bölüm 16

79 14 18
                                    

Hadi bakalımmm. Yorumlarınızı bekliyorum.

İlyağs: ormanın içindeyim gölün kıyısından yürü ileride sandalye var oraya gel.

Tuhafıma gitsede ona güveniyordum. Bizimkilere döndüm

-Ben de bir bakayım

-Kanka saçmalama tek başına ormanın içinde ne yapacaksın?

-Göl kıyısından yürücem didem merak etme.

-Bizde gelelim.

-Gerek yok gelirim hemen.

-Peki. Çabuk dön.

Koşarak msjda anlattığı yere gittim. Kimsecikler yoktu.

-Vayy vaaay vaaayy kimler gelmiiş.

Arkamı döndüğümde şok olmuştum. EMRE? dur bi dakika o burayı nereden bul.. ah salak ben tabikide Sibel söyledi. Derken sibelde arkasından geldi.

-Siz ne yapıyosunuz burda

Kahkaha atarak bana cevap verdi.

-Sevdiceğini buluyoruz Melis

-Nerde İlyas naptın ona.

Eliyle bir yeri işaret etti. İlyas ordaydı. Bi kaç kisi başında duruyordu. Onu... dövmüşlerdi.

-Hiç sadece oyun oynadık melis. Ama o oyun bozanlık yaptı bizde oyundan çıkarttık onu.

Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Hepsi benim yüzümdendi. Dokunduğum herşey mahvoluyordu.

-İğrenç birisin bırak onu hemen.

-Bırakmazsam nolur.

-Emre bu kadar abartacağını düşünmedim. Yaptığın insanlığa sığmaz. Sen nasıl biri oldun böyle. Seni sevdiğim güne nalet ediyorum ve sen Sibel. Yazıklar olsun. Tam bir sürtüksün.

Sibel bir adım öne atıldı.

-Bak kızım bu dünyada kimseye güvenmiceksin. Annene babana bile. Ama sen küçük saf bir veledsin. Ve emreye gelirsek. O benim sevgilim.

-Ikinizdende tiksiniyorum.

Koşarak İlyasin yanına gittim. Kendinde değil gibiydi. Bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama söyleyemiyordu.

-İlyas duyuyormusun beni İlyass.

-M- Melis.

Zar zor söylediği kelimeler ağlamama sebep oldu.

-Burdayım İlyas bekle gidicez.

-Melis git. Git.

-Seni bırakmam salak.

Ağlayarak bunları söylemiştim. Canım çok yanıyordu. Hemen didemi aradım. Derken elimde ki  telefonu birden biri aldı. Şansım o ki didem açmıstı.

-DİDEM GÖLÜN SONUNA GELİN OTURAK...

Telefonumu emre kapatmıstı.

-Ne o minik aşığımız yardım mı çagırıyor?

-Bırak bizi gidelim. Bu yaptığın suç. Adam kaçırma. Sen kendini ne sanıyorsun?

-Hahahaa kızım takan kim? Ve şimdi sıra sende. Beni dövdürmek neymiş göstericem sana.

İki kolumdan birileri tuttu ve Sibel karşıma geçti.

-Demek sen bana sürtük dersin ve sevgilimi dövdürürsün Melis hanım?

-Evet sürtüksün. Hemde evrensel bir sürtük

Tam vuracaktı ki Didem üzerine atladı. Beni duymuştu. Kahramanım bu kız. Mustafa ve 3 çocuk da emrelere daldı. Emreler 3 kisi mustafalar 4 kisiydi.

-Sen kimsin oros** çocuğu benim kankamı döversin?

Güzel bir dayak atıyordu. Bende hemen İlyas'ın yanına gittim. Bağlı olduğü yerden çözdüm.

-İlyas cevap ver bana lütfen cevap ver.

Kafası ve burnu kanıyordu. Yan tarafa gözüm kaydı. Sopa! Onu sopayla mı dövmüslerdi?

-İlyas bak gitme nolur gitme. İlyas kendine gel lütfen.

Göz yaşlarıma hakim olamıyordum. Benden bagımsız akıp gidiyorlardı. Didem sibeli bir güzel benzetti. Bu sırada hocalar geldi.

-Hocam İlyas kötü durumda.

Diyerek ağlamaya devam ettim. İlyasın ağzından sadece şu kelimeler döküldü.

-Melis ben..

Gerisi yoktu. Kafası kucağıma düştü. NE OLMUŞTU ŞİMDİ?

Ayyy heyecanladım kızz. Sizce ne oldu?

ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin