ARAYIŞ 1. BÖLÜM

64 11 0
                                        

1. BÖLÜM


"Bu Dünya ne kadar karanlık? Bu Dünya ne kadar berbat? Bu gerçek olan Dünya'nın varlığını var kılan bizden bir başkası mı? Bilmiyorum. Yarattıklarımız ve yaratılacaklar nasıl bir savaşın ürünü? Sadece yok etmek için mi var ediyoruz?"

Kapalı gözlerini açtığında, cam bir bardağı seyrediyordu. Büyük, yaşlı ve güçlü elleriyle bardağın üzerine bastırarak:

-Ne içiyorsun? Dedi barmen.

Bir an ürktü Ahmet, nefesini içine çekti ve sessizce:

-Viski.

Duvarları simsiyah, üzerinde insanların hatıra bırakmak için ispirto kalemiyle yazdığı, isimler, şiirler, kalp içinde harfler ve siyasi simgeler içeren, çizimlerin var olduğu, küçük bar kısmı ve eskimiş sandalye, masa takımlarından oluşan, birkaç kanepe bile bulunduğu oturma bölümleriyle karanlık olan bir bardaydı. "Bu barda ne işim var?" Bilmiyordu. 

Viskisini yudumlaya başladı. "İnsan ne yaptığının farkına varamaz bazen. Bazenleri hep böyledir. Yaptığının farkında olmadan, yürür ve kapısı açık olarak gördüğü yerlerden birine girip, o an yapmak istediğini yapabilirsin" Kapı açıldı, onun dikkati çeken, kapı gıcırdamasına karşın, kapıya yöneldi. Kalbi hızlanmaya başlamıştı. Bu anı defalarca yaşamış olmalıydı. Kısa, siyah ve küt saçları olan, uzun boylu bir kadın girdi içeri. Adeta gözlerinin içi parlıyordu kadının. Giyindiği beyaz elbise, barın karanlığı içinde kadını ışıl ışıl yapmıştı. Başı dik, ciddi, ve kendinden emin adımlarla Ahmet'e doğru yürüdü ve yanına oturdu. Kadın:

-Kimsin sen? Dedi. 

Ahmet'in heyecanı artmıştı. Kalp atışları, o kadar hızlanmıştı ki, kafasının içinden, ayak parmak uçlarına kadar hissediyor gibiydi. Garipti içindekiler. Bir ses, son zamanlarda yaşanan olaylarla bir bağlantısı olduğunu söylüyordu. Fakat ondan başkası duymuyordu bu sesi. Kadının gözlerinin içine baktı:

-Kimse. Dedi.Kadın tebessüm ederken, Ahmet'in viskisini eline aldı, ayağı kaldı.Ahmet'in kulağına yaklaşarak fısıldadı:

-Benimle gel. 

Bar kısmına en uzak olan kanepelerin bulunduğu bölüme doğru yürümeye başladılar. Adeta konuşurken verdiği nefes, Ahmet'in içine işlemişti. Büyülenircesine ayağa kalktı ve cinsel dürtülerini harekete geçiren o kokunun peşine takıldı. Gözleri kapalı olsa dahi, aynı hizada hiçbir yere çarpmadan, onu takip edebilirdi. Kapıya ve bar kısmına en uzak bölümdeki kanepeye bıraktı kendini. Ahmet, bütün hareketlerini, gözlerinin kırpıp açmasına kadar seyrediyordu. Onu bu kadar etkileyen neydi?

Anlamış değildi. İçinde, anılarla yoğrulmuş bir adam yatıyordu. "Her şey bu olmamalı..." 

"Gerçek aşk ile yoğrulmuş bir beden de, sevişmeyi özlemle isteyen bir adam gibiyim. Onu elde etmek için, en güzel şiirleri yazabilirim, hatta en nursuz yüzsüzlükleri bile yapabilirim." Düşünürken bu anlamsız sözcükleri kadını seyretmeyi sürdürüyordu. Kadın alımlıydı ve asil bir yan görüyordu Ahmet onda. "Ne ne işi var bu kadının burada? Benim için mi geldi?". Bu kadar bir birinden farklı duyguları söylerken içindeki adama, kadının viski bardağını havaya kaldırdığını gördü. Kadının el işaretine paralel dikkatli gözleriyle, barmene döndü birden, barmen "tamam"dercesine kafasını sallıyordu. Tekrardan kadının gözlerinin içine baktı.Yavaşça yaklaştırdı, kadının kulağına dudaklarını. Konuşmuyordu. Dili damağı tutulmuştu sanki. Tam yutkunurken, barmen gelip bardağı masanın üzerine bıraktı. Bir an irkildi. Barmenin arkasından baktı ve garip bir şekilde kadına geri döndü. Kadın gülümsüyor ve saniyeler içinde ki bu gelişmelerde sabrediyordu. Ahmet kadının sabrı kırılmadan başladı konuşmaya:

ARAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin