş birşeyler atıştırıyorlardı. Yanlarına yaklaştım ve yefe oturup bağdaş kurdum.

-İlyas nerede? Mustafa gördün mü onu.

-Hee göle gittiydi gelir şimdi.

-Eminmisin ya uzun zamandır yok.

Didem hemen söze girdi. Boş yapıcağı belliydi.

-Ne o sen endişelendin mi?

-Didem sende birden yok olsan endişelenirim. Yani hemen bişey arama.

Öyleydi. O veya Mustafa olsa ben endişelenirdim. Panik atağım vardı benim. Canım tezdir,duramam.

-Ay taman be bişey demiyorum. Gelir şimdi merak etme. Al sen şu poğaçadan ye. Geçer herşey. Mis gibi olmuş.

Gülerek elindeki poğaçayı aldım. Ve bir ısırık aldım. Mmmmm çok güzeldi. Ellerine sağlık anneem. Biraz daha vakit geçmişti. Ama ilyas hala yoktu. Neredeydi bu çocuk?

-Mustafa eminmisin bisey olmadığına baksana gekmiyo hala

-Aslında bende merak ettim ben bir bakayım geleyim.

Kafa salladım. Yanımızdan kalktı. Bir 20 dakika sonra falan geldi.

-İlyas ortalıklarda yok. Telefonuda çekmiyo ya da kapalı.

-Ben dedim işte bişey oldu biliyorum.

Didem omzuma elini koydu.

-Kanka bi sakin ol koskoca çocuk nolucak.

Derken telefonuma bir msj geldi.

İlyağs:

Ayayayayyy neler oluyooor?
Vote vermeyi unutmayın canlarım. Desteğinize ihtiyacım var😘

ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin