Yırtıcı bir hayvanın, yaşam alanına müdahale edildiğinde, kendini savunmaya alır. Korktuğundan, önce dişlerini gösterir. Karşısında duran düşmanı, korkup kaçmıyorsa, kendine özgü sesiyle hırlar ya da kükrer.Kendine ait olanları, mesela yiyeceğini alacağını hissederse karşısındakinin, canı pahasına dahi olsa savaşır. Ancak, bunu hayvanlar, en vahşice de olsa, masumlukları ile yapar. Çünkü düşünmez. Bu yaptığı eylem tamamen, içgüdüseldir.
Hayvanlardan bile fazla vahşileşebilir, modern Dünya'nın, modern çıkarlarını korumak isteyen insanoğlu... Hele bir de söz konusu olgu bireysel çıkarları ise... Ki o insan, kendi çıkarları için hükmetmeye, sömürmeye ve yok etmeye alışıp, sürekli hale getirmiş ise; Elinde olanları, ondan alıp herkese bölüştürmek isteyen, en savunmasız insandan bile korkar. Bunu karşısındakinin, bırakın yapmasını, düşünmesi bile onu çıldırtır. Ve korkar. Korktuğunda, vahşiliğin bir maskesini giyer kötü tiyatronun figüranı, canavarlaşır. Bu canavarlığı, kötü tiyatronun senaristleri, daha o çocukken öğretmeye başlamıştı ona.
Ahmet'ten korkuyorlardı kötü tiyatronun senaristleri. Yapabileceklerini, belki Ahmet'ten daha çok düşünüyorlardı. Onu öldüremedikleri, 2023 kadar ona muhtaç oldukları için, titriyorlardı onun karşısında. O yüzden bu zulüm, işkence ve tecrit sürüyordu. Diğerlerini bulabilmek için, konuşturmaya çalışıyorlardı onu. Başlarda onun bedenin de deneyler yaptılar. Her ne kadar geleceğin teknolojisine sahip olmasalar da, zihninin içine girmeyi planladılar. Doğa üzerinde ki solucan deliklerinin koordinatlarını arıyorlardı. Gelecekle irtibata geçip, iyilerin tüm yollarını tıkaya bilmek için. Ahmet'in zihninde, genlerinde, bulabilecekleri her yere baktılar teknolojik imkanları yettiğince. Yalnız, omuriliğine yerleştirilen sıvının vücudundan çıkarılmasıyla, zihin özgürleşmiş idi. Ve bu özgürleşme evrimi hızlıca tamamlanırken, bazı genetik değişimlerle zihninde kaybolmuştu numaralar. Aynı sıvıyı, omuriliğine yerleştirmeyi planladır. Bu imkansızdı... İkinci kes aynı şeyi denerlerse Ahmet'in ölümüne sebep olabilirlerdi. Yerini tespit edebilen, gerektiğinde zihnine müdahale edebilen bir sıvıydı bu. Fakat ikinci kes aynı bedene konduğunda, büyük sorunlar çıkartabilirdi. 2057' ye kadar, eski dünya da ne yaşamışsa Ahmet gerektiğinde ulaşabiliyorlardı. Önceleri ihtiyaçları yoktu çünkü bütün planları 2013'e kadar tıkır tıkır işlemişti ve o numaralara artık ihtiyaçları vardı. Ellerinden geleni yapmalılardı. Çünkü dışarıda her şey istedikleri gibi gitmiyordu. Ya da daha fazlasını istiyorlardı. Deniz'in ve diğerlerinin gelecekten gelip duruma müdahale etmesi onları oldukça korkutmuştu onları. Dişlerini gösterip hırlamaya da çoktan başlamışlardı. Gelecekten gelen bu sıvıyı paralel evrenler arası yolculuğu yapmadan önce bu berbat Dünya'yı kurmak için 2057'den gelirken yerleştirmişlerdi bunu Ahmet'in omuriliğine ve böyle başlamıştı yolculukları. Fakat elinden son lokması alınmış vahşi bir hayvan gibi çaresizlerdi Ahmet'in karşısında. Üstelik Ahmet onların elinde tecritte olmasına rağmen. Ve her gördüklerinde korkuyorlardı Ahmet'ten onun zihninde kileri öğrenmek için uşaklar kullanıyorlardı Kötü Tiyatronun Senaristleri...
Dışarıda ki düşmanları ise, ruh gibi hareket ediyorlardı. Onları hala bulamamışlardı. Onları bulmalarının tek yolu, Ahmet'in yapacağı konuşma olacağını, kendilerine şartlamışlardı. Bu bir hataydı ve bu hata Ahmet'in yoldaşlarını, onların iki, üç hamle önünde hareket ettiriyordu. Ancak, onlarda hala Ahmet'i bulamamıştı. Belki de bulmak istememişlerdi. Ahmet olmadan, yapmaları gerekenleri, gittiği yere kadar götürmeyi planlamış olabilirlerdi.
Bu hikaye çok soyuttu Dünya'nın gözünde. İnsanlar, soyut olanlara inanabilir, az biraz ipucuyla. İnanırlarsa, ayağa kalkarlar, somut kılmak için bu soyutluğu. Eğer, duyulursa ve inanılırsa, yapacakları baskı, tek-rardan onların sonunu hazırlayabilirdi. Ne yapacaklarını bilmez şekilde, hareketlerini sürdürdüler. Elbette Kötü Tiyatronun Senaristlerinin bu durumda bazı avantajları vardı. Bu durumu duyurarak, kimseyi örgütleyemezdi Deniz ve diğerler. Eğer birilerine, olayı olduğu gibi anlatıp, örgütlemeye çalışırlarsa, bir grup deli sanılıp, en baştan kaybedebilirlerdi savaşlarını.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAYIŞ
Fiksi UmumPolitik, psikolojik, sosyolojik ve bilim kurgu unsurlarını ele alarak hazırladığım kitapta, aşktan savaşa kadar, aradığınız bir çok şeyi bütün olarak bir hikayede inceledim. İki bin elli yedi yılında bulunan bir keşfi, ele geçiren Kötü Tiyatronun Se...