1.3

902 72 104
                                    

2024 yılına dair bir sürü şey yazmam gerekiyor ama yazasım gelmiyor. Biriktirip upuzun bir bölüm yazacağım sanırım. Hatalarım varsa affola, iyi okumalar.

2002

Bedenim Sasuke'nin bedenine yaslanmış vaziyetteyken uykusuzluktan dolayı başım sürekli kucağına düşüyordu.

Az önce son vizemden de çıkmıştım ve iki haftanın yorgunluğu yüzünden bayılacak gibi hissediyordum. Sasuke'nin de benden farkı yoktu. Öyle yorgundum ki sıcak bir yere gidip uyuma fikri bile bana uzaktı, bu yüzden fakültenin önündeki çınar ağacının dibine yığılıp kalmıştım. Sasuke sırtını ağaca, ben de yere vermiş, dizine uzanmıştım.

Ne yaptığını görmek için başımı çevirdiğimde beni seyrediyordu. Baygın gözlerindeki bakışları güzeldi, hem de çok.

"Neye bakıyorsun öyle? Yüzümde bir şey mi kalmış yoksa?" Telaşla elimi yüzüme götürüp aranmaya başladığımda kahkaha atmıştı. Tanrı şahidim olsun, dünyada bundan daha güzel bir görüntü olamazdı. Nutkum tutulmuş bir şekilde ağzımdan çıkan mırıldanmalara engel olamadım.

" Des yeux qui font baisser les mines,
Un rire qui se perd sur sa bouche,
Voilà le portrait sans retouche
De l'homme auguel j'appartiens~"*

*Gözlerimi kaçırtan gözler,
Ağzının üstünde kaybolan bir kahkaha
İşte rötuşsuz portresi,
Ait olduğum adamın.

Edith Piaf- La Vie En Rose

Ben mırıldanırken Sasuke gözlerini kapatmış sesime kulak veriyordu. Utançla başımı eğip Fransızca bilmemesini umut ettim. Öyle güzeldi ki kahkahası, bir anda söylemeden edememiştim. Edemezdim.

"Sen ne dedin ki ama şimdi? Ben hiçbir şey anlamadım..."

Masumca söylendiğinde yüz ifadesi onu öpme isteğimi arttırıyordu.

"Sadece bir an şarkı mırıldanmak istedim. Öyle yani, bir anlamı yok ehehehehe." Gülerken elimle ensemi kaşıyıp otuz iki dişimi gösterdiğimde halime güldü.

"İyi hadi üstelemeyeyim bu defa."

"Böyle uyusak hasta olur muyuz Sasuke?" Gözlerimi sıkıca kapatıp kalan son enerjimle konuştum. Kırk sekiz saate aşkın bir süredir uyanıktım. Bayılmak en çok benim hakkımdı.

"Ben hasta olmam ama... Sen kesin olursun. Kalk seni çok güzel bir yere götüreceğim."

Sızlanma dolu mırıltılarımı serbest bıraktım. "Kalktığım an bayılırım ben kesin. Taşı beni Sasuke-chaan."

Başımı dizinden ayırıp ayağa kalktıktan sonra elimi tutup beni de zorla kaldırmıştı. Bir anda bana arkasını dönüp yere çöktüğünde kaşlarımı çattım.

"Madem bu kadar yorgunsun, çare yok. Sırtıma bin ufaklık."

Yanaklarım iyice pembeleşirken görmeyeceğini bile bile başımı itiraz edercesine salladım. "Ehehehe, hayır olmaz Sasuke. Hem ben çok ağırımdır. Şöyle bir baktım da sen de çelimsizsin zaten ehehe ben yürürüm ya."

Salak saçma kendimi rezil edecek cümleleri sıraladıktan sonra ellerimle yüzümü kapattım. Nasıl da aptaldım! Utancımı gizleyeyim diye çocuğu rezil etmiştim. Başını bana çevirdiğinde gözlerinden resmen alevler çıkıyordu.

" Biniyor musun yoksa seni bu soğukta bırakıp gideyim mi Naruto? Emin ol zerre pişmanlık duymam."

Öfkeli ve tehditkar bir ses tonuyla söylediğinde uslu uslu sırtına çıktım. O baldırlarımı sıkıca tuttuğunda nefesim kesildi. Ellerinin değdiği yerler alev alırken ellerimi boynuna sarmayı unuttum ve o ayağa kalktığında dengemi kaybettim. Son saniye ellerimi boynuna dolayıp kendimi ona iyice yasladığımda Sasuke endişeli bir yüz ifadesiyle bana döndü.

2006 | SasunaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin