0.9

1K 79 162
                                    

2002

Yaklaşık yarım saattir aynanın karşısına geçmiş yüzümü inceliyordum. Uzun kirpiklerim rimelli gibiydi ve kaşlarıma değiyordu. Sarı saçlarım her zaman olduğu gibi dağınıktı, bir türlü de düzelmezdi zaten. Tamamen babama çekmiştim bu konuda. Masmavi gözlerim iriydi ve parlaktı.

Tam olarak neyim feminendi yarım saattir anlayamıyordum. Ayağa kalktım ve vücuduma baktım. Ufak tefek bir vücudum vardı. Kalkık bir popom, düz bir karnım vardı.

Yanaklarımı öfkeyle şişirip kendimi tokatlarken yere sırt üstü uzandım. Bakışlarımı tavana dikerken bağırdım. "Ben feminen değilim ya!"

Ben bağırırken kapı açılmıştı. Telaşla yerimde doğrulduğumda oda arkadaşımın geldiğini görmüştüm. Bana güldüğünde kalkıp karşısına geçtim ve ilerlemesini engelledim.

"Gaara-kun, sence ben feminen miyim?"

Gaara ilk defa kahkaha attığında dudaklarımı büzdüm. "Komik mi ya? Feminen miyim, değil miyim? Gayet kolay bir soru bu."

"Doğruları söylememi mi istersin?"

"Evet. Acı bile olsa gerçekleri istiyorum."

"Yüzün yuvarlak ve hatların keskin değil. Bu biraz feminenleştiriyor seni. Ayrıca tüysüz bir tavuk gibi görünüyorsun ki bu da seni feminen gösteriyor. Ha bir de boy meselesini unutmamak lazım. Kaslı falan da değilsin. Şimdi bir şöyle baktım da sana, seni moe konseptiyle görmek isterdim." Gerekenden fazla betimleme yaptığında kaşlarımı çattım ve kafasına vurdum.

Montumu yatağımın üstünden alıp sinirle çıktıktan sonra koşa koşa gittim. Madem feminendim o zaman maskülenleşmek zorundaydım.

Hızlı hızlı şehirde dolanırken bir yandan da spor salonu arıyordum. Vücudum kaslanmaya başladığında belki sakal da bırakabilirdim. Bu düşünceden sonra yüzümü buruşturdum ve başımı iki yana salladım. Hiç hoşuma gitmese de bebek yüzlüydüm, sakal bana hiç olmazdı.

Bir saatin sonunda spor salonuna paramı toslamış ama kaydımı yaptırmıştım. Devletten aldığım bursun yanı sıra yurt masraflarım da fazla tutmuyordu. Ailem de fazladan para göndermeyi ihmal etmiyordu.

Paramın çoğunu kafede orada burada harcıyordum ama şimdi o masraflarımı kısmam gerekecekti. Çok sorun değildi, genelde ihtiyacım olmayan birçok ıvır zıvır alıyordum ve onlarsız da gayet güzel yaşardım.

Spor salonundan çıkarken ıslak ve uzun saçlı çocuğu görmemle duraksamıştım. Neji açık kahverengi gözleri kısılana kadar gülümseyerek bana baktığında yanıma gelmesini beklemiştim.

Genelde Neji'nin yüzüne baktığımdan ne kadar düzgün bir vücudu olduğunu fark etmemiştim. Hatta şimdi dikkat ediyordum da, Temari dışında kimsenin vücudunu incelememiştim.

Neji'nin aman aman kaslı olan bir vücudu yoktu ama yapılı olduğu belliydi, benim yapmak istediğim de tam olarak buydu. Kulağa oldukça komik gelebilirdi ama küçüklüğümden beri fazla kaslı olan insanlardan korkar, onları görünce çığlık atarak kaçardım. Hatta ve hatta buna televizyondaki modeller de dahildi.

Neji yanıma geldiğinde neşeli bir ses tonuyla cıvıldadım "Nejii, nasılsın? Spor yaptığını bilmiyordum ben senin, o yüzden biraz şaşırdım burada görünce."

Neji bana gülümsediğinde bakışlarımı onun yüzünden çektim ve yan yana yürümeye başladık.

"İyiyim Naruto, senin buralarda ne işin var? Asıl ben senin hiç spor yapacağını düşünmezdim. Özellikle vücuduna bakınca... " sözünü ufak bir kıkırdamayla bitirdiğinde ofladım. Neji ile öyle yakın sayılmazdık, bu yüzden hayatı ona dar etme gibi bir şansım yoktu ki bu canımı sıkmıştı.

2006 | SasunaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin