Boynun Morarmış?...

2.1K 56 9
                                    

"Ebru anlat hemen"
"Offf Oya, sarılırken oldu işte"
"Sarılırken mi? Nasıl sarılıyosunuz merak ettim, Akın buraya gelince bi sarılında göreyim" dedi, imalı imalı.
"Ne konuşuyosunuz benim hakkımda kızlar?"
Akın odaya girmişti. Konuştuklarımızın hepsini duymuşmuydu bilemiyorum.
"Akın"
"Efendim Oya"
"Siz sarılırk.."
Araya girdim.
"Eeee.... Akın çıkarmısın? Daha üstümü değiştiricem, hem akşam Oya, Tansu, sen, ben film izleyeceğiz. Hadi sende hazırlan"
Akın başıyla onayladıktan sonra yanağımdan öpüp çıktı.

Oya'nın kolunu cimcikleyip yanına oturdum.
Kolunu tuttu.
"Ahh...napıyosun be"
"Oya sen çok fenasın ya"
"Anlat o zaman çatlıcam ortadan ikiyee"
"Tamam anlatıyorum"
......

Akın'dan:

"Oğlum bir şey söyleyeceğim"
"Söyle kardeşim"
"Ben..."
"Evet sen"
"Ben Ebru'ya..."
"Evet sen Ebru'ya"
"EVLENME TEKLİFİ ETTİM"
"NE....OĞLUM ÇOK ERKEN"
"Biliyorum ama kabul etti"
"NE"
"Evet"
Sımsıkı sarıldı.
"Film mi falan boşver. Kızlara da söyleyelim. Akşam dışarı çıkıp bunu kutlayalım"
"Ebru çıkar mı bilmiyorum"
"Oğlum en mutlu gününde neden çıkmak istemesin"
"Kardeşim, bunu sana nasıl desem bilemedim ki..."
"Akın uzatıp durma tekme tokat dalıcam valla"
"Direk söylüyorum ben ya"
"Hadi söyle"
"Tekliften sonra biz biraz yakınlaştık"
"Ee bu normal bir şey bu, bi zahmet o esnada yakınlaşın"
"Ama öyle sıradan değil"
"Oğlum sen bu kızı dağın başına ormana götürdün, ne yapmış olabilirsiniz ki?"
Cümlesini bitirdikten sonra kendi kendine düşündü. Aklına gelen fikirle, elini ağzına götürdükten sonra işaret parmağını bana çevirdi.
"Yoksa..."
"Ya o kadar da değil"
"O kadar da değil mi... eyvahhh...başka neler oldu"
"Ya oğlum o anlamda o kadar da değil demedim, bi tane vurucam şimdi"
"Heee... ee o zaman nolmuş olabilir... utanma söyle"
"Ya... ben Ebru'nun boynu baya morarmış anlarsın ya işte...
seni beni geçtim çekimde napıcaz"
"NEE"
"Ne ne? Bir şey söyle"
"Oğlum az yavaş hareket edin ne bu hızlılık"
"Oğlum morarlıklığa çözüm bul lan"
"Ya orayı takma kafana bizde de Oyayla öyle olunca Oya hallediyordu"
Tansu ağzından kaçırdığı şeyi farkedip gözlerini kocaman açıp bana döndü.
"Yani şeyy..."
"Sus sus anladık ne olduğunu, kıvırmaya çalışacak aklı sıra"
"Ama oğlum birden gelişmişti ne yapayım, şimdi de ağzımdan kaçtı"
"İşte bizimkisi de birden gelişti"
"Aramızda bak tamam mı?"
"Aramızda demesen gidip anons edicektim tüm otele amına koyayım"
Güldü.
"Tamam hadi kızların yanına çıkalım"
"Hadi"

Ebru'dan:
"Öyle işte"
"Kızım yaa... ne güzel işte yakınlaşmışsınız, gün geçtikçe güzelleşiyor ilişkiniz"
"Güzel, güzel de ben bu izi nasıl yok edicem"
"Gel ben biliyorum"
Fondöten sürdükten sonra hafif pudra gezdirdi.
Gülümseyerek:
"Aynaya bak" dedi.
"Oha"
"Rica ederim"
Gülüştük.
"Teşekkür ederim kuzum"
"Korkmanı gerektirecek bir şey kalmadı"
"Bi dakika bi dakika sen bu izi kapatmayı nerden öğrendin Oya hanım? Vahiy mi geldi?"
"Ş-şey"
"Ney"
"Biz geldiiik"
Diyerek odadan içeri girdi Akın ve Tansu.
"Aaa bak bizimkiler gelmiş Ebru, sonra konuşuruz" diyip beni geçiştirdi.
Sanki neler olduğunu bilmiyoruz Oya hanım. Öğreniririz...
Tansu:
"Hadi giyinin çıkıyoruz"
"Nereye"
"Süpriz"
Akın'ı kolundan tutup köşeye çektim.
"Akın ne süprizi bu? Ormana falan mı götüreceksin yine?"
Kıkırdadı.
"Merak etme ormana falan değil, ama ormanda olan şeyler orda olur mu dersen işte onun garantisinin veremem"
"Ne?"

DARMADAĞIN HİSLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin