*Joe Dassin - Et Si Tu N'Existais Pas
Bölümde türkçesini kullandım ve şarkıyı da medyaya koymak istedim çünküüüü çoook sevdiğim bir şarkıdır kendileri. Siz de seversiniz belkiiii
2023 Edit: buraya çok uzun bir açıklama yazmışım Jungkook'a karsi bu bölümde başlayıp devam eden küfürler hakkında. Hakaret içeren yorumu silip o useri da engellicem falan demişim. Ne sensitive biriymisim nasıl triggerlanmisim nsixjsidnsjdk
istediğinizi söyleyin arkadaşlar ama bildirimlerimde sürekli teamjimin vs şeyler görmek de istemiyorum yani 😭 fazla takılmayın fluff da olsa sememiz azıcık puştluk yapıcak işte biliyonuz. çocuklarım arasında ayrım yapmayin yani kalbim kırılıyor
İyi okumalar 💓
~~~
Jimin gözlerini televizyondan çekip saate baktı, gece yarısına yaklaşmıştı. Seslice oflayıp yorganını kolunun altına sıkıştırdı.
Jungkook'a erken gel demesine rağmen hala daha gelmemişti ve bu Jimin'in canını yakıyordu.
Normalde olsa bu saate kalmadan çoktan uyumuş olurdu ama onu düşünmekten gözüne uyku girmiyordu.
Bir süre daha bekledikten sonra dış kapının açılma sesini duydu. Hemen televizyonu kapatıp gözlerini yumdu ve sessiz olmaya çalıştı.
Jungkook salonun ışığını yakmış, ayakkabılarıyla ceketini çıkardıktan sonra kapının önünden Jimin'e bakmış ve odasına gitmişti.
Jimin o gittikten sonra koltuktan kalkıp ışığını açık unuttuğu salona baktı. Ne halde olduğunu her şeyden daha çok merak ediyordu ama eğer odasına gidecekse iyi bir bahanesi de olması gerekirdi.
"En azından geldi" diye düşünerek geri uzandı. Gözlerini kapayıp daha fazla Jungkook'u düşünmemeye çalışarak uykuya dalmayı bekledi.
~~~
Jimin ayağını yorgandan kurtarmaya çalışırken biraz fazla uzağa attı ve yere kapaklandı. Yüzüstü düştüğü için dizleri çok kötü acımıştı.
Sesli bir şekilde oflayıp yerden kalktı. Yorganını kenara savurduktan sonra gözünün önüne gelen saçlarını sinirle geriye atmış, banyoya gitmek için oturma odasından çıkmıştı.
Tam kapıyı açacakken Jungkook'un kapıyı açmasıyla düşecek gibi oldu, neyse ki son anda ona tutunmuştu.
Kendini toparladığında Jungkook'un sadece beline sardığı bir havluyla olduğunu fark etti. Hızla bir adım gerileyip "Çıplaksın!" diye bağırdı.
Jungkook pek keyifli gibi görünmesede kısa bir anlığına tepkisine gülümsemiş ve "Banyodan çıktım ya hani..?" demişti.
Jimin söylediği şeyle etrafı incelemeyi bırakıp gözlerini gözlerine çevirdi.
"Anladım herhalde! Sadece... Bir anda ağzımdan çıktı."
Jungkook ne yapacağını bilemediğinden elini ensesine atıp kaşıdığında Jimin'in gözleri yavaşça boynuna doğru kaydı. Gördüğü şeyle gözlerini kısmış, işaret parmağını oraya doğrultarak "O ne?" diye mırıldanmıştı.
Jungkook merakla elini gösterdiği yere dokundurdu.
"B-Ben... Giyinmeliyim."
Yanından aceleyle geçtiğinde Jimin sertçe yutkunup ellerini yumruk yaptı. Ona bakmadan, çoktan dolmuş olan gözleriyle "Ben çocuk değilim!" diye bağırmıştı.
Jungkook sözleriyle durdu.
Arkasını dönme cesaretini kendinde bulduğunda Jimin kapısını çarparak banyoya girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love is in Montmartre ✔︎
FanfictionJimin ve Jungkook yedi yaşlarındayken birbirlerine söz vermişlerdir: Jungkook dünyadaki tüm kötülüklere karşı Jimin'i koruyacak, Jimin de Jungkook'a tüm sevgisini verip sonsuza kadar onun yanında kalacaktır. Jimin, tam on dört yıl sonra Jungkook'u...