Jimin duyduğu sözlerle hemen sağ elini ağzına götürdü, böylece dudaklarını Jungkook'tan korumuş olacaktı.
Jungkook yaptığı şeye kaşlarını çatıp ona kötü kötü baktıktan sonra kafasını geri atıp garip sesler çıkardı. "Hadi ama! Çocukluk ediyorsun."
Jimin kafasını olumsuz manada salladı.
"İyi, ben de seninle çocuk olurum o zaman."
Jimin, neyden bahsettiğini anlayamadan Jungkook üzerinde dikleşti ve karnına oturdu. Ellerini ağzını kapattığı eline götürüp çekiştirmeye başlamıştı. "Çek... Elini!"
"I-Ih!"
Jungkook tüm gücüyle Jimin'in elini çektiğinde bedenini de yukarı kaldırmıştı. Kuvvetli bir tutkalla yapıştırmışlar gibi bir türlü çekmiyordu elini ağzından.
"Bırak!" Jungkook korkutucu olmak için gözlerini kocaman açıp bağırdı.
Fakat bu pek işe yaramamış, Jimin'den yine aynı yanıtı almıştı: "I-Ih!"
Jungkook daha çok sinirlenirken Jimin'in elini bıraktı. Bırakmasıyla birlikte hızla koltuğa geri düşmüştü.
"Sen beni öpmüştün ama!"
Jimin sinirlenmeden edemedi. Elini ağzından çekip "Ben seni sevdiğim için öpmüştüm!" diye bağırdı.
Jungkook fırsattan istifade ellerini ellerine kenetleyip yeniden üzerine eğildi.
"Peki söyler misin, ben seni neden öpmek istiyorum acaba?"
Jimin soruyla sertçe yutkundu. Çaktırmadan birkaç santim uzağındaki kiraz rengindeki dudaklara bakmıştı. Sonrasında ise yeniden yutkunup gözlerini iri gözlerine çıkarmıştı.
"Ben... Ben ne hissettiğini nereden bileyim?!"
"İşte!" dedi Jungkook, duymak istediği şey buydu. "Benim ne hissettiğimi nereden bileceksin ki? Ya senden gerçekten hoşlanıyorsam..?"
Jimin birkaç dakika sessizce onu izledi. Jungkook da merakla ne diyeceğini bekliyordu.
"Çişim var."
Jungkook hayal kırıklığıyla sesli bir nefes verdi. Hadi ama dercesine ona baktığında Jimin sadece omuz silkmişti.
"İyi." diye mırıldanıp üzerinden kalktı. "İşini hallettikten sonra konuşmamıza devam edeceğiz ama."
Jimin umursamazca kafasını sallayıp hemen koltuktan kalktı ve kapıya doğru yürüdü. Arkasına döndüğünde elleri belinde, sinirli sinirli kendisine bakan Jungkook'u görmüştü.
Yüzüne yaramaz bir gülümseme yerleştirip dilini çıkardı. "Çok beklersin!"
Jungkook her şeyi anladığında "Jimin!" diye bağırıp koşmaya başlamıştı.
Ama Jimin çoktan banyoya girmiş, kapıyı da ardından kilitlemişti.
"Jimin aç kapıyı."
"Bana ne! Üzerime gelmeseydin!"
"Ya çocuk musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love is in Montmartre ✔︎
FanfictionJimin ve Jungkook yedi yaşlarındayken birbirlerine söz vermişlerdir: Jungkook dünyadaki tüm kötülüklere karşı Jimin'i koruyacak, Jimin de Jungkook'a tüm sevgisini verip sonsuza kadar onun yanında kalacaktır. Jimin, tam on dört yıl sonra Jungkook'u...