1.9

722 42 104
                                    

Heyecanlı bir şekilde üstümü aynada kontrol ediyordum. Bugün, Sasuke ile beraber dışarıya çıkacaktık ve o ne yapacağımıza dair herhangi bir şey söylememişti. Nasıl bir kıyafet giyineceğimi bilemediğimden upuzun bir süre boyunca dolabımla bakışmış, en sonunda ondan çaldığım kazağı giymekte karar kılmıştım. Bol geldiği için etraftaki insanların absürt bakışlarına maruz kalacaktım ama önemsediğim söylenemezdi, Sasuke'ninse bu halimi sevimli bulacağından emindim.

Bordo, örgü olan kazağın kolları bana oldukça bol gelmesine rağmen sırıttım. Sanki Sasuke'ye tamamiyle sarınmış gibiydim. Altına giydiğim dar paça siyah kot pantolonum ve botlarımla birlikte asansörün aynasından son bir kez kendimi kontrol ediyordum. Dışarının soğuk olacağını bildiğimden elimdeki siyah kabanımı üstüme giydim ve yurttan dışarıya doğru adımladım.

Soğuktan burnunun ucu kızarmış olan sevdiğim bütün sevimliliğiyle bana gülümsüyordu. Sanki beni görünce gözlerinin içi parıldıyordu. Adımlarımı hızlandırıp yanına vardığımda onu öpmek istemiştim ama kendimi durdurdum. Sevgili olup olmadığımız tam anlamıyla bir muammaydı ve o bir şey yapmadan bir şey yapıp kendimi rezil etmek istemiyordum.

Sasuke adımlayıp kollarını bana sardığında minnettar bir şekilde ben de kollarımı bedenine sardım. Takmış olduğu kocaman sırt çantası yüzünden düzgün bir şekilde sarılamamıştım ama hayıflandığım da söylenemezdi. Burnumun ucunda olan kokusu daha da arttığında tatmin olmuşçasına sırıttım. Öyle güzel kokuyordu ki!

Sarılma faslını bitirdikten sonra Sasuke parmaklarını parmaklarımın arasından geçirerek elimi tuttu. Gerçekten bu çocuk beni her geçen an biraz daha çocuksulaştırıyordu.

"Bugün programımız oldukça dolu, bu yüzden biraz hızlı hareket etmemiz gerekecek. Üşüdüğünde, bir şeye ihtiyacın olduğunda hemen söyle, bir şekilde hallederiz, olur mu?"

Başımı hevesle salladım ve parmaklarımın ucunda yükselerek yanağına bir öpücük kondurdum.

"Ne yapacağımıza dair ipucu da mı alamayacağım şimdi ben?"

Sasuke biraz düşündükten sonra bana döndü. Parmaklarını çeneme götürüp bakışlarımızı sabitlediğinde kesilmiş nefesimle kalakalmıştım.

"Birkaç öpücük daha alırsam söylemeyi düşünebilirim ama dediğim gibi, düşünebilirim."

Arsızca sırıtmasından sonra bronz tenim kızıla boyanmış bir şekilde aval aval yüzüne bakıyordum. Birkaç saniye içerisinde kendime gelip yüzümü yüzüne yaklaştırdım ve yanağını öptüm. Alnına düşen perçemlerini geriye ittirip alnını öptüm ve son olarak dudaklarım, en iyi bildiği yerine istemsizce kaydı. Dudağının tam kenarına dudağımı bastırdıktan sonra geriye çekildim. Yüzüne bakamayacak kadar kızardığıma emin olduğum için bakışlarımı yere çevirdim.

Sasuke bir süre öylece duraksadıktan sonra elini dudağının kenarına götürdü. Bakışlarım eliyle birlikte yüzüne doğru yükseldiğinde gözleri kapalı, dudaklarında olan gülümsemeyle az önce öptüğüm yere dokunuyordu. Bu haline bakınca geceleri uyanıp beni öptüğü anları anımsamam geliyordu. Beni heyecanlandırdığından belki de daha fazla ben onu heyecanlandırıyordum. Bu düşünce beni büyük bir sarhoşluğa sürüklerken ona uzanıp dudağının kenarını seven parmaklarına ufak öpücükler bıraktım. İrkilerek gözlerini araladığında kocaman gülümsedim.

"İpucu almayı hak ettim mi şimdi?"

"Ha? Ha, evet. Hak ettin. Tek bir ipucu vereceğim ama, sonrasında sıkıştırmak yok."

"Söz, sıkıştırmayacağım. Ver hadi!"

"Aile üyelerini iyice düşün."

Verdiği ipucuyla kaşlarımı çattım. Ailemle daha dün sabah, yurdun telefonu aracılığıyla konuşmuştum, buraya gelme ihtimalleri var mıydı? Aklım iyice karışırken soru sormak istiyordum ama cevaplamayacağından emindim. Bu yüzden bir şey demedim ve onun peşi sıra otobüse ilerledim.

2006 | SasunaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin